Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Ambulanslar gitmedi gibi bir iftira Cizre’de söz konusu. 22 Temmuz günü 112 üzerinden acil diye çağrılan mekana gitmekte olan polisimizi Diyarbakır’ın ortasında şehit ettiler. Daha operasyonlar başlamamıştı ve o zaman 23 Temmuz’da ‘Huzur ve Demokrasi’ operasyonunu başlatmak zorunda kaldık” dedi.
Başbakan Davutoğlu, Çankaya Köşkü’nde sivil toplum kuruluşu temsilcilerini kabul etti. Davetlilere hitap eden Davutoğlu şunları söyledi:
-“HANGİ İŞ ADAMLARINDAN HANGİ HARAÇLARIN ALINDIĞINI BİLİYORUZ”-
“Doğuyu Güneydoğuyu neredeyse ateşe bulamak gencecik çocukları 4. Katlardan Yasin Börü’yü atmak suretiyle aslında şu mesajı verdiler ‘Burada bizim gibi düşünmeyene hayat yok’ o zaman bize gelen şikayetleri sizlerle paylaşmak isterim: hangi iş adamının hangi mezarlık görüntüsü altındaki yerlere çekilip işkence edildiğini hangi iş adamlarından hangi haraçların alındığını, Kandil’e kimlerin götürülüp nasıl baskılar altından inletildiğini biz biliyoruz. Sabırla çözüm süreci işlesin diye bu sefer 2015 Mart’ında silahları bırakmak için yeni bir hamle yapıldı ama onlar Suriye’deki gelişmeleri ve Irak’taki gelişmelerin dünyaya kendilerini meşru gösterdiğini düşünerek daha fazla terör daha fazla şiddet ve baskı için hayatı karartmaya devam ettiler.”
-23 TEMMUZ’DA “HUZUR VE DEMOKRASİ” OPERASYONUNU BAŞLATMAK ZORUNDA KALDIK”-
Başbakan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“7 Haziran seçimlerinde bu sefer aldıkları oyların da verdiği tabiri caizse şımarıklıkla silahlanma ve ayaklanma çağrıları yaptılar. 15 Temmuz’da ben bütün partilerle yaptığım görüşmenin devamı olarak Eş Başkanlarıyla bir araya geldiğimde tekrar uyardım. 20 Temmuz’da alçak DEAŞ saldırısı sonrasında Suruç’ta, Ceylanpınar’da iki polisimizi evlerinde uyurken şehit ettiler ve şimdi hani ambulanslar gitmedi gibi bir iftira Cizre’de söz konusu. 22 Temmuz günü 112 üzerinden acil diye çağrılan mekana gitmekte olan polisimizi Diyarbakır’ın ortasında şehit ettiler. Daha operasyonlar başlamamıştı ve o zaman 23 Temmuz’da ‘Huzur ve Demokrasi’ operasyonunu başlatmak zorunda kaldık. Şunu ifade edeyim biz bir kararı almışsak çok düşünerek alırız, arkasını önünü hesap ederek alırız, dostu ve düşmanı bilerek alırız o günlerde Türkiye’nin AK Parti’nin az oyunun düşmesi sebebiyle ve parlamentoda tek başına hükümet kuramamış olması sebebiyle tam buhran dönemidir tam vaktidir diye puslu havayı seven bütün çakallar harekete geçti. DHKP-C’si PKK’sı DEAŞ’ı bu çakallar harekete geçer de bu toprakların yiğit evlatları bu çakallara meydanı bırakır mı? Bırakmadık, bırakmayacağız ve hiçbir şekilde de bu ülkenin geleceğiyle ilgili oynanan oyunlara teslim olmayacağız. Bir daha kimse size ‘Şuraya gelin haraç vereceksiniz’ diye bir çağrıda bulunamayacak, elinize kağıt tutuşturamayacak.”
-“BU BÜYÜK YOLCULUĞA BERABER ÇIKALIM DİYORUZ”-
Davutoğlu, “Ne isteniyorsa konuşmaya hazırız” diyerek şunları kaydetti:
“80 milletvekili ile geldiğiniz Meclis’te konuşmak yerine Cizre’nin mahallelerini silah deposu haline getirmenin ne anlamı var kim için yapıyorsunuz bunu? İşte soru bu. Ekonomik bakımdan bu bölge ihmal ediliyor Türkiye’nin genel kalkınmasından bize pay verilmiyor denildi. Şimdi biz hem bu istismar unsurlarını ellerinden alacağız. Bu güzel Mezopotamya’yı hep beraber yeni bir medeniyetin öncüsü önderi yapacağız. Biz hiç kimseye bir şey dikte etmiyoruz ama gelin diyoruz bu büyük yolculuğa beraber çıkalım diyoruz.”