Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ve Hollanda Büyükelçiliği desteği ile sürdürülen "Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Girişimciler için Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi" toplantısı yapıldı
Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) ve Hollanda Büyükelçiliği desteği ile sürdürülen “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Girişimciler için Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projesi” toplantısı Van’da aralarında Van Valisi İbrahim Taşyapan, Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Hatice Çoban, TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça’nın da aralarında bulunduğu çok sayıda STK, dernek üyesi ve iş insanı katıldı. Kentte bulunan Elite World Van Otel’de yapılan toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Doğu Sanayi Ve İş Dünyası Federasyonu ( DOĞUSİFED ) Başkanı Suat Türk, toplantıya katkı sunan tüm kurumlara teşekkür etti. Van’ın Türkiye’de ki rolüne değinen Türk, Van’ın bölge ve Türkiye için çok önemli bir kent olduğunu Van’a yapılacak her yatırımın bölge ve Türkiye’ye yapılacağını söyledi.
‘Van’ı büyütmek Türkiye’yi büyütmektir’
TÜRKONFED Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Onatça ise yaptığı konuşmasında, Türkiye’de ki iş insanları olarak çözüm ve barış sürecinin arkasında olduklarını ve bu süreci sonuna kadar desteklediklerini ifade etti. Çözüm süreci ile birlikte bölgesel kalkınmanın hızlandığını dile getiren Onatça," Van’ı büyütmek Türkiye’yi büyütmek demektir. Van yapılacak her türlü yatırımı kaldırabilecek potansiyele sahip bir kenttir. Van’ın güneş potansiyeli dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Sadece güneş enerjisi potansiyeli ile Van muazzam bir ivme kazanabilir. Yine ülkelere olan yakınlığı ile Van 150 milyonluk bir nüfus yoğunluğuna sahip bir kenttir. Eğer Van’a yatırım yapılırsa, Van gelişirse bu 150 milyonluk nüfus yoğunluğunun tamamı Van’a gelir. Buradan bir kez daha söylüyoruz, ülkenin sadece batısına yatırım yapmak ile Türkiye büyümez. Ülkenin her coğrafyasına yapacağınız yatırım ile ancak Türkiye’yi büyütebilirsiniz" ifadelerini kullandı.
Eş Başkan Çoban: Van Ortadoğu’ya açılan kapıdır
Ardından konuşan Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Hatice Çoban, yapılan toplantının kendileri için çok önemli ve değerli olduğunu belirterek, toplantı için katkıda bulunan tüm kurumlara teşekkür etti. Çoban, Van’ın Ortadoğu'nun İpekyolu'na açıldığı ve buradan Avrupa'nın tüm kentlerine ticaretle birlikte hoşgörünün de taşındığı, Ortadoğu-Avrupa kapısı konumunda olan bir kent olduğunu ifade ederek," Kentimizin, tarih boyunca ticaretin ve ekonominin en önemli kentlerinin başında yer almıştır. Ekonomi, tarih, turizm ve yaşamın tüm alanlarında kentimiz, büyük medeniyetlere başkentlik etmiş bir kenttir"dedi.
‘Van şuan ülkenin en yoksul kentlerinden biri’
Son 50 yılla birlikte Van’ın her yıl biraz daha ihtişamını kaybederek, ülkenin en yoksul kentleri arasına girdiğini dile getiren Çoban, Van’ın bir zamanlar ekonomi ve diğer alanlardaki gelişmişlik sıralamasında ilk 20'leri zorlarken, bugün ise son 5 il içerisinde yerini aldığını kaydetti. Yine bir dönem hayvancılık ve tarım alanlarında çok önemli noktalarda bulanan Van ve bölge kentlerinin, 90'lı yıllarla birlikte adeta tüm üretimini kaybeden noktaya geldiğini söyledi. 90’lı yıllarda yaşanan zorunlu göç, köy boşaltmaları sonucu kırsal kesimlerden kent merkezlerine yoğun bir göç dalgası yaşandığını belirten Çoban,"Bu göç dalgası istihdam, yoksulluk, altyapı ve çarpık kentleşme gibi ağır sonuçlar doğurdu. Bir dönem toprakları ve tarımı ile ülkeyi doyuran bu coğrafyanın insanları, bir süre sonra bağ, bahçe ve mevsimlik işçi olarak başka illere giderek zor koşullarda karınlarını doyurdular. Bu olağanüstü süreçler maalesef insanları bütün üretim kaynaklarından koparmış ve neredeyse açlığa mahkûm hale getirmiştir. Kentimiz Sosyo Ekonomik Gelişmişlik sıralamasında 1996 yılında 76 il içersinde 67. sırada, 2003 yılında 81 il içersinde 70. sırada iken, bugün 5 puan daha düşerek 81 il arasında 75. sıraya yerleşmiştir. Yine Van Ekonomi ve Yaşam endeksi sıralamasında sondan 5'inci il, hane halkı refah puanında 75'inci il, sosyal gelişmişlik sıralamasında ise 72. sırada yer alıyor. Bu veriler kentimizin iyiye gitmediğini bizlere açıkça anlatıyor. Yine buna paralel olarak Van'ın işsizlik oranı yüzde 12'lere kadar yükselerek Türkiye ortalamasının üzerinde seyrediyor" diye belirtti.
Eş Başkan Çoban: Van’da küçükbaş hayvan sayısı her geçen gün azalıyor
Van’ın tarım ve hayvancılık alanlarında çok büyük bir potansiyel barındırdığını söyleyen Çoban, Van'daki mera varlığının Türkiye'nin mera varlığının yüzde 10'una tekabül ettiğini vurguladı. Van mera varlığı açısından Türkiye'nin 4'üncü büyük kenti olduğunu açıklayan Çoban, ancak TUİK verilerine göre Van'ın, tarımsal, hayvansal ve kişi başına düşen bitkisel üretim değerinde 81 il arasında 79'uncu sırada yer aldığını ifade etti. 90’lı yılları öncesi Van'daki küçükbaş havyan sayısının 4 milyonun üzerinde olduğunu belirten Çoban,"90'lı yıllarda yaşanan zorunlu göç-köy boşaltmaları, mera yasakları ile birlikte bu sayı 2,5 milyona, bugün ise neredeyse 2 milyonun altına düşmüştür. Van’ın üretim değerinin %91 hayvancılığa dayalı olmasına rağmen, yaşanan olağanüstü süreçler nedeniyle yeterince bu veri insanların yaşamlarına maalesef sirayet etmemiştir. Yine kentimiz, oran olarak Türkiye'de Ağrı ilinin ardından en fazla yeşil kartlı olan il konumunda. 1 milyon 100 bin nüfusu olan Van'da tam 544 bin 659 kişi yeşil kartlı. Yani kentin yüzde 53.28'i Yeşil kartlı. Van merkezde hiç bir geliri bulunmayan, dışarıdan gelen desteklerle yaşamını sürdürmeye çalışan aile sayısı 20 bin civarında hesaplanmaktadır. Bu oran neredeyse nüfusun yüzde 10'unu aşıyor. Yani nüfusun yüzde 10'una yakını kurumların verdiği yardımla yaşamlarını sürdürüyorlar. Değerli konuklar, bu bir kader değildir. Yoksulluk insanların bir kaderi olmamalıdır. Mutlaka buna dönük çözümleri zorlamalı ve bu tablodan kurtulmalıyız" diye konuştu.
‘Tek reçetemiz barıştır‘
Van’ın bu kötü tablosunun birçok nedenin olabileceğini belirten Çoban, bir tek nedenin ise hepsinin önüne geçebileceğini söyledi. O nedenin de ülkenin toplumsal barışı olduğunu söyleyen Çoban," Kuşkusuz bu tabloyla sadece kentimiz gerilemiyor, bu tablo ülkenin tamamını etkiliyor. Bu kötü tablodan kurtulmanın bir tek yolu var. O da toplumsal barışı sağlamak ve ülkede şuanda yürütülmeye çalışılan barış sürecinin başarıya ulaşmasıdır. Bu sürecin başarıya ulaşmasıyla birlikte, kentimiz çok kısa bir sürede 81 il içerisinde ilk 20'leri, ilk 10'ları zorlayacak bir konuma gelecektir. Bu nedenle iyileşmemiz için tek reçetemiz barıştır. Hepimizin tek umudu budur. Umuyor ve diliyorum, hepimizin çabasıyla bu süreç toplumsal bir barışla sonuçlanacaktır. Barışın sağlanmasıyla birlikte, insanlarımız artık kendileri üretecek, kendi ürünlerini uluslararası alana pazarlayacak, üretim alanları oluşacak ve üretimden koparılan insanlar bu ülkenin ekonomisin önemli bir katma değer sağlayacaklardır" şeklinde konuştu.
Merkürhaber
