Van Milletvekili Abdulahat Arvas, HDP grup önerisi aleyhinde AK Parti grubu adına söz alarak göçmenlerin durumu, Türkiye’nin konumu ve göçmenlerle ilgi tavrı, Van Gölü’nde batan göçmen teknesi ve yapılan çalışmalar hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni bilgilendirdi. Van Milletvekili Arvas, TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada; ülkemizin, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının kesişim noktasında bulunması, politik ve ekonomik açıdan gelişmemiş devletlerle zengin batı ülkelerinin arasında bir köprü konumunda olması gibi başlıca nedenlerle Türkiye’nin düzensiz göçmenler tarafından transit güzergâh olarak kullanıldığını söyledi. Arvas, “Doğu sınırlarımızın dağlık ve kontrolünün zor olması, bu sınırların düzensiz göç açısından güvenliğinin yeterince sağlanamaması, Ege ve Akdeniz sahillerinin coğrafi yapısının yasadışı geçişlere uygun olması gibi faktörler de düzensiz transit göç için zemini sağlamaktadır. Ayrıca, ülkemizin bölgesinde yükselen güç olması, üçüncü ülke vatandaşlarının Türkiye’yi transit ülke konumundan çıkarıp hedef ülke konumuna taşımıştır. Bunlarla birlikte Ortadoğu, Kafkasya ve Balkanlarda yıllardır süregelen çalkantılar Türkiye’ye kitlesel akınlara yol açmış, tarihsel bağları ve sorumluluk anlayışıyla ülkemiz, zor durumda bulunan bu sığınmacılara kucak açmıştır. 1980’lerden sonra Türkiye; sadece göç veren bir ülke değil göç alan bir ülke konumuna geçmiştir. Küreselleşmenin getirdiği iletişim ve seyahat özgürlüğü tüm dünyada göç hareketliliğinde artışa sebebiyet vermiş, Türkiye de bu küreselleşme sürecinden derinden etkilenmiştir. Türkiye, 1980’lerin sonu ve 90’lı yıllardan itibaren sınır komşuları arasındaki göç sirkülasyonlarında geçiş ve hedef ülke olarak dikkat çeken bir konumdadır. Özellikle son zamanlarda ülke gündeminde yer alan ‘İran sınırı ve düzensiz göçmenler’ konusunu yakın tarihsel konjonktür ve pek çok farklı değişkenle birlikte değerlendirilmelidir. İran sınırı üzerinden yaşanan düzensiz göçmen akınını salt siyasi bir mesele olarak değil, göç kaynağı ülkelerin durumlarını göz önünde bulundurarak ele almak gerekir. Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaşla birlikte Türkiye; geçiş ülkesi ve hedef ülke olarak, birçok farklı ülkeden iç savaş, işgal, ağır ekonomik koşullar gibi zorunlu nedenlerle göç etmek durumunda kalan göçmen gruplara ev sahipliği yapmaktadır. Son dönemlerde İran sınırı üzerinden Türkiye’ye ulaşan düzensiz göçmen gruplar arasında Afgan göçmenler dikkat çekmektedir. İran sınırından bir şekilde gayri resmi yollardan Türkiye’ye gelen göçmenler, çoğu zaman yürüyerek veya farklı yollarla Iğdır, Ağrı ve Van üzerinden ülkeye giriş yapmakta ve buralardan da yürüyerek İstanbul’a, nihai hedef olarak da Avrupa’ya ulaşmaya çalışmaktadırlar” dedi.
27 Haziran 2020 tarihinde saat 23.00 sıralarında düzensiz göçmenleri taşıyan teknenin Van Gölü’nde batmasına da değinen Arvas, “Olayın öğrenilmesinin ardından 28 Haziran 2020 tarihinde arama kurtarma çalışmaları başlatılmıştır. Van Gölü yüzeyinde havadan ve karadan devam eden çalışmalara, jandarma iç güvenlik timi, JAK, Sahil Güvenlik, Emniyet Müdürlüğü, AFAD, UMKE ve sağlık ekipleri faaliyetlerini sürdürmektedir. Van Gölü’ndeki aramalar SONAR, ROW ve YTS cihaz ve sistemleri ile desteklendi. Su altı görüntüleme cihazıyla (ROW) yapılan dip çalışmalarda batık göçmen teknesi 8 Temmuz 2020 tarihi itibariyle Çarpanak Adası’nın 7-8 mil açıklarında 107 metre derinliğinde tespit edilmiştir. Bugün itibariyle 60 cesede ulaşılmıştır. Tekne ve cenazelerin çıkartılması için gerekli bütün çalışmalar büyük bir özveri ve titizlikle devam etmektedir. Allah kimseyi yeni vatanlar aramak zorunda bırakmasın. Buradan hayatını kaybeden göçmenlere daha rahmet diliyorum” diye konuştu.
Düzensiz göçle mücadelenin ülkelerin kendi başlarına kaderlerini tayin edebileceği bir mesele olmaktan çıktığını söyleyen Arvas, “Türkiye, düzensiz göçe karşı gerek ulusal düzeyde etkin tedbirler alarak gerekse uluslararası düzeyde sorunların tespiti, bilgi alışverişi, ortak mücadele ve işbirliği şeklindeki çalışmalarını aktif olarak sürdürmekte ve bu konudaki kesin tavrını ortaya koymaktadır. Ülkemiz üzerinden düzensiz göçü önlemek ve ülkemizde yasa dışı bulunan yabancıları ülkeden çıkarmak için etkin ve kararlı bir mücadele sürdürülmektedir. Ancak düzensiz göçle mücadele, ülkelerin kendi başlarına kaderlerini tayin edebileceği bir mesele olmaktan çıkmıştır. Bu bağlamda uluslar; ikili, bölgesel ve küresel gruplar oluşturarak bu mücadeleyi sürdürme eğilimine girmişlerdir. Türkiye düzensiz göç konusunda daha etkin ve verimli çalışmalara olanak sağlanabilmesi için birçok ulusal ve uluslararası kurumla işbirliği içine girmiştir” şeklinde konuştu.