http://www.merkurhaber.com/kose-yazilari/jeti-dusen-rus-cani-yanan-pers-h384029.html
Tabiri caizse, ayranımız yok içmeye...
Gitmişiz Rus uçağı düşürmeye...
Bir yönüyle Rus uçağı düşürdüğümüz de iyi oldu!
Şayet bu kez sıcak bir savaşa girmeden yırtarsak...
Korkusundan uzun bir süre başımıza yeni gaileler açmayız.
***
Bir önceki yazımda (ilan-ı harp) kendine yer bulan bir ifadede, “...Bizim, Rusya’ya hasımlık edecek ne gücümüz var, ne de aklımız ” denilmişti. (Buradaki üçüncü kişi sigası üzerine kafa yormayın..)
***
Sosyal medyadaki beslemeler, “Rusya’ya haddini bildireceğiz” türü beylik laflarıyla cahillere gaz veriyorlar.
Bunun imkansız bir şey olduğunu, yani “Büyük Oyunda” Rusya’ya had bildirmek gibi biçilmiş bir rolümüz bulunmadığını, kendisi de vazifeli ajan rolünü oynayan patronları Jöleli’ye sorsalardı öğreneceklerdi.
Ne demişti Jöleli? “Dünyada iki lider var. Birisi Putin’dir...”
İsimleri “mikrobu” çağrıştıran trollerin, bu koca yalanları ya para için ya da bonzaili bir kafayla ettiklerini zaten biliyoruz.
“Şeyh Şamilin intikamını alıyoruz, alacağız...” diyeni bile çıktı.
Aynı saatlerde Şeyh Şamil’in ülkesi Çeçenistan Devlet Başkanı Ramazan Kadirov’un bu olayla ile ilgili olarak “Türkiye buna pişman olacak” tehdidi dünya medyasında yer buluyordu..
Ramazan Kadirov’un, Rusya karşısında Türkiye’yi destekleyecek cesareti zaten yoktu, fakat ilk tehdit edenin o olmasını da beklemiyorduk.
Bakınız! Yarın Filistin Devlet başkanı da çıkıp, “İsrail ile en büyük ticareti yapan, İsrailliye, ülkesinde serbest dolaşım izni verip, biz gariban Filistinlilere dünyadaki en katı vizeyi uygulayan Türkiye’yi Rus jetini düşürdüğü için ayıplıyoruz!” diyerekten Rusya’ya desteğini açıklarsa şaşırmayın.
Nasıl da kandırılmışız!..
Hani batı düşmandı!
Hani ABD her defasında başımıza çoraplar ören büyük şeytandı?
Şu ana kadar, -yarım ağızla da olsa- lehimize yorumlanabilecek açıklamaları bunlar yaptı, “Türkiye’nin toprak bütünlüğüne saygı duyulması gerekir... Türkiye’nin sınırlarını korumasını anlıyoruz...”
Ya bunlar da (açıklamalar) olmasaydı ne yapardık!..
24 Kasım gecesinden beri korkudan uyuyamayacaktık belki de.
(Avrupa ve ABD’nin açıklamalarını, savaş çıkması durumunda yanımızda yer alacakları şeklinde anlamayalım.)
***
Kabul edelim artık! Ne dostluğumuz güven vermiş kimseye, ne de düşmanlığımız korku!
Bütün dünyanın bize hayran olduğu ise bir safsata... Cahil gazlama malzemesi olarak bugüne kadar epey iş gördü.
Bir kez daha teyit görmüş en kesin bilgi şudur: Dindaşımız olan devletler en başta olmak üzere, ülkemize ne hayran olan var ne de bizleri ve ettiklerimizi beğenen. Şu ana kadar bu olayda Türkiye’nin haklı olduğunu beyan eden çıkmadı.
Faraza, İslam Dünyası’nda bir halifelik seçimi olsa ve Putin aday olsa...
Kazanamayacağını söyleyebiliyor muyuz bütün bu olanlardan sonra?
***
Şimdi de, bu meselede “ikinci evimiz”de durumun nasıl karşılandığına bir bakalım...
“İkinci evimiz”i biliyorsunuz; şu isminde İslam bulunan Pers Cumhuriyeti...
"Türkiye ateşle oynuyor"
Rus jetinin düşürülmesi olayını İran Basını bu şekilde haberleştirmiş...
Rusya basını olsa, ancak bu kadar tehditkâr verebilirdi
Şuradaki sahiplenmeye bir bakar mısınız! Putin'in ifadesini aynen vererek, "Arkadan hançerlendik"
Düşürülen jet kendi ülkelerinki olsa ancak bu kadar sert bir başlık atılırdı.
Manşetten bu haberleri veren PERS medyası, Türkiye'den yapılan açıklamalara kulaklarını tamamen kapamıştı.
“İkinci evimiz” denilmesini, mal-mülklerinde gözümüz olduğu şeklinde anlamışlardı sanki.
PERS hesapsız...
PERS “kitapsız” iş eder mi hiç!
Bu yaklaşımlarıyla adeta bize şunları diyorlar:
Bir, “Siyasetimizin (acem oyunu) bir kopyası/taklidi olan duruşunuzu doğru bulmuyor, yalan-yanlış açıklamalarda bulunduğunuzu düşünüyoruz...”
İki, “Sizi değil, Rusya’nın açıklamalarını muteber buluyoruz...”
Üç, “Putin’in tehditleri yanında sizinkinin lafı mı olurmuş...”
Dört, “İsmimizde ‘İslam Cumhuriyeti’ ibaresi bulunsada Lenin’in Rusya’sını kendimize daha yakın buluyoruz...”
Beş, “Tarihi bir tekerrür olarak bir kez daha Müslüman varken gayrimüslime düşmanlık edemiyoruz...”
Altı, “Rusya gazını keserse, bizden size su bile yok...”
***
Zaten biliyordum koskoca dünyada bir başımıza kaldığımızı...
Fakat bu yalnızlığı bu kadar yalın görünce ürperdim...
Maazallah! Bir savaş halinde bizleri mülteci olarak sığınılacak dost bir ülke bırakılmamış.
Oysaki “sıfır düşman politikası” uygulayarak bölgemize ve dünyaya barış, kardeşlik getireceklerdi.
Vardıkları nokta: SIFIR DOST...
Nasıl mı becerdiler? “Stratejik Derinlik”li politikaların neticesi mi, herkese uyguladıkları ecemi “ecem politikası” mı, bilemeyeceğim.
