Türkiye'nin değişik bölgelerinden arılarını kışlatmak ve gelişimlerini sağlamak için uygun hava şartları olması nedeniyle Van’a gelen arıcılar, kasım ayında daha sıcak olan illere göç etmeye başladı. Konuyla ilgili açıklamada bulunan Türkiye Bal Üreticiler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Gevaş Bal Üreticiler Birliği Başkanı Fırat Çenberlitaş, Van balının endemik bitki çeşitliliği bakımından olağanüstü kaliteli bir bal olduğunu ifade ederek, bunun da zengin bitki örtüsünden kaynaklandığını söyledi. Van’ın arı yetiştiriciliği için en uygun bölgelerin başından geldiğini dile getiren Çenberlitaş, “Biz hasılatlarımızı bitirdik, sağımlarımızı yaptık. Bundan sonra yavaş yavaş kışlatmaya gidiyoruz. Kimi Akdeniz, kimi Ege, kimisi ise Güneydoğu gibi farklı bölgelere kışlatmaya gidiyor. Van’da da arıcılık sezonu bittiği için bizler de diğer illerdeki gezgin arıcılar gibi farklı illere göç ediyoruz” dedi.
Arı yetiştiricilerinin gelecek sezon alacakları verimin alt yapısının kış hazırlığından geçtiğini belirten Çenberlitaş, “Arılarda sonbahar bakımı ve kışlatma çok önemlidir. Arılarda bal hasadının yapılması; o sezonun bitmiş yeni bir sezonun başlaması anlamına geliyor. Bu dönemde yapılacak her türlü bakım ve ihmal, gelecek tüm bir yıla yansıyacağı için bal hasadından hemen sonra sonbahar bakımına başlanması gerekir” ifadelerini kullandı.
Arılar için kış aylarının verimsiz geçtiğini belirten Çenberlitaş, şu ifadelere yer verdi:
“Arılar ya kışlaklarda ya da gerekli tedbirler alındıktan sonra dışarıda kışlatılmalıdır. Arılar kış uykusuna yatmazlar, petekler üzerine kümelenerek kışı geçirirler. Ortam ısısı arının biyolojik faaliyetleri için 33-36 derece, uçabilmesi için asgari 7-8 derece ve besin toplayabilmesi için en az 10-14 derece olması gerekir. Kolonilere kış yiyeceği olarak bal ve polen depolanmış petekler bırakılır. Ancak petekler tamamen balla dolu olmayıp alt yarılarındaki gözler boş olmalıdır. Çünkü kışın arılar bal dolu gözler üzerinde değil, peteklerin balla dolu kısmının hemen altındaki boş gözler üzerinde salkım kurarlar. Özellikle ilkbaharda taze polen gelmeye başlayıncaya kadar ki dönemde arıların yavru yetiştirmeyi, başlatıp sürdürebilmeleri için bırakılan ballı peteklerin 3-4 tanesinde aynı zamanda yeterince polen de olmalıdır. Genel kural olarak kuluçkalıktaki bal hasat edilmeyip, arıya bırakılmalıdır. Yapılacak kontrollerde arı mevcudu az olan zayıf koloniler, anasız, ana arısı yaşlanmış, verimsiz ve sakat olan koloniler birleştirilmelidir. Başarılı kışlatma için mutlak surette sonbaharda bir dönem yavru üretimi sağlanarak kışa genç arı ve ana arı ile girilmelidir. Yapılacak denetimlerde herhangi bir hastalık tespit edilen kolonilerde gerekli önlemler alınmalı ve tedavi edilmelidir. Sonbahar teşvik yemlemesinden sonraki kuluçka aktivitelerinin çok azaldığı dönemlerde sonbahar dönemi varroa mücadelesi mutlaka yapılmalıdır. Bu koşullar dikkate alındıktan sonra diğer önemli hususlar ise kovanların sağlamlığı gözden geçirilerek gerekirse değiştirilmeli, kovandaki arılı, yavrulu ballı-polenli çerçeveler düzenlenerek fazla petekler alınmalıdır. Kovanda herhangi bir hastalık ve zararlı varsa gerekli müdahaleler yapılmalı, en sondaki çerçevenin yanına bölme tahtası konularak boş kalan kısımdan soğuğun girmesi engellenmelidir. Kovanlar bir sehpa üzerine oturtulmalı, koloniler rüzgâr almayan ve mümkünse üstü kapalı bir arılıkta kışlatmaya bırakılmalıdır. Kovan uçuş delikleri daraltılmalı, kovan örtü bezi soğuğu geçirmeyen bir malzemeden seçilmelidir.”
Kışlatmanın verimli geçmesi için ana arının genç olması, işçi arı miktarının ise arttırılması gerektiğinin altını çizen Çenberlitaş, “Kovanda kış için yeterli bal ve polen olmalıdır, arı ailesi sağlıklı olmalı ve havalandırma iyi olmalıdır, kovanların durumu iyi olmalıdır, kışlatma yeri iyi seçilmelidir” diye konuştu.