Ankara'da 102 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı düzenleyen iki canlı bombanın Suriye'den Gaziantep'e, ardından Ankara'ya kadar rahatça ulaşmasının perde arkasına ilişkin çarpıcı bir detay ortaya çıktı.
Ankara'da 102 kişinin hayatını kaybettiği saldırıyı düzenleyen iki canlı bombanın Suriye'den Gaziantep'e, ardından Ankara'ya kadar rahatça ulaşmasının perde arkasına ilişkin çarpıcı bir detay ortaya çıktı. Sınırda görev yapan bir emniyet müdürünün sözleri, katliamın adeta göz göre göre geldiğini ortaya koyuyor. İsminin açıklanmasını istemeyen üst düzey emniyet müdürü, IŞİD'e yaptıkları operasyonların engellendiğini söylüyor. Emniyet müdürü, bir gümrük kapısında IŞİD'in bazı kimyasal maddeler, amonyum nitratlı gübre, şeker, boru ve bazı metal parçalar satın aldığını ve bomba yapımında kullanacakları bilgisine ulaştıklarını ifade etti. Bu maddelerle ilgili olarak yaptıkları operasyonun nasıl engellendiğini şöyle anlattı: “İçeri geçirilen parçalar, bomba yapımında kullanılan malzemelerdi. Buna operasyon düzenleme kararı aldık. Bütün mallara el koyduk. Türk vatandaşı satıcılar gözaltına alındı. Bilirkişi de bu malzemelerin kolayca bomba yapılacağı yönünde rapor hazırladı. Ona rağmen satıcılar mahkemede dava açıp malzemelerini geri aldı. Ondan sonra sorunsuz şekilde malzemelerini Suriye'ye soktular. IŞİD'in benim merkezimi bile bombalayacaklarından korkuyorum. Vatandaş nasıl güvende olsun?” Emniyet müdürü yakalanan IŞİD militanlarının yargılanabileceği suç olmadığını iddia etti. Günlerce Emniyette tuttukları militanlar için “Bazıları Suriye'ye gönderildi bazıları da Sınır dışı edildi.” diyor. Yolsuzluk operasyonlarının ardından MİT ve Emniyet yazışmalarında IŞİD ve El Kaide bağlantılı Nusra Cephesi için ‘terörist gruplar' ifadesinin çıkarıldığını, yerine ‘çatışma halindeki gruplar' ifadesinin kullanıldığını anlatıyor. Emniyet müdürü, bu durumun bu gruplara karşı yapılan takip ve çalışmaları olumsuz etkilediğini aktarıyor. Emniyet müdürüne göre son dönemde yaptıkları operasyonlarla ilgili dava açılması nedeniyle bazı polislerin IŞİD ve radikal gruplara yapılan operasyonlara katılmak istemediğini söylüyor. IŞİD'e karşı mücadele edecek tecrübeli ekiplerin kalmadığını vurgulayan emniyet müdürü, tasfiye nedeniyle teşkilatın büyük yara aldığını kaydediyor. İsimsiz ihbarlarla uzman polislerin görevden alındığını, artık mülki amirlerin tecrübesiz polisler nedeniyle muhtemel bir olayda sorumluluğun üzerine kalmaması için sınır bölgelerinden tayin istediklerini anlatıyor. ‘Emek, Barış, Demokrasi' mitinginin yapılacağı tren garı kavşağındaki canlı bomba saldırısında 102 kişi hayatını kaybetti. İki IŞİD'li militanın gerçekleştirdiği kanlı saldırı Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı olarak kayıtlara geçti. 10 ay içinde IŞİD'in Ankara dahil Diyarbakır, Suruç, Niğde ve İstanbul'da gerçekleştirdiği saldırılarda ise 142 kişi hayatını kaybetti.