Dün kapılarını açan Turizm Seyahat Fuar’ının açılışında birçok konuşmacı ile birlikte Ortadoğu Fuar Merkezi’ni bünyesinde bulunduran Van Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Memet Aslan yaptı.
Aslan, “Turizm sektörü geçmişten günümüze hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkeler tarafından yoğun şekilde ilgi gösterilen bir sektör olmuştur. Bunun en önemli nedeni ise dünya genelinde en hızlı gelişen sektörlerin başında yer almasıdır. Durum böyle olunca turizm sektörünün ülke ekonomilerine katkıları ön plana çıkmıştır. Her ülke ve bölge turizm arz potansiyeli nispetinde bu pastadan pay alma veya aldıkları payı büyütme mücadelesine girişmelerine neden olmuştur. Turizm sektörünü geliştirerek ülkelerin ve bölgelerin gelişmişlik seviyelerine göre ulaşmak isteği hedef farklılık gösterebilmektedirler.” Dedi.
ASLAN: “TURİZM SEKTÖRÜNÜN ÖNEMLİ ETKİLERE SAHİP OLDUĞU BİR GERÇEKTİR”
Aslan konuşmasının devamında şunları söyledi: “Gelişmiş ülkeler turizm sektörünün gelir etkisinden yaralanmaya çalışırken, gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkeler ise, bu sektörün döviz kazandırıcı ve yeni istihdam olanakları yaratabilme gücünden yararlanmak istemektedirler. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin ihracat yapabilmeleri büyük oranda ara ve yatırım malı ithalatına, enerjide de büyük oranda dışa bağlı olduğundan bu ithalat için gerekli olan dövizi kazanma noktasından turizm sektörü önemli bir yardımcı aktör olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca gelişmekte olan ülkemizin, bölgemizin ve ilimizin en önemli sorunlarının başında işsizlik problemi gelmektedir. Bu sorunun çözümünde de turizm sektörünün önemli etkilere sahip olduğu bir gerçektir. Bu gücünü ise, emek yoğun hizmet, üreten bir sektör olmasında almaktadır.”
ASLAN: YENİ OKULLARIN AÇILMASI GEREKMEKTEDİR
Zengin bir turizm potansiyeline sahip olan ülkemiz ve Van için işsizlik sorununun çözümünde katkı sağlaması noktasında turizm sektörünün önemli olduğuna vurgu yapan Aslan, “Adeta bir turizm cenneti olan ülkemizin ve ilimizin turizm potansiyelinden tam kapasite ile yararlanabilmesi için herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerekmektedir. Turizm yatırımı yapılırken doğanın ve tabiatın korunması temel önceliğimiz olmalıdır. Turizm bölgelerindeki tarihi dokumuzu korumak temel felsefemiz olmalıdır. Turizmde tesisler, alt yapı ve üst yapıları ile planlı, doğanın ve tabiatın ruhuna uygun yapılar inşa edilmelidir. Turizm sektöründe süreklilik için personel eğitiminin artırılması ve dünya stantlarına getirilmesi kaçınılmazdır. Bunun tek çaresi de her şeyin başı eğitim felsefesi ile hareket edilerek mevcut turizm okullarının süratle rehabilite edilmesi ve yeni okulların açılması gerekmektedir.” Şeklinde konuştu.
ASLAN: “TANITIM VE PAZARLAMAMIZI DÜNYA STANDARTLARINA ULAŞTIRMAMIZ ŞARTTIR”
Aslan, turizm sezonunun 4 ay gibi çok kısa bir zaman dilimine sığdırıldığını kaydederek, “Oysaki bizler; kültür turizmi, spor turizmi, inanç turizmi, kongre turizmi sağlık turizmi, yayla turizmi ve hatta eğitim turizmi ile sektörü çeşitlendirip sezonu on iki aya yaymalıyız. Sektörü tanıtım stratejisi geliştirmemiz lazım. Tanıtım ve pazarlamamızı dünya standartlarına ulaştırmamız şarttır. Bunu da doğrudan kendimiz; yazılı, sözlü, görsel medya ve iletişim araçları ile yapmamız gerekmektedir. İlimizin turizm potansiyelini ortaya çıkarmak için; öncelikle sektördeki tüm paydaşların ilgili Bakanlıkların, STK’ların, Mülkü idarelerin ve yerel yönetimlerin sırt sırta vererek tek enstrüman olarak ses vermelerini sağlamamız gerekir. Öncelikle günlük ve günü geçiştirme politika ve düşüncesinden vazgeçmeliyiz.” Diye konuştu.
ASLAN: 50 YILLIK MASTER PLANLAR YAPMALIYIZ
Aslan, “İlimizin ve bölgemizin en büyük değeri olan Van denizimiz için ivedilikle Van Gölünü koruma kanunu çıkarmak için gerekli mücadeleyi vermemiz gerekir. Burada en büyük sorumluluk siyasilere düşmektedir. Siyasilerimizden gerekli hassasiyeti ve sorumluluk almalarını bekliyoruz. Vangölü Havzasının Organize Turizm Bölgesi olabilmesi için yereldeki ve merkezdeki tüm aktörlerimizle, güçlü bir duruş ve birliktelik sergileyerek mücadele vermeliyiz. Hemen kısa, orta ve uzun vadeli 25’ten başlayarak 50 yıllık master planlar yapmalıyız.” Dedi.
