Daha önce batık gemilerin dalgıçlar tarafından keşfedilmesi ile merak konusu okurken şimdiler de ise suların çekilmesi ile Urartulara ait yapılar ve Osmanlı dönemine ait kale kalıntıları gün yüzüne çıktı. Küresel iklim değişikliği ve hava şartlarına bağlı olarak seviyesi belirli periyotlarda değişen Van Gölü'nde, son yıllarda yaşanan çekilme nedeniyle su altında kalan yapılar yıllar sonra ortaya çıkıyor. Türkiye'nin en büyük gölü olan ve bölge halkı tarafından "deniz" olarak adlandırılan Van Gölü'nün kıyı kesimlerinde yaşanan çekilme dikkat çekiyor. Bazı bölgelerde 200 metreye varan yatay çekilmenin yaşandığı Van Gölü kıyılarında, yıllar önce seviyenin yükselmesi nedeniyle su altında kalan tarihi yapılar, mezarlar ve binlerce yılda oluşan mikrobiyalitler gün yüzüne çıktı. Özellikle tarihi yapıların gün yüzüne çıkması fotoğraf sanatçılarını bölgeye olan meraklarını uyandırırken, Van YYÜ’nün önemli araştırmacıları bölgede araştırmalara başladı.
Küresel iklim değişikliği ve hava şartlarına bağlı olarak su seviyesinin belirli periyotlarda değiştiği Van Gölü'nde, suyun çekilmesiyle Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait olduğu değerlendirilen mezarlar, kale sütunları, seramik ve çanak çömlek parçaları, çeşitli motiflerin işlendiği taşlar ile binlerce yılda oluşan mikrobiyalitler ortaya çıktı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş ile Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu’nun yapmış olduğu açıklamalarda Van Gölünün çekilmesi ile birlikte tarihi kalıntıların ve yüzeye yakın mikrobiyalitlerin yüzeye çıktığını söyledi.
Van Gölünün derinliklerindeki zenginlikler gün yüzüne çıkarken, göl suyunun çekilmesiyle yıllar önce su altında kalan tarihi kalıntılar da gün yüzüne çıkmaya başladı. Daha önce batık gemilerin dalgıçlar tarafından keşfedilmesi ile merak konusu okurken şimdiler de ise suların çekilmesi ile Urartulara ait yapılar ve Osmanlı dönemine ait kale kalıntıları gün yüzüne çıktı. Küresel iklim değişikliği ve hava şartlarına bağlı olarak seviyesi belirli periyotlarda değişen Van Gölü'nde, son yıllarda yaşanan çekilme nedeniyle su altında kalan yapılar yıllar sonra ortaya çıkıyor. Türkiye'nin en büyük gölü olan ve bölge halkı tarafından "deniz" olarak adlandırılan Van Gölü'nün kıyı kesimlerinde yaşanan çekilme dikkat çekiyor. Bazı bölgelerde 200 metreye varan yatay çekilmenin yaşandığı Van Gölü kıyılarında, yıllar önce seviyenin yükselmesi nedeniyle su altında kalan tarihi yapılar, mezarlar ve binlerce yılda oluşan mikrobiyalitler gün yüzüne çıktı. Özellikle tarihi yapıların gün yüzüne çıkması fotoğraf sanatçılarını bölgeye olan meraklarını uyandırırken, Van YYÜ’nün önemli araştırmacıları bölgede araştırmalara başladı.
ERCİŞ’TE TARİHİ KALE ORTAYA ÇIKTI
Erciş ilçesine bağlı Çelebibağı Mahallesi'nde Urartular döneminde yapılan, Selçuklu ve Osmanlılar döneminde de kullanılan Erciş Kalesi ile çevresindeki yapılar, 1841'de Van Gölü seviyesinin yükselmesiyle su altında kaldı. 2014 yılında göldeki seviyenin düşmesiyle bazı bölümlerinin görülebildiği kalede, çekilmenin artmasının ardından sütun ve sur kalıntıları, mezarlar, seramik ve çanak çömlek parçaları, çeşitli motiflerin işlendiği taşlar ile bazı yapıların kalıntıları da ortaya çıktı.
FOTOĞRAF TUTKUNLARI BÖLGEYE AKIN EDİYOR
Van Müze Müdürlüğü ekipleri, kalıntıların bulunduğu alanda inceleme yaptı. Kontroller sonucu hazırlanacak raporun Van Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğüne teslim edileceği bildirildi. Çekilmenin etkili olduğu Erciş ilçesi kıyılarında binlerce yılda oluşan ve su altı peri bacaları olarak bilinen mikrobiyalitler de yüzeye çıktı. Van Gölü'nün kuzey sahillerinde görülebilen mikrobiyalitleri görüntülemek isteyen fotoğraf tutkunları da bölgeye geldi.
VAN GÖLÜNÜN GİZEMİ ORTAYA ÇIKIYOR
Van Gölünün çekilmesi ile birlikte ortaya çıkan kalıntı ve tarihi yapılara dair açıklama yapan Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Doktor Öğretim Üyesi Mustafa Akkuş, Van Gölü'nün su seviyesinin belli dönemlerde değiştiğini söyledi. Gölün kıyısında inşa edilen yapıların seviyenin yükselmesiyle suyun altında kaldığını anlatan Akkuş, “İnsanların yaptığı yapıların kalıntılarını, dalış yaptığınız zaman gölün derinliklerinde görebiliyoruz. Erciş Kalesi suyun altında kalan bir yapıydı. Van Gölü'nün çekilmesiyle kalenin sütunlarının açığa çıktığını görüyor ve bir tarihe şahitlik ediyoruz. Van Gölü çekildikçe içindeki gizemler de ortaya çıkıyor. Daha önce buralara gelmemiz mümkün değildi ancak suyun çekilmesiyle yapılar görülebiliyor.” Dedi.
KIYIYA YAKIN MİKROBİYALİTLER YÜZEYE ÇIKIYOR
Van Gölü'nün eşsiz bir ekosisteme sahip olduğunu, doğa harikası mikrobiyalitlerin göle ayrı bir güzellik kattığını belirten Akkuş, “Gölün zemininde tatlı su çıkışı olan noktalar var. Buralarda mikrobiyalit dediğimiz yapılar oluşuyor ve dünyanın en büyük mikrobiyalitleri Van Gölü'nde yer alıyor. Zaman zaman yaşanan çekilmeden dolayı kıyıya yakın mikrobiyalitler yüzeye çıkıyor. Göle dalış yapma imkanı olmayan ancak mikrobiyalitleri merak edenler çekilmenin olduğu bölgelere gelebilir. Burada harika bir fırsat var. Yüzlerce yıldır Van Gölü'nün bağrında saklanmış olan sır açığa çıkmış oldu.” İfadelerini kullandı.
GÖL YÜKSELİNCE KALE TERK EDİLMİŞ
Gölün yükselmesi nedeniyle 1841'de terk edilen kalenin, gün yüzüne çıkmasını değerlendiren Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, küresel iklim değişikliğine bağlı olarak gölün bundan sonraki süreçlerde seviye kaybına uğrayacağını söyledi. Erciş'in Çelebibağ Mahallesi'nde bulunan, Urartu Krallığı'nda Van Gölü sahilinde inşa edilen ve Osmanlı döneminde de onarımdan geçirilerek, kullanılan Erciş Kalesi, Van Gölü sularının 1841 yılında yükselmeye başlamasıyla terk edildi. O dönem burada yaşayanlar, bugünkü Erciş bölgesinde Alkanat, Gölağzı ve Tekevler Mahallesi'ne yerleşti. Van'da 23 Ekim 2011 depreminin de etkisiyle büyük hasara uğrayan kale, 2014'te Van Gölü'nün çekilmesiyle yeniden ortaya çıktı. Fakat son aylarda göl suyunun yaklaşık 2 metre daha çekilmesiyle kale ve Van Gölü'nde bulunan mikrobiyalitler de tamamen ortaya çıktı.
SULAR ÇEKİLİNCE ZİYARET EDİLEBİLİR HALE GELDİLER
Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü'nün tarihi boyunca sürekli yükselme ve alçalmaya bağlı olarak seviye farklılıkları gösterdiğini söyledi. Alaeddinoğlu, geçmiş dönemlerde göl seviyesinin uzun yıllar boyunca artış gösterdiğini, zaman zaman kısmi çekilmeler olsa da uzun süreçte sürekli arttığını dile getirdi. Bunun en güzel örneklerinden birini de Erciş merkezin hemen yakınındaki Çelebibağ'da gördüklerini belirten Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Burada bir kale yerleşkesi su yüzüne çıkmış durumda. 2014 yılında ilk defa ortaya çıktı ve sonraki süreçte o çekilme devam edince şu an hem kale hem yakın çevresi su yüzeyine çıktı. Şu anda ziyaret edilebilir şekle dönüştü” dedi.
URARTULAR M.Ö. 800’LERDE YAŞAMIŞ BİR MEDENİYET
Erciş Kalesi'nin bulunduğu alanın eskiden yerleşme alanı olduğunu, 1840'lı yıllara kadar kullanıldığını belirten Prof. Dr. Alaeddinoğlu, göl seviyesinde yükselme nedeniyle o dönem halkın şu anki Erciş'e doğru yerleştiğini söyledi. Alaeddinoğlu, 2014 yılında ise bu kez küresel iklim değişiminin etkisiyle Erciş Kalesi ve kalıntılarının ortaya çıktığını belirterek, şöyle konuştu: “Küresel iklim değişikliği dediğimiz olay aslında havzaya düşen suyun miktarı ile ilgili bir şey değil. Suyun miktarına baktığınız zaman uzun yıllar boyunca çok ciddi bir değişiklik yok. Birkaç yıl çok yağış ama bir kaç yıl az yağış dengeliyor. Ama şimdi yaşanan şey buharlaşmanın boyutudur. Yani ciddi bir şekilde buharlaşma gerçekleştiği için biz muhtemelen yani eski kaynaklar araştırıldığında karşımıza çıkıyor. Bugün Erciş'te karşılaştığımız o kale ve çevresindeki yerleşmelerin benzeri oluşumlarda belki karşımıza çıkacak. Urartular milattan önce 800'lerde kurulmuş ya da yaşamış bir medeniyet. O dönemden bugüne yapılan araştırmalar Van Gölü'nün kıyılarında bugün Erciş'te tanıklık ettiğimiz kale kalıntılarının benzerlerinin de artık yavaş yavaş ortaya çıkacağı şeklinde. Van Gölü'nün su seviyesi bundan sonra gölün yükselmesiyle sonuçlanacak sürece evrilmiyor. Tam tersine yani seviye farklılıkları negatife doğru seviyesini kaybedecek. Bir yandan ciddi bir olumsuzluğun işareti çünkü alanı gittikçe küçülecek. Küçülmenin etkisiyle ortaya çıkan tarihi kalıntılarda aslında birçok medeniyetin izlerini taşıdığı için birçok kişinin de ilgisini taşıyor."
RESTORASYON ŞART
Gölün çekilmesiyle ortaya çıkan kalede incelemelerde bulunan araştırmacı- yazar Selahattin Koşar, Van Gölü sularının 1841 yıllarında yükselmeye başlamasıyla burada yaşayanların, bugünkü Erciş bölgesinde Alkanat, Gölağzı ve Tekevler Mahallesi'ne yerleştiklerini söyledi. Koşar, "Kalenin, Van Gölü'ndeki suyun yükselmenin etkisiyle tamamen su altında kalmış. Van'da 23 Ekim 2011'de yaşanan depremin de etkisiyle büyük hasara uğramış. 2014 yılında Van Gölü'nün çekilmesiyle yeniden ortaya çıkan ve Osmanlı ve Selçuklu İmparatorluğu'nun Erciş'teki tek eseri olan kaledeki belirli bölümlerin restorasyondan geçirilmesi gerekir. Yapılacak restorasyonla kalenin turizme kazandırılması gerekiyor” dedi.
ŞEHRİVAN GAZETESİ