BABACAN FLAŞ VAN AÇIKLAMALARI!
Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Van il kongresi için önceki gün Van ’a geldi. Beraberindeki parti yöneticileri ile birlikte kente çıkarma yapan Babacan, yoğun bir program dizisine katılan Babacan, dün gün boyunca kent sokaklarında dolaştı, vatandaşları dinledi. Sabah saatlerinde başlattığı ziyaretlerinde Van TSO’da iş dünyasından isimlerle buluşan, sokaklarda vatandaşı dinleyen, akşam da yine kentteki STK’lar, partililer ve kanaat önderleri ile buluşan Babacan, kente ve ülke gündemine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Parti kongresinde flaş açıklamalar yapan Babacan kayyum politikasından Van’da son dönemlerde yaşanan olaylara kadar birçok konuyu değerlendirirken kent özelindeki bir çok soruna da değinerek Çevre Yolu gibi kangren haline gelen sorunlara değindi. Dinledikleri tüm bu sorunları çözeceklerini söyleyen Babacan, anadil ile ilgili geçmişte yapılan tüm çalışmaları arkadaşları ile birlikte yaptıklarını belirterek, Ak Parti’yi bugün gelinen noktada sert sözlerle eleştirdi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, il olağan kongresine katılmak üzere Van’a geldi. İlgiyle karşılaşan Babacan’a Vanspor forması hediye edildikten sonra halka seslenerek Van ile ilgili düşüncelerini aktardı. Yunus Emre’nin sözüyle seslenen Babacan, “Zulm ile abad olanın ahiri berbad olur. DEVA Partisi; insanın doğuştan gelen tüm haklarını koruyacak. Vatandaşlarımızın tüm haklarına sahip çıkacak. Söz veriyoruz, işkenceyi sıfırlayacağız. Bu uygulamalara asla göz yummayacağız. Her kim işkenceye kalkışırsa, en ağır cezayla karşılaşacak. Ve söz veriyoruz; yaşanan bu acıları hep en yüksek sesle dile getireceğiz, sorumluların hukuk önünde hesap vermesini sağlayacağız. İfadelerinde bulundu.
“ÇOK ÇALIŞMAMIZ GEREKTİĞİNİ BİLİYORUZ”
Van’dan teşkilata, basına ve temsilcilere seslenen DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Van deniziyle, tarihiyle, bereketiyle, dünyanın hâlâ yaşanılan en eski şehirlerinden birisi. Kedisiyle, ters lalesiyle, kaleleriyle, flamingolarıyla, Vanadokya’sıyla, otlu peyniriyle, kümbetleriyle, medreseleriyle, Ahtamar’ıyla, daha sayamadığım nice önemli değerleriyle, ünlü Van’dan sesleniyorum size. DEVA Partisi Türkiye’nin tüm çeşitliliğini yansıtan kadrolarıyla birlikte 9 Mart’ta yola koyuldu. Daha adil, daha özgür, daha eşit bir Türkiye için hep beraber yola koyulduk. Bu yolculuğu tamamına erdirmek için çok çalışmamız gerektiğini biliyoruz. Biz, her gün büyüyen ailemizle, sizlerle birlikte çok çalışıyoruz, daha da çok çalışacağız. Çünkü bu ülke, bir an önce bu kötü yönetimden kurtulmalı. İşini bilen, liyakat sahibi, ehil insanlarla hak ettiği seviyeye ulaşmalı.” Dedi.
“İŞKENCEKLERE SON VERECEĞİZ”
Değerli arkadaşlar, Bizler, bir kişiye yapılan zulmü tüm insanlığa yapılmış bir zulüm olarak gören anlayışın sahipleriyiz ifadelerini kullanan Babacan, şunları söyledi: “Ancak bugünkü iktidar, işkenceye sıfır tolerans ilkesiyle çıktığı yolda, işkenceciye sıfır ceza noktasına vardı. Bu da yetmezmiş gibi, yapılan işkencelerin alenen teşhiri ve adeta devlet tarafından sahiplenilmesi söz konusu olabiliyor.” Dedi. Ardından geçtiğimiz yıllarda Gevaş’ta yaşanan bir olaya da değinen Babacan, “İktidar medyası “Vanlı teröristler yakalandı” dedi ve işkence görüntülerini Yayınladı. Bu nasıl bir zihniyettir ya? Masum insanları soydular, dövdüler, köylümüzün gururunu kırdılar. Sonra da kan revan içinde fotoğraflarını çekip tüm Türkiye'ye gösterdiler. Ne roketatarı, ne saldırısı. Adamlar mantar topluyordu yahu sadece! Bu gariban insanlara işkence yapanlara göstermelik bir dava açtılar. Birinci derece mahkemesi, yargılanan sanık hakkında beraat kararı verdi. Yani arkadaşlar, bu ülkede bir mahkeme, “işkence suç değildir” demiş oldu! Adeta “Biz size terörist deyip iftira da atarız, öldüresiye de döveriz. Kimse de bizden hesap soramaz” dediler.” Şeklinde konuştu.
“ÜLKEMİZDE HUKUK AYAKLAR ALTINDA”
Yunus Emre’nin sözüyle seslenen Babacan, “Zulm ile abad olanın ahiri berbad olur. DEVA Partisi; insanın doğuştan gelen tüm haklarını koruyacak. Vatandaşlarımızın tüm haklarına sahip çıkacak. Söz veriyoruz, işkenceyi sıfırlayacağız. Bu uygulamalara asla göz yummayacağız. Her kim işkenceye kalkışırsa, en ağır cezayla karşılaşacak. Ve söz veriyoruz; yaşanan bu acıları hep en yüksek sesle dile getireceğiz, sorumluların hukuk önünde hesap vermesini sağlayacağız. Ülkemizde hukuk ayaklar altında. Seçilmiş belediye başkanlarını makamlarından indirip yerine atanmış kişileri oturtuyorlar. Halkın iradesi, seçme ve seçilme hakkı ayaklar altında. Seçimler adeta bir aldatmaca haline getirilmiş.”
KAYYUM POLİTİKASINA ELEŞTİRİ
“İktidar seçimle kazanamadığı her belediyeyi hukuksuzca ele geçirmeye çalışıyor. Seçimde kaybettiği şehirlere kayyum atıyor. Sadece belediye başkanları görevden alınmıyor, belediye meclisleri de çalışmaz hale getiriliyor. Vatandaş oy vermiş, birilerini meclise seçmiş, birilerini başkan seçmiş; kimin umurunda! Şunu açıkça görüyoruz: İktidarın kayyum politikası, seçimlerde kazanamadığı yönetimleri başka yollarla ele geçirme arayışına döndü. Arkadaşlar; seçimlere ve seçim sonuçlarına saygı gösterilmesi, demokrasinin temelidir. Bizim sözünü verdiğimiz Türkiye’de, bağımsız ve tarafsız yargıdan başka hiç kimse, seçilmiş bir insanı görevden alamayacak. Çünkü seçilmişlerin güvencesi, seçmen iradesinin güvencesidir. Biz, seçmen iradesinin her türlü iradeden üstün olduğuna inanıyoruz. Seçmen iradesi gasp edilemez! Biz, demokratik zemini daraltanlara, meşru siyaset kanallarını tıkayanlara karşı, ısrarla siyaseti savunacağız.” İfadelerine yer verdi.
“DEMOKRATİKLEŞME ADIMLARI BİZİM DÖNEMİMİZDE ATILTI”
“Biz çocuklarımızı çatışmasız, şiddetsiz, terörsüz şehirlerde büyütmek için canla başla çalışacağız” cümlelerini kullanan Babacan, şunları kaydetti: “Biz oyunuza, iradenize ve tüm seçtiklerinize sahip çıkmak için buradayız! Biz, seçmen iradesine kayyum atanmaması için buradayız! Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi için buradayız! Biz, bu topraklara ölümü layık görenlere, siyaset yollarını kapatanlara karşı buradayız. Biz bu bölgeyi onlarca yıldır yoksul bırakan, kalkınmasına engel olan terör örgütüne de sonuna kadar karşıyız. Biz bu halkı, hukuksuz baskı politikaları ile terör örgütünün baskısı arasında sıkıştıranlara karşı, mücadele etmek için buradayız. Biz demokratik siyaset için hazırız. Şimdi Van’a soruyorum: 2002-2015 arasındaki reform yıllarında, hukuki iyileştirmelerden birisi de anadil konusunda atılan adımlardı. Şunu gururla söylemek istiyorum ki; demokratikleşme yönünde atılan tüm adımlar, ben ve arkadaşlarımın döneminde oldu. Şimdi bizim dönemimizde yapılanlara sahip çıkmaya çalışıyorlar. Bakın, bizden sonra hem hukuk ve demokrasi göstergelerinde hem de ekonomik göstergelerde Türkiye sürekli geriliyor.”
“BİZDEN SONRA BİR ŞEY KALMADI”
“Şimdi de kalkıyorlar, yaptıkları iyi icraatları sıralarken bizim dönemimizde olanları sayıyorlar. Bizden sonraki dönemde zaten iyi bir şey kalmadığı için, mecburen, önceki dönemden örnek veriyorlar. Yahu onları biz yaptık, çoğu zaman size rağmen yaptık. Demokratikleşme çalışmalarında da, ekonomi yönetiminde de size rağmen ülkemizi geliştirdik. Neyse, çok eskilere dönmeyelim. İşte o dönem arkadaşlar, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nin de aralarında olduğu 4 üniversitede Kürt Dili ve Edebiyatı bölümleri açıldı. Peki şimdi durum ne? Kürtçe öğretmenlerinin atama haberlerini hiç duyuyor musunuz sevgili arkadaşlar? Milli Eğitim Bakanlığı 2020’de sadece ama sadece 2 Kürtçe öğretmeni atamış. Koskoca ülkeye sadece iki Kürtçe öğretmeni. Bu ülkede Kürtler var, Kürtçe var. Anadillerini konuşmak isteyen milyonlarca insan var. Neden sadece iki öğretmen atanıyor? Buna “mış” gibi yapmak deniyor arkadaşlar. Her şey göstermelik. DEVA Partisi iktidarında, vatandaşlarımızın anadilinin korunması, kullanılması ve geliştirilmesi amacıyla, gerekli adımları atacağız. Vatandaşlarımızın anadile ilişkin taleplerini temel bir insan hakkı olarak görüyoruz. Vatandaşlarımızın tüm haklarını derhal, pazarlıksız, talebe bağlı olmadan tanıyacağız.”
“VAN’IN SORUNLARINI BİLİYORUZ”
“Buradan hükümete sesleniyorum” diyen Babacan konuşmalarını şöyle sürdürdü: “Bırakın gençlerimiz özgürce twit atsınlar. Espri yapsınlar. Öğrenciler, gazeteciler fikirlerini söylesinler. Fakat bunların espriye de küçücük aykırı bir fikre de tahammülleri yok. Ellerine almışlar bir çekiç, beğenmedikleri her fikre her söze çivi muamelesi yapıyorlar. Çaka çaka yok etmeye çalışıyorlar. Olmaz, yapamazlar, yok edemezler. Çünkü arkadaşlar DEVA Partisi burada. DEVA Partisi buna müsaade etmeyecek. Değerli arkadaşlar, biz o yüzden açıkça söylüyoruz. Biz Van’ın sorunlarını biliyoruz, görüyoruz, dinliyoruz.”
PEKİ, BU ESNAFIMIZ İÇİN NE YAPILDI?
İki hafta önce Özalp ilçemizde Rus Çarşısı olarak bilinen Özalp halk pazarında yangın çıktı. Orada bulunan 95 işyerinin tamamı kül oldu. Öncelikle ekmek kapısı yanan esnafımıza geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.” Şeklinde konuştu. Babacan konuyla ilgili olarak ayrıca, “Afet kapsamına alınması gereken bu yangın sonrasında esnafımıza yardım edilmesi gerekiyor arkadaşlar.”
BABACAN: 11 YIL GEÇTİ ORTADA ÇEVRE YOLU YOK
Biliyorsunuz Van'ın trafik sorunu var. 2009 yılında projelendirilerek çalışmalarına başlanan Van çevre yolu halen ortada yok. Laf var, icraat yok. Olimpiyatlarda laf üretme yarışmaları olursa, bütün altın madalyaları toplar bunlar. 11 yıl geçmiş ya, 11. gün doğan çocuklar okula başladı. Ortaokula geçtiler ya… Neyse ki o çocukların üniversiteye gideceği yılları, evlenip çoluk çocuğa karışacağı yılları bunlar göremeyecek. İnşallah hepsinin yarınlarını biz birlikte güzelleştireceğiz.”
“VAN’DA DEPREMLERİN YARALARI HALA SARILMIŞ DEĞİL”
Ardından İzmir depremine değinen Babacan, ardından 2011 yılındaki Van depremine atıfta bulunarak: “23 Ekim 2011 ve 9 Kasım 2011’de art arda meydana gelen iki deprem, bu güzel şehrimize ağır hasar verdi. Van’ın yapısal sorunları daha da derinleşti. 644 yurttaşımızı kaybetmiştik, onlardan birisi olan küçük Yunus’un enkazdan bize bakan gözlerini kim unutabilir? Biz unutmuyoruz. Dostlarım, on binlerce konutun ağır hasar gördüğü bu iki depremin üzerinden tam 9 yıl geçti. Ama Van depreminin yaraları hala sarılabilmiş değil. Depremzedeler hala mağdur. Yaşanan ekonomik kriz ve pandemi ile birlikte depremzedelerin mağduriyeti katlanarak devam ediyor. Vanlı kardeşlerimin huzurunda tüm Türkiye’ye ilan ediyorum: Biz Yunus’un gözlerini unutmuyoruz. O yüzden de deprem her zaman DEVA Partisi’nin birinci derece gündemidir.”
“VAN NADİDE BİR ÇİÇEĞE BENZİYOR”
“Kaynakları rant projelerine değil, milletin sorunlarını çözmeye harcayacağız. Sevgili arkadaşlar, Van’ın gerçekten çok özel bir doğası var. Sadece Van’da yetişen 25’i aşkın endemik bitki türü, sadece Van gölünde yaşayan inci kefali, gölleri yaşam alanı edinen kuşları, doğal güzellikleri ile Van, tıpkı nadide bir inciye benziyor. Bu muazzam şehrin, elbette tarım ve hayvancılık açısından da çok yüksek bir potansiyeli olduğunu biliyoruz. Peki, bu potansiyel kullanılabiliyor mu sevgili arkadaşlarım?” diye ekledi.
“VAN HAYVANCILIK BÖLGESİ AMA GÜVENLİK GEREKÇESİYLE YAPILAMIYOR”
Dolarla ilgili açıklama yapan Babacan, konuşmasında Van’ın tarım ve hayvancılıktaki potansiyeline de değinerek şunları söyledi: “Döviz kurundaki artışın ilaç fiyatı olarak, mazot fiyatı olarak, gübre fiyatı olarak tarıma yansıması Vanlı çiftçimizin belini bükmüş durumda. Ürün fiyatları artmıyor, ama maliyetler hızla artıyor. Van’ın en önemli geçim kaynağı olan hayvancılık ise destekten yoksun. Van, toplam yetiştirilen hayvan sayısı açısından tüm ülkede ikinci sırada, küçükbaş hayvan sayısı açısından da birinci sırada. Ancak, Van’da güvenlik gerekçesiyle uygulanan yayla ve mera yasakları nedeniyle insanlar hayvan yetiştirmekten vazgeçiyorlar. Van, zengin bitki örtüsü ile arıcılık için büyük bir potansiyele ve istihdam olanağına sahip. Ancak arıcılığın geliştirilmesi için yine desteğe, yardıma, planlamaya ihtiyaç var.”
“VAN’IN GELECEĞİ TARIM HAYVANCILIKTA” DEDİ, YAPACAKLARINI ANLATTI
“Değerli dostlarım, doğru tarım ve hayvancılık politikaları uygulanmadan tarım ve hayvancılığı değil geliştirmek, mevcudu dahi muhafaza edemezsiniz. Nitekim de edemiyorlar. Varsa yoksa ithalat! Tabii bu ithalatı da kimler yapıyor? O da ayrı bir soru işareti. Oysa Van’ın bereketli topraklarında yapılacak nitelikli tarım faaliyetleri, meralarında yapılacak hayvancılık, hem bölgemizin, hem de ülkemizin kalkınmasını sağlayacak ölçekte. Biz, tüm bunların doğru tarım politikaları, doğru destek mekanizmaları ve yerinden yönetimin güçlenmesi ile çözüleceğini biliyoruz. Biz, öncelikle bu bereketli toprakların endemik bitkilerini, hayvan türlerini, balık türlerini tespit ve ıslah etmeyi hedefleyeceğiz.”
“ÜRETİMİ TEŞVİK EDECEĞİZ”
“Coğrafi işaret çalışmalarını hızla tamamlayacağız. Çiftçi, sanayici ve üniversitenin işbirliği ile tarım ve hayvancılığı teknoloji ile buluşturacağız. Tarımı, hayvancılığı, arıcılığı, ceviz üretimini, sebze ve meyve üretimini koruyacağız, destekleyeceğiz, teşvik edeceğiz. Van’daki üniversiteyi ve meslek liselerini de bu doğrultuda cesaretlendirecek ve destekleyeceğiz. Van, jeotermal sera için oldukça elverişli bir şehrimiz. Bu ısıtmalı seraların ilimizin sebze ve meyve üretimine katkı sağlayacağını biliyoruz. Gıda üretiminde kendi kendine yetmekle kalmayacağız. Van’ın komşu ülkelerle gıda ihracatını güçlendireceğiz. Rasyonel, bilime dayanan ekonomi yönetimiyle ve sizlerin desteğiyle Van’ı ve Van’ın ürünlerini sadece Türkiye’ye değil tüm dünyaya tanıtacağız.”
VAN DENİZİ KİRLENİYOR!
Van Gölü’nün kirliliği hakkında konuşan Babacan, şunları kaydetti: “Her gün binlerce metreküp kanalizasyon atığı göle akıtılıyor. Bu atıklar mutlaka engellenmelidir. Mutlaka arıtma çalışmaları yapılmalıdır. Vanlılar deniz sahillerinden yararlanamıyor. Sudaki yaşam olumsuz yönde etkileniyor, balıklar ölüyor. Balıkların neslinin tükenmesi, biyoçeşitliliği azalttığı gibi geçim kaynaklarına da ciddi ölçüde darbe vuruyor. Van’ın inci kefalinin korunması gerekiyor. Van, Doğu Anadolu’muzun en güzide turizm merkezlerinden birisi. Bütün Türkiye’nin turizm potansiyeli taşıyan özellikleri tek başına Van’da bulunuyor. Camileri kiliseleriyle, köprüleri kaleleriyle, adaları şelaleleriyle, deniziyle, Ahtamarıyla, plajları travertenleriyle muazzam bir potansiyele sahip. Tarih burada, tarih bu şehirde arkadaşlar. Doğa bu şehirde, kültür bu şehirde. Van, tüm dünyanın uğrak noktası olmak için her şeye sahip. Fakat Türkiye’ye bile yeteri kadar tanıtılmıyor. Dünya Van’ı Türkiye’den daha iyi biliyor. Van’ın tarihini kaç kişi biliyor? Akdamar’ı, buradaki peri bacalarını kaç kişi biliyor?”
VAN’IN TURİZM KAYNAKLARINI DA TANITACAĞIZ
Son olarak Babacan, “Az önce kirliliğinden dem vurduğumuz Van Gölünün, Van Denizinin mutlaka turizme kazandırılması gerekiyor. Değerli arkadaşlar, Van’ın sorunları çok, derdi çok biliyoruz. Van’ın demokrasiye ihtiyacı var. Van’ın atılıma ihtiyacı var. Van’ın DEVA’ya ihtiyacı var. Saygıdeğer arkadaşlar; DEVA Partisi, kadınlarla gençlerle, çiftçilere, emeklilerle, öğretmenlerle işçilerle, esnafla, Eşitlik için, adalet için özgürlük için yola çıktı.Çözüm haritamız belli.Çözümün sözcüsü bizler olacağız. Ayrışmayacağız, ayrıştırmayacağız. Toplumu kutuplara ayırmayacağız. Hep beraber Türkiye’nin yaralarını ssaracağız biz Türkiye’nin haysiyetli insanları için buradayız. Artık Türkiye’nin DEVA’sı var, Van’ın DEVA’sı var ve biz hazırız.” Dedi.
ŞEHRİVAN HABER: ORHAN SAĞLAM-SONER İZGİ