Merkurhaber - Özel: Memet Baran - Cüneyt Marhan
Türkiye genelinde yaşanan öğretmen eksikliği ücretli öğretmenlerle doldurulmaya çalışılıyor. Türkiye’de 100 bine yakın ücretli öğretmen mevcut. Yapılan araştırmaya göre ücretli öğretmenlerin 28 bin 178'i eğitim fakültesi mezunu, 30 bin 32 kişi lisans mezunu ve 12 bin 697'si ise ön lisans mezunudur. Buda eğitimdeki sorunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Van Öğrenci Takip Merkezi (ÖTM) Müdürü Veysel Aras, eğitim seviyesini yükseltmemiz için daha kalifiyeli öğretmenlerin atanması gerektiğini dile getirerek, yetkililerin bu konuya özen göstermeleri gerektiğini söyledi.İsminin açıklanmasını istemeyen ücretli bir öğretmen ise, Kadrolu öğretmenler göre çok daha fazla emek veriyoruz fakat tüm bu emeklerimize rağmen okulda üvey evlat muamelesi ile karşı karşıya kalıyoruz."dedi.
Aras, ücretli öğretmenlerin uzman olmadığı konularda derse girmesinin hem toplum için hem de ülkemiz için çok yararsız bir durum olduğunu ifade ederek, “2 yıllık büro yönetimi öğretim mezunu bir arkadaşımızın ya da 4 yıllık formasyon eğitimini almış bir sınıf öğretmeni arasında dağlar kadar fark var.
Sonuçta bu çocuk ortalama 5 ile 12 yaş arasında bir öğrenci grubunu kapsıyor. Yani kesinlikle formasyon eğitimini almış öğretmenlerin derse girmesini biz buradan talep ediyoruz. Çünkü bu bizim ülkemizle milli değerlerimizle alakalı bir durum. Van kırsalında ve merkezinde eğitim seviyesini yükseltmemiz için çok daha kalifiyeli öğretmenlerin atanması, ücretli öğretmenlerin gerekirse mülakata bile alınması gerektiğini ben buradan destekliyorum. Bu konuda kesinlikle eğitim odaklı olması gerekiyor. Yoksa ilerisi için çok ciddi sıkıntılar yaratacak. Bir yıkım anlamına geliyor. Nasıl bir yıkım? Hiçbir şeyden anlamayan birinin araba motoru ustasıyla kıyaslanması gibi bir şey. Yetkililerin bu konuya çok özen göstermeleri gerektiğini düşünüyorum.” cümlelerini kullandı.
Ücretli öğretmenlerin de birçok sıkıntı yaşadığını belirten Aras, ücretli öğretmenlerin yaşam koşullarını düzeltilmesi gerektiğini belirtti. Aras, “Ücretli öğretmenlerin daha fazla katkı alması gerekiyor. Çünkü kırsal kesimlerde özellikle resmi olarak atanan öğretmenler gidip kırsal alanda görev yapmıyorlar. Gerçekten çok zor iklim şartlarında çalışan öğretmenler var. Bu da bizim eleştirdiğimiz bir başka. Bu konu da her türlü desteğin onlara sağlanması konusunda inşallah bir cevap buluruz.” şeklinde konuştu.
Aras, ücretli öğretmenlerin kadro sıkıntısı yaşadıkları için gelecek kaygısını da taşıdığını söyleyerek “Kaygı ortamında ders anlatmak çok farklı bir durum. Bu farklılık şu şekilde gerçekleşir; Ders anlatımında verimli olmaz. Bir insan işini severek yapmalı. Öğretmen, öğrenci kim olursa olsun- kesinlikle severek yapması gerekiyor. Şimdi kaygı ortamında ders anlatmak tabi ki bu verimsiz olur. Bu bizim tüm değerlerimize de aykırıdır. Eğitim seviyesinin düşmesine çok büyük bir etkende sayılabilir bu durumu. Tabi öğretmenlerin şatlarının o konuda iyileştirilmesi gerekiyor. Bu iyileştirme sağlanırsa o kaygı kalkar. Böylece atanan öğretmenler, ücretli öğretmenler bu şekilde severek işini yaparlar. Köydeki öğrencileri değerlendirecek olursak bunlar zaten çok zor şartlarda çok zor iklim koşullarında, fiziksel şartları çok zayıf bir şekilde eğitim alıyorlar. Bu çok
üzücü bir durum.” dedi.
Ücretli öğretmenlerin genellikle kırsalda görev yaptıklarını ve buradaki en büyük sorunlardan birinin de rehberlik olduğunu söyleyen Aras, “Şehirde bilgiye ulaşmak kolaydır. Ama köy okullarında hiçbir şey yok. Madem okullarda öğretmen eksikliği var, öncelikli olarak şehirdeki rehber öğretmenlerin köylerde olması daha sağlıklı olur. Eğitimde rehberlik özelleşirse hem maliyet ucuzlar hem de tüm köy okullarında ve şehirde de rehber öğretmeni olur. Artıları olacaktır muhakkak. Örneğin; Ankara’dan Van’ın bir köyüne atanan bir öğretmenin bölge ile alakalı ön yargıları olduğu için gelmek istemiyor. Burada bir boşluk oluşuyor o boşluk da ücretli öğretmenlerle kapatılıyor. Öğrenciler açısından işin artı tarafı derslerinin boş geçmemesi. Artısı budur ama olayın eğitim boyutuna bakacak olursak ücretli öğretmenlerin yüzde 80’in formasyonu yok.” dedi.
İsminin açıklanmasını istemeyen ücretli bir öğretmen ise şunları söyledi; “Çok yoğun çalışıyoruz. Verdiğimiz emeğin karşılığını alamıyoruz. Çok cüzi bir ücret alıyoruz. Kadrolu öğretmenler göre çok daha fazla emek veriyoruz fakat tüm bu emeklerimize rağmen okulda üvey evlat muamelesi ile karşı karşıya kalıyoruz.
Atanan öğretmenlerle koşullarda çalışıyoruz fakat atanan öğretmenler tarafından ikinci sınıf muamelesi gördüğümüz oluyor.
Kadro sıkıntısı çektiğimiz için hem gelecek kaygısını yaşıyoruz hem de ekonomi kaygı içerisindeyiz. Ders başı ücret aldığımız için tatillerde bazen farklı işler yaptığımız oluyor. Hele evli arkadaşların durumu çok daha zor. Ücretli öğretmenlerin şartları biraz daha düzeltilmesi gerekir. Yetkililer, buna çözüm bulmak zorunda”