Büyükşehir Belediyesi’nin geçtiğimiz hafta başlattığı kaldırım işgalini bitirme çalışması kent genelinde aralıksız devam ederken ilk çalışmalar vatandaşı memnun etti. Kaldırımları adeta kapatan esnaftan ve araç parkından kurtaran Zabıta ekipleri bir haftadır adeta ‘işgal’ nöbeti tutarken, bu uygulama esnafın da canını sıkmışa benziyor. Zabıtanın ayrılmasının hemen ardından dolan cadde ve sokaklar ise sürecin sancılı geçeceğinin en bariz örneği!
Büyükşehir Belediyesi’nin geçtiğimiz hafta başlattığı kaldırım işgalini bitirme çalışması kent genelinde aralıksız devam ederken ilk çalışmalar vatandaşı memnun etti. Kaldırımları adeta kapatan esnaftan ve araç parkından kurtaran Zabıta ekipleri bir haftadır adeta ‘işgal’ nöbeti tutarken, bu uygulama esnafın da canını sıkmışa benziyor.
ESNAF PEK MEMNUN DEĞİL
Geçtiğimiz hafta kent adına önemli bir çalışmanın startını veren Van Büyükşehir Belediye’si kaldırımların işgalinin sona ermesi için bir çalışma başlattı. Ardından da Belediye Başkanı Bekir Kaya’nın Van’ın Cadde ve sokaklarına inerek, kaldırım işgaline son vermeye yönelik bildiri dağıtmasının hemen sonrasında kent genelinde denetim ve uygulama başladı. Büyükşehir olmasına rağmen merkezi birkaç büyük cadde üzerinde sıkışan Van’da artan nüfus, araç sayısı ve aynı güzergahtaki işletmeler tam anlamıyla kentin nefessiz bırakırken zabıta ekipleri günlerdir sokaklarda adeta nöbet tutuyor. Dükkanların önüne ikinci bir açık hava mekanı kuran işletmeleri, sergiye dönüştüren esnafları ve araçlarla dolduran vatandaşların bu kargaşasına son vermek için asayişi elden bırakmayan Zabıta ekiplerinin ilk çalışmaları vatandaş nezdinde takdirle karşılanırken, esnafın da canını sıktı. Vatandaşın en çok canını sıkan konu ise kahvaltıcıların bulunduğu sokak üzerindeki kalabalık. Buradaki kalabalığın yanında bazı esnafların davranışları daha önce de uyarı alırken, oraya gelen vatandaşları ‘zoraki’ bir şekilde mekanlarına davet eden esnafın bu hareketleri de adeta halkı isyan ettirmişti. Vatandaşları sürekli sözlü olarak rahatsız ettikleri ve kötü davranış sergiledikleri gerekçesiyle daha önce uyarılan ve kapatma cezası alan kahvaltıcılar sokağı uygulamadan nasibini alırken vatandaş ise uygulamayı geç kalınmış, ‘doğru’ bir uygulama olarak karşılıyor. Fakat zabıtanın denetiminin hemen ertesi gün yine çoğunluğu eski haline dönen o sokağın durumu ve denetim olmadığında hemen araç dolan caddeler uygulamanın sancılı bir süreçten geçeceğini de gösteriyor.
HALK UYGULAMAYI SEVDİ!
Kent genelindeki birçok vatandaş yola serpilmiş sandalye, masa, gıda ürünleri gibi işgalin bitmesinden büyük bir memnuniyet duyarken, kimileri bu çalışmanın birkaç hafta ile sınırlı kalmasından korkuyor. Daha önce de özellikle kahvaltıcılar sokağına yapılan denetimlerin ardından birkaç hafta içinde işlerin başa dönmesi nedeniyle durumun kalıcı olmayacağından endişe eden vatandaşlar Van’ın bu uygulamanın daha da öteye götürülmesini istiyor. “Kent nefes almalı” diyen vatandaşlar bu uygulamadan sonra “Biraz da yeşil alan” talebinde bulunurken bunun için de depremden sonra açılan alanların ideal olacağını düşünüyor. İşte bir haftadır başlayan kaldırım işgali ve düzensiz park etme ile ilgili çalışmaların vatandaş nezdindeki o izlenimlerinden bazıları:
“HASTA HASTANEYE GİDEMEZ OLDU”
Fesih Demir - Vatandaş: Ben bu önemli çalışmadan dolayı Van Büyükşehir Belediyesi’ne çok teşekkür etmek istiyorum. Belki de bu çalışma Bekir Kaya’nın başlatmış olduğu en önemli çalışmalardan birisidir. Zaten birkaç caddede sıkışıp kalan bir kentin insanlarıyız bir de caddelerde yürüyemeyince tam anlamıyla bunalmıştık. En basitinden bir örnek vermek gerekirse şu anda kentin merkezinde sadece bir özel hastane var ve siz o özel hastaneye gitmek için girdiğiniz sokakta iki taraflı parkeden araçlardan ve yollara kadar taşmış sandalye, masalardan hastaneye ulaşamıyordunuz. Defalarca hastaneye hasta yetiştirmek için ana caddede park edip hastasını kucağında hastaneye koşarak götürene şahit olmuşluğumuz var. Bu kadar insanın hakkına girmek hiç kimsenin hakkı değil elbette. O yüzden bu çalışma desteklenmeli ve sürekli tutulmalı. İnsanlar birkaç hafta sonra yeniden masa, sandalyesini yola atıp aynı alışkanlığı devam ettirmemeli.
“ÇALIŞMA ESNAFA ZARAR VERİYOR”
Nazım Zariç - Esnaf: Bildiğiniz gibi vergi borçları ve krediler gibi birçok konuda sıkıntılıyız. Zaten bu borçları ödemekte ciddi zorluklar çekiyoruz. Piyasa da Ramazan Bayramı’ndan sonra çok durgunlaştığı için müşteri bulmakta sıkıntı çekiyoruz. Esnafların yerel ekonomisi de gayet kritik durumda zaten. Yani nasıl söyleyeyim yerel ekonomide bir kriz yaşanıyor. Hal böyle olunca esnaflar mallarını satabilmek için dükkânının önünde sergilemek zorunda kalıyor. Müşteriler bir dükkânın önünde yoğunluk görünce ya da bir dükkânın önünde ilgi çekici bir ürün gördüğünde ister istemez oraya doğru geliyor. Bir şeyler sorunca da alışveriş yapmaya yanaşıyor. Yani bu çalışma bizim işimizi engelliyor. Zaten küçük esnaflarız dışarı ürün bırakmamızın sebebi çoğu zaman da dükkân içinde yer olmamasıdır. Dışarıda kocaman bir içecek dolabı var. Ben bunu dükkânın içinde nereye bırakabilirim siz söyleyin. Bu yüzden söylemek istiyorum ki böyle çalışmalar yapılınca küçük esnaflara biraz daha tolerans gösterilmelidir.
“VATANDAŞ DIŞARDA OTURMAK İSTİYOR”
Yunus Ebik - Kahveci Esnafı: Yaz ayının ortasındayız kahvelere gelen müşterilerin en büyük keyfi dışarıda kurduğumuz gölgelikte oturup çay içmek oluyor. İşini gücünü bitiren insanların yol üstündeki en ideal durağı bu kahvelerdir. Eğer adam dışarıda oturup bir bardak çay içemeyecekse, gelip kahvenin içinde oturmaz. Burada oturtacağına gider aynı çayı evinde içer. Burası da bizim ekmek teknemizdir. Toplumun bir kesimi düşünülüp yani millet yolda yürüyemiyor deniliyorsa bu düşünce de haklılık vardır. Ama vatandaşların yarısı böyle düşünülüyorsa örneğin bir kahve sahibi için de ekmek teknesi dikkate alınmalıdır. Ben dışarıda ki oturağı içeri alsam kim gelip içeride oturacak? Buyurun yoldan geçen birini çevirip sorun bakalım kaç tanesi önünde masa olmayan bir kahvede oturur. Son olarak söylemek istiyorum ki tekrardan bu denetimler yapılırken bizim de halimiz düşünülmelidir.
“SOKAKLARDA SIKIŞTIK KALDIK”
Seyithan Efe - Vatandaş: Yeşil alanlarının, dinlenme alanlarının hiç olmadığı Van’da artık insanların nefes alabileceği yerler oluşturulmalı. Bu çalışma elbette güzel ama bununla sınırlı kalınmasın. Belediye bu çalışmanın ardından kurum, kuruluş yerlerini yaşam ve yeşil alanlara dönüştürsün. Yeter artık biz Cumhuriyet ve Maraş Caddelerinden bıktık usandık. Hem araç, hem yaya trafiğinin yüzde 80’i bu iki cadde üzerinde işliyor Van’da. Bunun da önüne geçmek için belediye bir çalışma başlatmalı ve alternatif cadde ve sokaklar üzerinde de çalışmalı. Bakınız Cumhuriyet Caddesi’nin bir alt sokağına indiğinizde durumun vehametini görürsünüz. Kesinlikle aracınız ile girdiğiniz o sokaklardan çıkmanız mümkün değil.
“KAHVALTICILAR USANDIRDI”
İnan Bektaş - Vatandaş: Bu durum en çok da kahvaltıcılar sokağında yapılmalı. Bir Vanlı olarak Cadde üzerinden geçerken insanlara el kol hareketi yapıp, “Gel Gel” diye seslenip zoraki kahvaltı yaptıran kahvaltıcı esnafını görmek bizi utandırıyor. Zaten Kahvaltı kültürü olan ve kentteki tüm kahvaltıcıların bu kültürden faydalandığı bir memleketteyiz. Böylesi hareketlerle insanları usandırmaya ne gerek var. Tıklım tıklım dolu olan o sokakta kahvaltıcılar tarafından defalarca adeta kolumdan tutulup çekildim. Bildiğim kadarıyla oralarda artık toparlandı ama devam edilsin. Yetmez ama evet! Van Büyükşehir Belediyesi ve Sayın Kaya lütfen bu işi öylece bırakmasın. Yeter artık.
“YEŞİL ALAN ŞART”
Muhammed İkbal -Öğrenci: Ben Van’da 3 yıldır üniversite öğrencisiyim. Böylesi güzel bir memlekette yaşanan bu durum gerçekten üzüntü verici. Bazen kentin en güzel caddelerinde adeta yürüyemiyoruz. Birkaç yıldır gördüğüm bu manzaranın birkaç gündür değiştiğini görmeye başladım. Belediye iyi bir çalışma yapıyor diye düşünüyorum. Ama memleketim Amasya’ya bakınca bir de yeşil alan eksikliği olduğunu görüyorum. Öğrenciler olarak merkeze indiğimizde cafelere, mekanlara gitmekten başka bir şey yapamıyoruz. Halbu ki kentte nefes alacağımız yerler olmalı. Van’da bunun ciddi bir sıkıntısı var. Her insan bir kahvede, restorantta oturmaya mecbur değil. Yaşam alanı olursa bu insanlar da böyle koca caddelerde sıkışıp kalmayacaktır.
ÜRÜNÜMÜ NASIL SERGİLEYECEĞİM?
Süleyman - Terzi: Ben işimin sonuna geldiğimde ortaya bir nevi sanat eseri çıkarıyorum. Yaptığım iş gerçekten ustalık isteyen terziliktir. Ben 10 yıldır bu işi yapıyorum. Yeri gelince bazı kıyafetlerin saatlerce üzerinde uğraşıyorum. Yani bir kıyafeti bitirdikten sonra da dükkânımın önünde sergileme şansı verilsin bana. Gün boyunca evimizin ihtiyaçlarını karşılamak için durmadan çalışıp ter döküyoruz. Bir maket üzerine giydirdiğim kıyafeti dükkânımın önüne bırakınca eğer zabıta gelip bunu kaldır diyorsa bence sırf iş yaptıklarını göstermek için yapıyorlardır.
“ÇALIŞMA ÇOK ÖNCE BAŞLAMALIYDI”
Yusuf Tanık - Konfeksiyoncu: Van’a ilk geldiğimde vatandaşlar neden yolun ortasında yürüyor diye düşündüğüm çok zaman oldu. Zabıtalar bu çalışmaları çok önceden yapmalıydı. Ama bir değerlendirme de olması lazım. Yani bir iş yeri vardır masalarından malzemelerine kadar birçok malzemesini dışarı bırakır vatandaşın yürümesine engel olur. Bir esnaf da vardır zaten yerel bir krizin yaşandığı dönemde mallarını satabilmek için vatandaşa engel olmadan ürünlerini dışarı bırakır. Bu iki esnaf arasında bir kıyaslama yapılmalıdır. Yani zabıtalar gözleri kapalı bir şekilde sokak ortasında gördükleri her şeyi toplamamalı daha programlı bir şekilde çalışmalıdır.
ESNAF MAĞDURUZ DİYOR
Kadir Alkan - Restorant İşletmecisi: Bir müşteri geldiğinde yemek yemek için ilk tercih edeceği yeri dükkânın dışındaki masalar olur. Biz yine kaldırım işgalini düşünerek iş yerimizin önüne herhangi bir masa veya sandalye bırakmadık. Dükkânımızın önünde birkaç sandalyemiz vardı onlar da çalışanların bazen çıkıp hava almak için bıraktığı sandalyelerdi. Bununla birlikte kaldırımın kenarında bir süs ağacının dibinde kumpir fırınımız vardı. Kumpir fırının açık alanda yakılması gerekiyor. Eğer ben bu fırını dükkânın içinde yaksam içeride oturacak bir müşteri kalmaz. Çünkü metalden yapılmış, yandığı zaman aşırı bir sıcaklık veriyor. Zabıtalar denetime çıktıkları ilk gün işyerinin önüne gelip bu fırını da dışarı koyduğumuz iki üç sandalyeyi de içeri almamızı istedi. Bu uygulama yapılırken sokaklar temizlenecek diye esnaflar mağdur edilmemelidir.