Son dönemlerde hayvancılık ile birlikte sebze ve meyve üreticiliğinin en önemli merkezlerinden birisi olan Tuşba’da bu yaz çiftçi adeta sussuzluktan kurudu. Yaz boyunca yeterli su alamayan çiftçilerin büyük kısmı mevsimin ortasında, hasadı en çok alacağı dönemde su alamadığı için ürünlerini toplayamadı. Bu anlamda en büyük kayıp yaşayan kesimlerin başını Tuşba’ya bağlı Alaköy, Tevekli, Yumrutepe, Arısu, Mollakasım gibi mahalleler oldu. Van ’ın sebze ile birlikte kavun ve karpuzunun büyük bölümünü yetiştiren bu mahallelerde sezon sonu geldiğinde hasat zamanı ürünlerin tarlada kalırken, çiftçi susuzluktan dolayı toplayamadığı ürünlerin üzüntüsünü yaşadı. Tam hasat alacakları mevsimde su alamadıklarından dolayı hasadı boş geçiren bu mahallelerde kavun tarlalarının görüntüsü yürek burktu. Kavunu ile meşhur Alaköy’de onlarca çiftçi ürününü toplayamadan yüzlerce bin liralık zarardan dolayı ürünü tarlada bırakırken Şehrivan’a değerlendirme yapan çiftçiler Sulama Birliği’nin yanlış planlaması nedeniyle bu sıkıntıyı yaşadıklarını belirtti. Her biri her yıl yüzlerce dönüm ürün eken çiftçiler bu yıl yaşadıkları sorunun devam etmesi halinde gelecek yıl ekim yapamayacaklarını belirtirken, yaz boyunca defalarca yaptıkları çağrıya rağmen çözülmeyen bu sorun için destek istedi.
Van ’ın tarım merkezi olarak bilinen Alaköy ve Tuşba’ya bağlı birçok köyde çiftçi susuzluk kurbanı oldu. Erciş Yolu’nun sol tarafında kalan köylerde bu yıl yanlış planlanan su dağılımı, yetersiz sulama on binlerce dönüm tarım arazisini kuruttu. Atıl durumda olan arazileri son 10 yılda büyük çabalarla sebze ve meyve cennetine dönüştüren çiftçiler bu yıl su nedeniyle son hasadını toplayamadan tarlada çürümeye bıraktı. Sulama Birliği’nin yapılan tüm çağrılara rağmen gerekli suyu veremediği, yüzlerce tarlada ürün telef olurken, Şehrivan’a konuşan çiftçiler sitem etti. Çiftçiler daha önce daha önce verimli bir şekilde faydalandıkları suyun iki yıldır sıkıntılı bir noktaya geldiğini belirtti. Tuşba’ya bağlı birçok mahalle/köyde çiftçilik yapan isimler mağdur olurken Şehrivan, hasadı tarlada kalan çiftçiyle konuştu. Bu isimlerden birisi yüzlerce dönüm arazisinde meyvesi, kavunu kalan olan Kadir Yüzer oldu. Ortakları Çetin Aköz ve Mecik Akyürek ile birlikte bölgenin en büyük üreticisi olan ve Vanlılar’ın yoğun ilgi gösterdiği bir üretim alanı oluşturan bu isimlerin yüzlerce dönümlük ürünü yerde kaldı. Çiftçilerin dertlerine derman olmak amaçlı mikrofon uzattığımız Kadir Yüzer, yaptıkları sulamanın yeterli olmadığını belirterek önümüzdeki sene için verim kaybından korktuklarını anlattı.
EN BÜYÜK SORUN SUSUZLUK
Susuzluktan dolayı perişan bir halde olduklarını dile getiren Çiftçi Kadir Yüzer, “Su olmadığından dolayı sebzelerimiz kurumaya başladı, susuzluktan bütün ürünlerimiz öldü. Ağustos ayının ortasından itibaren ve tam ürünlerin çıktığı zaman su kesintisi yaşamaya başladık. Ürünler zaten bu aylarda çıkmaya başlar hatta sebze biraz daha erken çıkar ama kavun tam bu aylarda yetişmeye başlar. Şu an kavun tarlasından tek ürün bile elde edemezsiniz çünkü susuzluktan kuruyup çürümeye başladılar. Biz yaklaşık 15-20 yıldır tarım işiyle uğraşıyoruz. Bu kadar sene çalıştık ve bu yılki kadar zorluk çekemedik.” Dedi.
“SUYUN DEVAMLILIĞI OLMAZSA ÜRÜN DE OLMAZ”
Daha önce sulama birliklerine muhtarların baktığını ve çok büyük sorunlar yaşamadıklarını öne süren Yüzer: “Tüm illerde su işine Sulama Birlikleri bakar. Bunlardan genelde muhtarlardan oluşuyor. Biz de iki yıldır sorunlar yaşıyoruz. Bu sıkıntıları dile getirmek için Bölge Müdürlüğü’ne de gidip bu konuları anlattık. Allah razı olsun bir şekilde yardımcı olmaya çalıştılar ama sorun çözülmedi, sorun olduğu gibi kaldı. Çünkü su bir gün geldi ikinci gün kesildi, devamlılık söz konusu olmadı. Tarlada su devamlılığı çok önemlidir iki gün gelip iki gün gelmezse ürün elde edemezsiniz, emeğinizde boşa gider. Öyle de oldu. Civardaki çiftçiler ektiklerini toplayamadılar.”
KOCA BARAJIN SUYU YAZIN ORTASINDA BİTTİ…
Tarım için yapılan baraja gereken önemin verilemediğine değinen Çiftçi Yüzer, şunları kaydetti: “Buradan 70 kilometre uzaklıkta Sarı Mehmet baraj yapıldı, devlet en azından buraya bir yatırım yapmış. Millet tarımını yapsın diye ortada bir yatım var, barajdaki su sadece tarım amaçlı kullanılacaktı. Barajdaki su nasıl bitti biz bile anlamadık, kesinlikle ortada yanlış bir planlama var. Şimdi bir kesim su alıyor bir kesim alamıyor. Su tahliyeleri düzgün olamadığı için su boş bir şekilde derelere aktı. Bu sorununun bir türlü önüne geçemediler, barajın arızalarından söz ediliyor. Tamir sorunlarını giderilse gelecek sene böyle bir sorunun olacağını zannetmiyorum. Bizim iş istihdamımız 3 aydır, bu 3 ay içerisinde ne yaptık yaptık ondan sonrası kışa denk geliyor. Domates tarlalarımızın yüzde 40 yerlerde kaldı. Susuzluktan bütün domatesler çatladı, ezildi gitti. Kavun tarlarına değinecek olursak bir tane ürün bile almadık, hepsi yerde kaldı. Diğer köydeki arkadaşlar tarlalarında bir tane ürün bulamadıkları için öylece bırakıp gittiler.”
ZAHMETİ ÇOK VERİMİ AZ OLDU
Van ’ın tarım için elverişli bir bölge olduğunun altını çizen Yüzer, bu anlamda tarımın ciddi bir gelir kaynağı olduğunu belirtti. Yaz aylarında bölgede binlerce insanın ekmek kazandığını belirten Yüzer, bu yıl tüm çalışanların erkenden işsiz kaldığını söyledi. Yüzer sözlerine şöyle devam etti: “Biz sadece bir tarlamızda yazın 30-35 kişi çalıştırıyorduk. Geçen yıl Ekim ve Kasım aylarına kadar buralarda işçiler çalışırlardı. Geçen sene Kasım ayının ortasına kadar kavun satışlarımız oluyordu, şu an hiçbir yerde kavun yok, yollarda kavun satanlar veya arabacıların hiçbiri yok. Böyle olursa gelecek yıl büyüme hedefini bir kenara bırakıp küçüleceğiz.”
YÜZER: “TARLARA CAN VERDİK”
Tarlada üç ortak çalıştıklarını belirten Yüzer, “Geçen sene 350 dönüm bir ekim alanı vardı, bu yıl ise 300 dönüm gibi bir ekim alanımız oldu. 200 dönüme yakını kavun ve karpuz alanıdır, diğer alanlar ise sebze için kullanılıyor. Çok farklı sebze ve meyveler Van’da yetişebiliyor, yeter ki emek olsun. Örneğin ben şimdi altın çilek meyvesini bile yetiştiriyorum. Dışardan gelen dokuz çeşit biber ektik, artık prensip olarak dışardan ürün getirmiyoruz burada kendi ürünümüzü yetiştirmeye çalışıyoruz. Bizden önce tarla sahibi buralarda arpa ekiyordu, arpa ekiminde eline doğru düzgün bir para geçmiyordu. Biz buradaki tarlalara canlılık verince köylülere faydamızda oldu ve birazda olsa insanları tarla işine özendirdik. Hem köylü kazanıyor hem de civarda çalıştırdığımız insanlar kazanıyor.” Şeklinde konuştu.
“TARIM SADECE MASA BAŞINDA YAPILIYOR”
Bu tarlada yetişen bütün ürünler de tat ve lezzetin olduğuna vurgu yapan Yüzer, “Bölge de tarım bitti, tarımı canlandıralım diye birçok şey söyleniyor fakat tarımla ilgilenen veya çiftçinin durumunu soran tarlaları gezen kimseyi bulamıyorsunuz. Tarımın daha iyi yerlere gelmesi için destek şart, fakat şu an tarım sadece masa başında yapılıyor, ayakta gezen pek fazla kimseyi bulamazsınız. Biz hep kendi imkânlarımızla bir yerlere geldik sıfır destekli bu tarım işini yapıyoruz. Hadi diyelim ben bir şekilde kendi imkânlarımla yapabiliyorum, peki imkânı olmayan çiftçiler ne yapmalı. Devlet hepimizsek bu işe bir çare bulmaları gerekir. Ben bir destek, farklı bir şey istemiyorum. Su istiyorum. Zaten biz sulama birliklerine para ödüyoruz geçen senenin iki katı bir para ödüyoruz. Dönüm başı su paralarımızı ödüyoruz. Bu yıl da dönüm başı 25 liradan 45 liraya kadar çıktı ücret. Ama parasını ödememe rağmen su almazsam hiçbir çabanın anlamı yok.”
KAVUNA BEL BAĞLAYAN ÇİFTCİNİN ELİ BOŞ KALDI
Civarda kavun yetiştiren bir diğer çiftçi ise Şehrivan’a yaptığı değerlendirmede her yıl Aralık ayına kadar sattıkları kavunun bu yıl Eylül ayı bitmeden tükendiğini söyledi. Alaköy civarında ektikleri dönümlerce kavunu yerde kalan ve bu yıl büyük bir zarar yaşadıklarını belirten çifciler ayrıca şu ifadelere yer verdi: “İlk etaplarda her şey çok güzel ilerliyordu, sona doğru sular kesilince bütün emek boşa gitti. Hatta biz kışın tüketilebilecek siyah kavunlar yetiştiriyorduk bu konu hakkında depolama gibi bir düşüncemiz vardı. Fakat susuzluktan dolayı onları da yapamadık. Eskiden buralarda yetişen ürünler araba üzerinde heba oluyordu, Van’a götürme gibi şansları olmayan köylülere böyle bir yer açarak yardımcıda olduk. Bu sene ne kendimize ne de köylüye bir yardımımız dokundu çünkü gördüğünüz gibi yetişmeyen, çürük kalan ve toparlanamayan birçok ürün var. Mevsimin etkisi de var fakat susuzluk en büyük sorun. İmkânlar el verseydi yani suyumuz olsaydı Aralık ayına kadar kavun satışlarımız olurdu. Su bizim için kandır, kan damarlarımız bir şekilde koparılıp gitti.”
UMUTLAR SENEYE KALDI
Civarda çiftçilik yapan bir diğer çiftçi ise: “Batıda devamlı çiftçiye bir destek var, bunları maddiyat için söylemiyorum, mühendisler sürekli çiftçi gibi tarlaların içinde dolaşıyor. Batıda müthiş bir sahiplenme var, burada öyle bir destekte yok. Buradaki tarlarda sebze bitsin yarın manav ve marketlerdeki sebze fiyatları yükselecek. Bu tarlalar bir anlamda vatandaşa bir hizmettir. Suyumuz olaydı şimdi tarla yem yeşildi. Bildiğim kadarıyla 19 tane köy bu sudan faydalanıyor, devlet bu barajı tamamen tarım amaçlı yaptı. Köylerin bir kısmı bolca su aldı, bir kısmı susuz kaldı. Böyle olmaz. Dağılımın eşit ve planlı olması lazımdı. Bu sene büyük mağduriyet yaşadık.” Dedi.
ÇİFTCİNİN BELİ BÜKÜLDÜ!
Daha önce muhtarlık yapan civardaki çiftçilerden Tayyar Tekinbaş Susuzluktan mustarip olduklarını vurgularken, “Biz daha önce Sulama Birliği’nde idik. Sulama bizim kontrolümüzde idi. Sarı Memet barajı tüm bölgeye yeten bir baraj. Ama yanlış planlama yapıldı. Kimi köyler aldı, kimi köyler almadı. Bazı yerlere bolca su giderken, bazıları su alamadı. Bu şekilde olması bölge çifcisinin belini büktü.” Öte yandan benzer sorun geçtiğimiz haftalarda Tevekli ve Yumrutepe köylerinde de yaşanmış ve çiftçinin çağrılarından sonra Van Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu, Tuşba Ziraat Odası Başkanı Hasan Özgökçe bir heyet ile birlikte bölgede ziyaretler yapmıştı. Çiftci’nin “Suyumuz yok” şikayetlerini dinleyen Özgökçe, gerekli girişimleri yapıp çiftçinin yanında yer almaya devam edeceklerini söylemişti.
ŞEHRİVAN ÖZEL: ORHAN SAĞLAM-ÖMER AYKAÇ