Çetin Kotan’dan Merkür TV’ye Önemli Açıklamalar

Çetin Kotan’dan Merkür TV’ye Önemli Açıklamalar
16 Kasım 2015

Merkür TV ve Esra FM tarafından ortan yayın olarak verilen Gündem 65, yine önemli bir konuğu ağırladı.

Merkür TV ve Esra FM ortak yayını ile takipçileri ile bulunan Gündem 65’in bu haftaki konuğu Van- Hakkâri Tabipler Odası Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Çetin Kotan oldu. Kotan gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Kotan’ın konuşmasından satış başları şöyle;

Ülkemizin İçinde Bulunduğu Durum

İyi şeyler dilemek lazım tabi, insanlarımızın mutlu olması için yeteri gerekçeye sahip olduğunu düşünüyorum, ancak maalesef geniş anlamda hem bölgemiz ve hem de ülkemiz yerel dinamiklerinin bazen arıza yapabildiği, insanlarımızı mutsuz eden bir hıza sahip. O anlamda hem ülkemiz hem bölgemiz ve geniş anlamda coğrafyamızda olan bir takım hadiseler keşke olmasaydı, keşke daha ılıman bir dille daha ılıman bir üslupla bunları konuşabilseydik, tartışabilseydik. Kavga dövüş etmek yerine ancak yinede Çetin Atlan’ın dediği gibi enseyi karartmamak lazım evet sıkıntılarımız var ama bunlar geçecek diye ümit ediyorum.

Gençlerin İş Bulma Sıkıntısı

İnsanlar meslekleri gereği yurt dışına gidebiliyor. Şöyle ilginç bir durum var, ülkemizde bakıyorsunuz sabah saatlerinde caddelerimiz dolu, öğle, akşam ve gece bile caddelerimiz dolu,bu doluluk gezintiye çıkmış insanlar değildir. Kahvehaneler dolu,  telaşlı bir doluluk ve bu kesim ekonomik jargonla iş gücü olan doluluktur. Bu insanlar belli bir saatte istihdam edilebilecek bir şeyler üretebilecek yaşta insanlar. Bu ciddi bir istihdam sorununu gösteriyor. Şimdi deniyor ki milli gelir artıyor diye o zaman bu insanlar ne geziyor o caddelerde, kahvehanelerde yani ciddi bir istihdam sorunu var, ciddi bir güvensizlik sorunu var bunların önüne geçmek lazım diye düşünüyorum.

Ülkemizin Sağlık Durumu

Gerçekten sağlık alanında ülkemiz çok iyi işler başardı. Şu an hastanelerimiz dünyadaki A Ligi hastaneler ile yarışır düzeye geldi ve şu anda dışarıdan bize hasta geliyor. Sadece yakın ülkelerde değil uzak ülkelerden bile hastalar geliyor, bu bizim onlardan çok iyi olduğumuz anlamına gelmiyor ama çok kötü olduğumuz anlamına da gelmiyor. En önemlisi sağlık gideri bakımından onlara kıyasla çok daha düşük.  Göz de, Kozmetik Cerrahi de, Kanser Cerrahisinde ve birçok alt branşlarda çok iyi durumdayız. Bu da şükredilecek bir durum. Adam İngiltere’den buraya geliyor ameliyatını oluyor, hastalığını tedavi ettirip geri gidiyor. Bu olumlu hem de çok olumlu bir gelişme. Ancak Türkiye’nin caddeleri dolu dedik ama gariptir ki hastaneleri de dolu. Burada çok ama çok ciddi bir sorun var. Bakın biz arkadaşlar ile Etiyopya’ya gittik. Dünyanın en fakir ülkesi.  İnanın insan insanlığından utanır, bir insan bu kadar mı fakir olur diye. Böyle bir ülkenin hastanesinde çalıştık bir de dünyanın en iyi hastanelerinden birinde de çalıştık Almanya’da.  Buralarda hastane koridorlarında amaçsız dolaşan kimseyi bulamazsınız. Etiyopya’da da böyle, çok sakin amaçsız insanlar yok, hastane koridorunda televizyon izleyen kimseyi göremezsiniz, cep telefonu ile konuşan kimseyi görmezsiniz ama bizde böyle bir sükûneti bulamazsınız, B ütün hastanelerimizde genelde kuyruklar olur, izdiham olur, yani şimdi burada ciddi bir sıkıntı var. Şimdi bu ülke zenginleşti ekonomik düzeyi iyiye gidiyor, daha temiz mekânlarda yaşıyoruz, daha temiz hava soluyoruz, yiyeceklerimiz daha kaliteli. Peki, şimdi ne oldu da hastanelerimiz bu kadar dolup taşıyor. Bakın mesela hematoloji bölümünün günlük hasta sayısı 50 ise bu hastaların neredeyse yarısının hematoloji ile alakası yok. Bu nedenle de gerçekten sorunu olan hasta iyi hizmet alamıyor, hal böyle olunca da bazı şeyleri atlayabiliyorsunuz. Çünkü hastaya ayıracağınız zaman kısıtlı buda beraberinde sıkıntıları getiriyor.

İşte duyuyorsunuz doktor dövülüyor, yanlış tedavi sonucu ölümler oluyor. MR İngiltere’de en az 3 saat inceleniyor biz de ise 5 dakika sürüyor incelemesi.  Şimdi böyle önemli bir konuda bu kadar kısa sürede nasıl olumlu bir sonuç alabilirsiniz çok zor. Sonuçta sağlık alanında yakaladığımız bu başarılara paralel bu tür hoş olmayan durumlar da söz konusu oluyor. Keşke bizler hastanelerimize önem verebilsek gerçekten hastaneye ihtiyacı olan unsurları hastanelere yönlendirebilsek. İnanın başarı oranımız daha da yükselecektir. Bazı hekim arkadaşlarımızın 72 saat görev yaptığını biliyorum. İnsan sağlığı ile uğraşıyorsunuz şimdi böyle bir ortam da nasıl sağlıklı karar verebilirsiniz, nasıl daha da başarılı olabilirsiniz.  Türkiye siyasal popülizmden kurtulabilse sağlık da çok iyi bir yere gelecektir. Göreceli olarak vatandaş mutlu, işte ben istediğim hekime gidebiliyorum, göreceli olarak hastaneler mutlu çünkü ekonomik çarkını döndürebiliyor. Yine göreceli olarak iktidar erki mutlu vatandaşlarıma iyi sağlık hizmeti sunuyorum diyor. Haklılar, çünkü vatandaşın memnuniyeti onlara artı olarak yansıyor, ama sorun şu biz bir şeyleri atlıyoruz. Bakın Van kanser bölgesi. Biz Van’da 20 sene evvel nerde isek,  bu günde aynı yerdeyiz. Hastalıkları önceden tespit etme imkânımız yok. Biz akçesi bol olan şeyi tercih etmişiz, ne kadar hasta o kadar da akçe. Düşünün mesela İran yıllardır ambargo uygulanan bir ülke ama hastalığı yakalama konusunda bizden öndeler. Türkiye’nin bundan sonraki dönemde sağlık alanında daha reel tedbirleri alması gerekiyor. Artık ben bu kadar mide hastasını tedavi ettim yerine ben bu kadar mide hastalığını engelledim demesi gerekiyor.

Mide Kanseri

Erzurum, Kars, Ağrı, Van, Bitlis buralarda çok daha sık görülüyor maalesef, bizim ülke bazında bunu politika haline getirmemiz lazım. Sorun çok büyük engelleyici hekimliğin önünün açılması lazım bu konu üzerinde çok ciddi çalışılması lazım.

Tedavi Merkezlerinin Kurulması

Bizim bu ülkenin vatandaşları olarak hemen hemen her konuda fikrimiz var. Fikir beyan edebiliyoruz, fakat bizim önceliğimizin bu tür önemli sorunlar olması lazım. Bu tür konuları kendimize dert edinmemiz lazım. Mesela bazı kuruluşların kuruluş amaçlarının dışında da fikir beyan ettiklerini görüyoruz, evet fikir beyan etsinler ama asıl dertleri kuruluş amaçları olması lazım. Sağlık Bakanlığının bunu kendisine dert edinmesi lazım, yerel seçilmişlerimizin, yerel atanmışlarımızın kendilerine sorun etmeleri lazım, bizimde kendimize sorun etmemiz lazım. Bizim açıkçası bu kadar önemli konularda kıyameti koparmamız lazım, bölge bölge ele almamız lazım. İşte şu bölgede şu sorun var bu sorun engellenmelidir diye. Kısacası insan hayatının ne kadar değerli olduğunun bilincine daha da fazla varmamız lazım.  Buna göre çalışmalar yapmamız lazım diye düşünüyorum.

Sağlık Alanında Gelişen Van’da Hastaların Başka İllere Gitmesi

Toplum olarak kendimizi iyi hissetmek gibi hasletimiz var. Şahıs hastasını getiriyor hastane’ye, doktor kontrollerini yapıyor. Artık tedaviye başlayacak, hasta değil de genelde hasta yakınları doktorun yanına gelip işte hocam hastamızı Ankara’ya veya İstanbul’a götürebilir miyiz daha iyi olmaz mı diye. Şimdi orada da uygulanacak tedavi yöntemi aynı, zaten biz burada tedavi edemeyeceğimiz bizi aşacak teknik donanım yönüyle hastaları zaten gönderiyoruz.  Fakat dediğim gibi kendimizi iyi hissetmek adına bu tür yanlış uygulamalara yöneliyoruz. Götürmelerine hiç gerek yok. Oralardan bize hasta geliyor,yurt dışından hastalarımız var. Biz bu konuda belki istenilen durumda değilsek bile yine de iyi konumdayız. Onun için bize güvenmeleri gerekiyor, oralarda yapılan tedaviler burada da yapılıyor. Bazen yoğun bakımdaki hastalarımızı bile yakınları dışarıya götürüyor, sonuç hüzünlü olabiliyor. Oysa burada tedavisi devam etseydi beklide bir sorun olmayacaktı, ama insanlarımız bu şekilde bir rahatlama yöntemi bulmuşlar. Aslında hastalıklar biraz mahrem yaşanması gerekir.  Fakat bizde toplum önünde yaşanıyor bir mahremiyeti yok.

Şehir Merkezi’nde İstasyon Görevi Görecek Bir Hastanenin Olmaması

İpekyolu hastanesinin bir uzmanlık birimi konumuna getirilmesi çok doğru bir şeydi. Mesela Tıp Fakültesi 30 yıllık bir geçmişi olan bir fakülte, ama bizde olmayan çocuk konusundaki birimler orada vardı.  Tabi buda bizim tıp fakültesi olarak bir ayıbımızdı. Fakat şimdi bölge hastanesi bir kampus haline getirildi, çocuk hastanesi de maalesef merkezi olmayan bu bölgeye taşınacak. Bu sorun teşkil eder mi? Elbette ki eder. Keşke biz şehir merkezinde bir kamu hastanesi bıraktırabilseydik. Çünkü kamu hastaneleri işleyiş bakımından özel hastanelere göre biraz daha kâr güdüsünü minimize etmiş hastaneler olduğu için söylüyorum, bu kamu hastanelerinin arkasında devlet var dolayısıyla kısmen daha rahat. İpekyolu hastanesinin bundan sonra nasıl kullanılacağı konusunda net bir bilgim yok.   Fakat şahsen İpekyolu hastanesinin gözden geçirildikten sonra genel amaçlı bir hastane olarak Van’a kazandırılması çok daha hayırlı olacaktır diye düşünüyorum.  Çünkü eğer bu hastane açılır ise diğer hastanelerin de yükünü hafifletecektir, böyle bir çalışma olursa ben büyük bir şevk ile destek veririm. 

DİĞER HABERLER

Copyright © 2017 İlaç Radyo Her Hakkı Saklıdır İlaç Radyo Bir Altınradyo ve Tv Yayıncılık A.Ş. Kuruluşudur