Van merkezli IŞID ve El Kaide terör örgütlerine operasyonları yürüten 19 polisin gözaltına alınması daha sonrasında aralarında amir ve müdürlerinde olduğu 12 kişilinin tutuklanmasını değerlendiren Feyzioğlu, “Hükümettin sınır dışına çıkarılan silahlar,mühimmatlar gibi lojistik gibi konuları soruşturan savcılara, polislere çok ciddi baskısı ve tepkisi var. Bu çok endişe verici bir durumu tabi ki.Dünya artık eskisi gibi değil. Bu adli soruşturmanlar sadece Türkiye sınırları içinde kalmaz.Daha sonra Avrupa İnsan Hakları Mahkeme sürecinde bu dosyalar açılır. Yabancı bir ülkeye hele hele terör örgütlerine bu şekilde silah sevkiyatının yapılması uluslar arası alanda çok ciddi hukuki sonuçları var. Lahey sözleşmesine aykırıdır.Uluslar arası ceza mahkemesi Roma’nın statüsünde tanımlanmış isimleri var bunların” dedi. Özellikle IŞID Ve El Kaide terör örgütlerine yönelik operasyon yürüten polislerin tutuklamasını hukuk mantığına uymadığını belirten Feyzioğlu, bu tür polislere yapılan operasyonların sindirmeye yönelik olduğunu ifade etti.
“İKTİDAR GÜNÜ KURTARMA PEŞİNDE”
Hukukta yaşananların bir skandal olduğunu ifade eden Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu, iktidar günü kurtarmak için fazladan düşünmeden bu soruşturmaları açan ve yürüten savcı ve polislere yönelik adli soruşturmalar başlatıyor ama dediğim gibi ortada bir gerçeklik var. Tırları açıyorsunuz içinde ağzına kadar silah dolu ve yurtdışına gönderiliyor .Bu silahlar yurtdışında Türk Birliği’ne gitmediğine göre nereye gittiğini sormak lazım” diye konuştu. Feyzioğlu, terör örgütlerine lojistik destek sağlayanların bir gün mutlaka bunun hesabını vereceğini söyledi.
“İTİRAZI BİR ÜSTEKİNE EDERSİNİZ”
Samanyolu Genel Yayın Yönetmeni Hidayet Karaca ve 76 tutuklu Emniyet mensubunun beraat kararı veren iki hakimin tutuklanmasıyla ilgili konuşan Feyzioğlu; “Kanun, Sulh Ceza’ya karşı Asliye’yi kaldırıp Sulh’un kararına Sulh’a itiraz edilir diye bir mantıksız sistem getirerek zaten yanlış yapıyor.Çünkü itirazı bir üstekine edersiniz. İşte bunu yaparken itirazın mantığına yanlış yapıyor.Bunu da yeni yaptı. Bunu niye yaptı? Çünkü kapalı bir devre sitem içinde tutmak istediler.Biz çok ciddi şekilde konuşuyoruz bunun mücadelesini verip halkı bilinçlen diyoruz.Bu konuda hiçbir şekilde suskun değiliz.Cumhuriyet tarihinde en etkili sözü Barolar birliğiyiz ama bunu hukukun belirttiği çizgilerle yapıyoruz.Hakaret etmeden aynı karar ve ısrarla söylemek mümkün.Eğer hakaret ve şiddete başvurmasanız haklı iken haksız olmasınız. Biz her zaman haklılığımızı koruyup mücadele veriyoruz” dedi.Hakimlik sınavında Cumhurbaşkanı’na hakaretten gözaltına alınan avukatında her zaman yanında olduğunu söyleyen Feyzi Oğlu, bu tür kararlar hukuku zedelemekte olduğunu belirtti.
“İKİ HAKİM, BİR VARSAYIMA DAYANILARAK TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYESİ OLARAK SUÇLANIYOR”
Feyzioğlu, “İki hakim bir varsayıma dayanılarak terör örgütü üyesi olarak suçlanıyor. Delil yok. Peşin kabul var. Daha önce Silivri'de hakimlerin aynı şekilde davranmış olması, burada bize "oh olsun" dedirtmiyor. Haksızlık kime yapılırsa yapılsın karşı çıkmaz isek, o an gücü elinde kim tutuyor ise dilediğine dilediğini yapar. Artık yargıyı bir öç alma ve siyasetin sopası olmaktan mutlaka çıkarmak zorundayız.İki hakimin kaçacağına veya delilleri karartacağına dair hiçbir somut şüphe sebebi yok. Yani tutuklama, yine peşin ve keyfi bir ceza olarak uygulanıyor” şeklinde konuştu.
“HAKİMLERİN GÖZÜ KORKUTULUYOR”
İktidarın, hakimlerin üzerindeki baskı yaratmaya çalıştığını ifade eden Feyzioğlu, “Sadece cemaat üyesi olduğu varsayılan bu hakimlerin değil, iktidarın hoşuna gitmeyen bir karar verebilecek bütün hakimlerin gözü korkutuluyor, yargı üzerinde görülmemiş bir baskı kurulması sağlanıyor.Bu çok tehlikeli bir durumdur.Biz avukat meslektaşımızın tutuklanmasında çok aktif olarak devreydik.Bu hakimlere yapılanlarda yanlıştır. Daha önce Silivri’de yaşayanlarda yanlıştı.KCK davasında yaşayanlarda yanlıştı.Bu yanlışları sadece kendimize yakın insanlara ilişkili söylediğimizde bizde yanlış oluruz” dedi.
HABER: FELEMEZ ASKAN
