OECD'nin (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) açıkladığı verilere göre dünyada yüzde 42 ile Türkiye antibiyotik kullanımında birinci sırada yer alıyor.
Meydan Gazetesi'nde yer alan Satı Kılıçer'in haberine göre; ülkemizi yüzde 32 ile Yunanistan, yüzde 30 ile Fransa takip ediyor. En az tüketen ülkeler ise Şili, Hollanda ve Estonya. Ülkemizde antibiyotiklere ulaşmak çok kolay. Son bir aya kadar eczaneler reçetesiz her antibiyotiği satıyordu. Ancak Sağlık Bakanlığı'nın yeni uygulaması ile reçetesiz antibiyotik satışı kısmen engellendi. Bu uygulamanın Türkiye'nin her yerinde ve ciddiyetle yürütüldüğü ise tartışmalı. Ayrıca bazı antibiyotikler dışında çoğunun fiyatı çok ucuz. Herkes parasını verip alabiliyor. Hasta talep ediyor Ülkemizdeki bu bilinçsizce kullanımın elbette birçok sebebi var. Fakat en önemli nedenleri arasında ilk sırayı toplumsal talep alıyor. Toplumda antibiyotiklerin her derde deva zannedilmesi önemli bir problem. Bu durumdan hekimler de mustarip. “Hekimler ciddi baskı altında kalıyor, aileler ve hastaların kendileri hekimleri antibiyotik yazmaya zorluyor” diyen Fatih Üniversitesi'nden Prof. Dr. Salih Hoşoğlu, yaşanan sıkıntıları şöyle anlatıyor: “Hekim hastanın ya da hasta yakınının talebini yerine getirmediği zaman sıkıntı yaşıyor. Hastaların sözlü ve bazen fiili saldırılarına maruz kalabiliyor. Şikâyet edilerek taciz ediliyor. O nedenle hekimler hasta taleplerini yerine getiriyor. Türkiye'de hekimlik büyük oranda ‘zarar görmeden problemi aşma' şeklinde yapılmaya çalışılıyor.” Hasta yoğunluğu var İkinci neden olarak; aile hekimliği merkezlerinde, temel laboratuvar imkânları olmaması gösteriliyor. Hasta sayısı çok olduğu için hastalara daha fazla ilaç yazmak ve bu ilaçlara antibiyotik de eklemek zorunda kalınıyor. Niye yaygın? Antibiyotik kullanımı biraz da kültürel bir problem. Doktor yazmadığında eşe dosta sorup komşudan görüp alan hastalar da var. Antibiyotiklerin en sık kullanıldığı alanın üst solunum yolu hastalıkları olduğunu belirten Hoşoğlu, “Türkiye'de birinci basamakta yani aile hekimliği polikliniklerinde solunum yolu enfeksiyonlarında % 90'lara varan oranda antibiyotik kullanılmakta. Oysa bu oranlar Amerika ve Avrupa'da % 40 civarında. Soğuk algınlığı gibi solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotik kullanılması yaygın yanlışlık haline geldi” diyor. Acilde dahi yazılıyor Ülkemizde sağlık sisteminin henüz oturmamış olması da başka bir problem. Aile hekimliği sistemine yeni geçildi ancak şu anda hekim başına düşen nüfus yüksek, o nedenle aile hekimleri istenilen hizmetleri veremiyor. Yani sevk zinciri yok, her hasta istediği an istediği doktora ya da hastaneye gidiyor. Bu aynı zamanda ikinci basamak hastaneleri de kilitleyen ve sistemi bozan bir durum. İkinci basamak olan Devlet Hastanesi'ne giden hasta kendisine orada yazılan antibiyotiği daha sonra tekrar yazdırmayı bir hak olarak görebiliyor. Antibiyotiklerin bir kısmının Acil Servisler'de yazıldığına dikkat çeken Hoşoğlu, “Ülkemizde acil hasta diye başvuranların büyük kısmı acil olmayan hastalardır ve bu durum sistemi tıkamaktadır” bilgisini veriyor.