İftardan sonra bir konuşma yapan Soylu, bu şehirlere birilerinin huzuru değil silahı ve şiddeti çözüm diye dayatmaya çalıştıklarını belirterek, “Silah üzerinden etnik ayrılık, etnik ayrılıklar üzerinde bir dayatmayla bu şehirdeki insanları karşı karşıya bırakmak istediler. Onlar kendilerini güçlü zannettiler. Aramızdaki bağı çok zayıf zannettiler. Bizi bir birimizden uzak zannettiler. Kendilerine silah veren, para veren batılıların yaldızlı sözlerinin sahibi oldular. Bizim aramıza hendekleri, çukurları çekmek isteyenleri, nasıl bertaraf ettiğimizin, şu güzelim Van’a nasıl huzur geldiğini, esnafımızın nasıl yüzünün güldüğünün muhasebesini yapacağız” dedi.
“Van’ın eski haliyle yeni hali ortadadır. Çarşıda gezerken, işimize okulumuza giderken hissettiğimiz hal ortadadır” diyen Soylu, şöyle devam etti:
“Van’da, Şırnak’ta, Cizre’de, Yüksekova’da, Hakkari’de yükselen binalar ortadadır. Bu belediyelerin hizmet üretebileceğini, terörün bu topraklardan silinip atılabileceğini, bu şehrin çarşısının ışıl ışıl olabileceğini, herkesin yarına umutla bakabileceğini hep birlikte gösterdik. Evlatlarımızı kandırarak dağlara götürüp heder etmek isteyenlere karşı, yıllardır terörle huzurumuzu kaçıranlara karşı omuz omuza mücadele ederek başardık.”
“Şu şehirlere bir tek çivi çakmadılar”
24 Haziran seçiminin önemine değinen Soylu, “Bu seçimin, bu kararlı ülkenin anahtarı sizlerin elindedir. Sizin sesiniz en güçlü sestir. Terör örgütünün, onun borazanlığını yapanların sizin evlatlarınıza dağlardaki mağaraların kovuklarını reva görenlerin, evlatlarınızın geleceğini çalmalarına izin vermemenizi istiyorum. Yıllardır milletimin değil, terör örgütünün vekilliğini yapanlar, belediyeler ellerindeydi. Allah için söyleyin, bizim görevlendirdiğimiz arkadaşlarımızın yaptıklarının onda birini yaptılar mı? Aynı parayı gönderdik. Aynı imkanları gönderdik. Şu şehirlere bir tek çivi çakmadılar. Belediye binalarını örgütün servis noktası haline getirdiler. Örgütün erzak ve mühimmat deposu halinde kullandılar. Bir tane okul mu yaptılar, bir tane park mı yaptılar. Gençlerimiz için bir tane kültür evi, bir tane spor salonu, bir kütüphanemi yaptılar. Hiçbir şey yapmadılar” ifadelerini kullandı.
“Devraldığımızda belediyelerin borcu 1.6 katrilyondu”
Devraldıkları belediyelerin borcunun 1.6 katrilyon olduğunu da sözlerine ekleyen Bakan Soylu, “Piyasaya, esnafa 620 milyon borcu vardı. Devraldığımızda esnafa olan bütün borçları ödedik. Esnafımız rahat etsin, hiç olmazsa işlerini döndürebilsinler istedik. Belediyelerin kendi kaynaklarıyla ödedik. Kamu borçlarının da yarısını ödedik. Ne söyleseler söylesinler, hangi iftirayı atarlarsa atsınlar, size şunu söylemek istiyorum. Vanlının, Kürt kardeşimin çocuğu, istedikleri kadar çıldırsınlar, doktor olacak, mühendis olacak, öğretmen olacak ve bu ülkede kardeşliği ve birliği ortaya koyacak. Bu terör perdesi Türkiye’de tamamen kapanacaktır. Karanlık günleri geride bırakarak, yarınlara umutla bakacağız. Sizin evlatlarınızı doktor görmek istiyoruz. Gençlerimizi mühendis olarak görmek istiyoruz. Çocuklarımızın keleşlerle, roketatarlarla değil, robotlarla, bilgisayarlarla, kitaplarla uğraşmasını istiyoruz. Bizim vaadimiz gelecektir. Bizim vaadimiz huzurdur, kardeşliktir, refahtır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selamını da getiren Soylu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Recep Tayyip Erdoğan, milletimizin her meselesinde samimidir. Size olan sevgisinde samimidir. Millete olan inancında samimidir. Kıymetli Cumhurbaşkanımız, bugüne kadar sizlerden bizlerden çalınan hakları geri almaktadır. Bizden çalınan huzurumuzu, kardeşlerimizden çalınan refahı, çalınan geleceğimizi, bunların hepsini geri almaktadır. Dönem dönem iftiralarla karşılaştı, haksızlıklarla karşılaştı, zaman zaman sizinle arasına duvar örülmeye çalışıldı. Duvar örenlerin de kimler olduğunu biliyoruz. Ancak bir gün bundan vazgeçmedi.”
Trabzon milletvekili olduğunu, ancak daha çok bu bölgelerde bulunduğunu söyleyen Soylu,“Ben Trabzon milletvekiliyim. Benim de yaylam var, benim de dağım var. Allah şahittir milletvekilliğim döneminde o dağlara, yaylalara hiç çıkmadım. Allah şahittir Cudi’nin, Buzul Dağı’nın, Ağrı Dağı’nın, Kato Dağı’nın tepesine çıktım. Bir şey istedik. Ben bir kız evlat babasıyım. Anneler yanımda o vakar haliyle geçerken, bana soracaklar diye korkuyorum, ‘benim kızım yarın ne olacak.’ Ben bu ülkenin İçişleri Bakanı olmuşum, onun sorusuna cevap verememişim hiçbir işe yaramaz. Ona güçlü bir şekilde senin kızını terör örgütünün vicdanına bırakmayacağım diyebilecek bir İçişleri Bakanı olmak için Allah’a dua ettik. Cumhurbaşkanımız bunun için mücadele etti” şeklinde konuştu. Bakan Soylu, daha sonra AK Parti seçim bürosunun açılışını yaparak, teravih namazı için Ulu Camisi’ne geçti.