Van Valisi ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez, Van’ın sosyo ekonomik yapısına ve insan ilişkilerine dikkat çekerek, “Biz eğer bu şehirde yaşıyorsak, bu şehir hepimizin şehridir. Hakkariliye tepeden bakamazsın, Hakkarili de bu şehirde yaşıyor, şehrin bir bireyidir. Hakkarili, Şırnaklı, Bitlisli, Ağrılı, Muşlu artık hepsi Van kimliği içindedir. Hep birlikte Van için kenetlenmemiz lazım…” dedi.
Van’ın hem ekonomisi hem şehir yapısı hem de sosyal ilişkileri konusunda görüşlerini açıklayan Vali Bilmez, önemli mesajlar da verdi.
“BURSA İLE YARIŞABİLİRDİK”
Kentin Bursa ile ekonomik güç olarak yarışabilecekken bunun olmadığını belirten Vali Bilmez, şunları söyledi:
“Bizim bugünü değil yüz yıl sonrasını, bin yıl sonrasını düşünmemiz lazım. Ben inanıyorum, eğer bölgemizde bu son 30 yılda yaşanan güvenlik problemi olmasa bugün Van kesinlikle Bursa ile yarışabilecek ekonomik bir potansiyele sahip olurdu. Ama yaşanan şiddet bu bölgede insanları kaçmaya zorladı. 90’larda biliyorum Aydınlı bir kadın 80’lerde burada gelecek görüp, Timar’dan sonra bir yer almıştı. Almanya’dan yaşlı turistler getiriyordu. Van’a gelince sordum, o tesis kapanmış, yok olmuş. O çok basit bir tesisti ama buradaki o zamanki Urartu Oteli’nden çok daha fazla para kazanabiliyordu. Onun için bu bölgede evet biz zamanında sanayiden payımızı alamadık ama çok harika bir doğamız var, biz bunu kirletmeden yararlanmalıyız, çünkü dünyada suya, yeşile bir ilgi oluştu, bizde de bu var, bunun bilincinde olup buna göre davranmamız lazım.”
“KENTİ YAYMAK LAZIM”
Van arazisinin var olan nüfusun daha fazlasına müsait olduğunu ancak her şeyin bir noktada toplandığı için sıkıntı yaşandığını ifade eden Vali Bilmez, şöyle devam etti:
“Ve imar palanlarımızı da bugüne göre değil, yüz yıl sonrasına, iki yüz yıl sonrasına göre yapmamız lazım. İpekyolu’na hapsolmuş kentimizi biraz yaymamız lazım. Hep böyle talep üzerine kat artışına gidildiği için kent bir türlü yayılamadı. Bu sene kanun çıktı, parsel bazlı imar yasaklandı, bu gecikmiş bir düzenlemeydi, keşke 20 yıl, 30 yıl önce bu yasa çıkmış olsaydı. Bizim bu doğamız çok müsait, alanımız dar değil, yer sıkıntısı yok. Hatta 2 buçuk milyon nüfusun yaşayabileceği bir imara açılmış kent, ama hep bireysel talepler karşılandığı için İpekyolu’na hapsolduk. Onun için biz bu sene Hacıbekir’i prestij cadde yaptık ki Cumhuriyet Caddesi’nin yükünü Hacıbekir alsın diye. Emin olun Cumhuriyet Caddesinden daha iyi bir standarda yakın. Ama şimdi Hacıbekir caddesinin etrafında mermerci var, oysa orada mermerci değil, giyim mağazaları olmalı, alışveriş alanları olmalı.”
“TRAFİK SORUNUMUZ VAR DEYİNCE ŞAŞIRIYORLAR”
Van arazisi müsait olduğu için trafik sorunuyla ilgili kimseyi inandıramadıklarına dikkat çeken Vali Bilmez, şöyle dedi:
“İşte İkinisan’ın yükünü Milli Egemenlik Caddesini açarak hafifletmeye çalıştık. Kent merkezini dağıtmamız lazım, üniversiteye, Edremit’e doğru yaymamız lazım, eğer yaymazsak ne yapsak yapalım trafik sorununu çözemeyiz. Van’da trafik sorununu yaşadığımızı söylediğimizde Ankara’da kimse bize inanmıyor. Neden Van’da trafik sorunu yaşıyoruz, çünkü her şeyi getirdik Beşyol kavşağına hapsettik. Değiştirmek istedik ciddi bir dirençle karşılaştık. Belediye olarak kendi araç filomuzu güçlendirerek bu sorunu çözmeye çalışıyoruz.”
"BİREY MENFAATİ ÖNE ÇIKTI"
Vali Bilmez, kentte birey menfaatinin öne çıktığını, bunun da sorunların çözümünü daha da zorlaştırdığını söyledi.
Birey yerine toplumun baz alınması gerektiğine işaret eden Vali Bilmez, şunları kaydetti:
“Bu kent bizimdir, ne olur birey menfaati önceliğimiz olmasın. Birey menfaati önde olduğu için herkes o bireye acıyor, herkes minibüslerin fazla yolcu almasından şikayetçi ama minibüse ceza yazdığımızda herkes minibüsçüye acıyor. E o zaman niye dert yanıyorsun? Bu somut bir örnektir. Bu kentte en yoksun olduğumuz şey, kentin umum savunucusu yok! Bireysel menfaatin savunucusu çok, umumu savunan, umumu isteyen yok, şimdi her şey bireysel olmuş. Eskiden bu kentin rusipileri vardı, ileri gelenleri vardı, kanaat önderleri vardı, seydaları vardı, bunlar bir söz söylediğinde büyük bir çoğunluk uyardı. Şimdi baba çocuğa laf geçiremiyor, böyle bir döneme geldik. Onun için bu kentte yaşıyorsak bizim eskisi gibi kenetlenmemiz lazım. Yani bir anlamda da geriye gitmişiz. İskele mahallesinde, Alipaşa’da, Hacıbekir’de bir araya gelen insanlar kaynaşmalıdır. Ama şu aşiret bu aşiret denilerek herkes kendine bir daire çizmiş, o dairenin dışına çıkmıyor.”
‘KİM VANLI?’ TARTIŞMASI…
Van için ayrım yapmadan ve ayrışma olmadan herkesi kenetlemeye çağıran Vali Bilmez, şu mesajları verdi:
“Biz eğer bu şehirde yaşıyorsak bu şehir hepimizin şehridir. Hakkariliye tepeden bakamazsın, Hakkarili de bu şehirde yaşıyor, şehrin bir bireyidir. Hakkarili, Şırnaklı, Bitlisli, Ağrılı, Muşlu artık hepsi Van kimliği içindedir. Kenetlenmemiz lazım… 50 yıl önce Siirt’ten Van’a gelmiş, halen ‘bu Vanlı değil’ diyoruz. Hakkari’den gelene ‘bu Vanlı değil’ diyoruz, doğru değil bu. Kim Van’da yaşıyorsa o Vanlıdır. Kim burada bir insanı istihdam edip ona bir ekmek veriyorsa bu eli öpülecek kişidir, en has Vanlı da o'dur. Dini, dili, mezhebi, kökeni ne olursa olsun… Eskide bu kültür Van’da vardı, Van bilinci vardı. Siyasi partileri farklıydı, düşünceleri farklıydı, ama Van denince bir araya geliyorlardı. Ve bunlara ihtiyacımız var. Kim Van’da bir taş üstüne taş koyarsa dini, dili, mezhebi ne olursa olsun bizim onu desteklememiz lazım. Kim Van’a zarar veriyorsa bizim ona da dikkat etmemiz lazım, onu da uyarmamız lazım. Bu öz kardeşimiz de olsa… Biz bunu hakim kıldığımız anda ben Van’da çok şeyin değişeceğine inanıyorum. Bir de bu kutuplaşmalar, ayrışmalar Van’da çok fazla. Bizim biraz bunu da aşmamız lazım. Onun için yumruklu elle dostluk olmaz. Bizim birbirimize karşı biraz önyargılarımızdan sıyrılıp empati yapmamız lazım. Yaşlı gencin yerine empati yapacak, Siirtli Vanlının yerine empati yapacak. Van kültürünü tekrar yaşatmamız lazım.”
“YAPICI ELEŞTİRİLERİN BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE YERİ VAR”
Hizmet üretirken her türlü eleştiriye açık olduklarını da ifade eden Vali ve Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Emin Bilmez, şunları söyledi:
“Biz bu sene belediye olarak 100 bin tane fide dağıttık, tamamı yerli fideler. Van kendi coğrafyasıyla Van’dır. Bitki örtüsüyle Van’dır. Kendi örfüyle gelenekleriyle Van’dır. Biz eğer Van’ın kültürünü Paris kültürü yapmaya çalışırsak biz Van’a ihanet etmiş oluruz. En modern yaşam kalitesini artıralım ama Van’ı Van olarak yaşatmamız lazım ki o zaman bir anlam ifade etsin. Onun için sizlerden destek bekliyoruz, öneri bekliyoruz, eleştiri bekliyoruz, tüm yapıcı eleştirilerin başımızın üstünde yeri var. Tek ölçümüz Van’ın ve Vanlıların menfaati olsun.”
Prestij Özel Haber: Adil HARMANCI