Bitlis Barosu, Ankara’daki katliamla ilgili Şırnak, Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Tunceli ve Van Barolarının da altında imzasının bulunduğu açıklamayı kamuoyu ile paylaştı.
Bitlis Barosu, Ankara’daki katliamla ilgili Şırnak, Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Diyarbakır, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şanlıurfa, Tunceli ve Van Barolarının da altında imzasının bulunduğu açıklamayı kamuoyu ile paylaştı. Doğu ve Güneydoğuda yer alan 14 il barosunun desteklediği açıklamayla ilgili yazılı bir mesaj yayımlayan Bitlis Barosu, şunları kaydetti: “Ankara’da düzenlenen emek, barış ve demokrasi mitinginin henüz başlangıcında patlatılmış olan bombalar ve yaşanan katliam biz bölge barolarını, bölgede çalışan tüm hukukçuları ve tüm duyarlı çevreleri derin bir üzüntüye boğmuştur. Biz yanı başında ölümün, savaşın, çatışmanın, patlayan bombaların ve silahların ne büyük acılar yaşattığını en iyi bilen ve bunu neredeyse her gün yaşayan bölgenin insanlarıyız. Ankara'da patlatılan bombalar o meydanda barışı haykıracak resmi açıklamaya göre 97, resmi olmayan kaynaklara göre 120 pırıl pırıl insanımızın ölümüne ve 65’i ağır 240’ın üzerinde insanımızın da yaralanmasına neden olmuştur. Günbegün ölü sayısı artmakta ve acımızda büyümektedir. Acımız büyük, kaybımız büyük ancak unutulmamalıdır ki bu bombalar sadece bizim acılarımızı büyütmüyor. Bu bombalar toplumun birlikte ve barış içerisinde yaşama iradesine de büyük darbe vuruyor. Günler öncesinden Ankara’da bu miting için gerekli izinlerin alındığı ve böyle bir mitingin yapılacağı kamuoyuyla paylaşıldığı halde gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığı hatta ve hatta güvenlik önleminin yok denecek kadar az olduğu ortaya çıkmıştır. Bunca ölüme ve böylesi bir katliama neden olan bu vahim olayda bile atanmış içişleri bakanının çıkıp 'her tür güvenliği aldık güvenlik zafiyeti yoktur' demesi, yanındaki atanmış adalet bakanının bu büyük acıya rağmen kameralar karşısında gülerek pozlar vermesi kabul edilebilir bir durum değildir. Bu ülkenin başkentinde bile insanlar güvenlikli bir şekilde toplanamayacaklarsa, bundan sorumlu olanların o koltuklarda varlığının bir gerekçesi olamaz. Bu olayda ihmali olan, sorumluluklarını yerine getirmeyen her kim ise açığa çıkarılmalı ve sorumluğunu yerine getirmeyenler derhal istifa etmeli veya görevden alınmalıdır. Şu çok iyi bilinmelidir ki daha önce yaşanan katliamlarda ihmali olanlar, sorumluları ve arka planında bulunanlar açığa çıkarılmış olsa ve gerekli yargılamalar yapılmış olsaydı. Böylesi katliamlar bu rahatlıkta gerçekleştirilemeyecek ve belki de önlenebilecekti.”
KATLİAMLARIN SORUMLULARI TERFİ ETTİRİLİYOR
Türkiye’de son yıllarda meydana gelen katliamların faillerinin bulunmadığı gibi terfi ettirildiğine dikkat çekilen açıklamada, “Roboski Katliamında kimse sorumlu bulunmadı, halen bu katliamı gerçekleştirenler, emrini verenler bulundukları sorumluluk mevkilerinde duruyor ve hatta terfi ediyorlar. Diyarbakır’daki HDP mitinginde yaşanan katliamı gerçekleştirenler yakalanmadığı gibi öncesinde bunu önleyebilecek imkanları olanlar ve bu katliamda ihmalleri olanlarla ilgili bir yargılama ve idari işlem sonucunda görevden alma gerçekleşmiş değil. Suruç’ta o güzel ve yürekli insanları patlatanlar ve barışımızı da ortan kaldıranlarla ilgili ihmali olan sorumluluğu olan kimse bulunmadı. Reyhanlı ve Niğde Saldırılarının failleri ve destekçileri bulunmadı. Belki bu katliamlar gereği gibi soruşturulsa arkasındaki güçler sorgulanmasa bir sonrasında yaşanan katliamlar yaşanmayacaktı.” denildi.
SORUMLULAR TESPİT EDİLMEDEN SAVAŞ KARARI ALINDI
Suruç katliamı ve Ceylanpınar vakası gibi olayların arkasında kimlerin olduğu soruşturulmadan savaş kararı alındığına dikkat çekilen açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “Suruç katliamından ve daha sonra yaşanan Ceylanpınar vakasının arkasında kimlerin olduğu soruşturulmadan yeniden savaş kararı alınmış olması ve kentlerimizde uzun süren sokağa çıkma yasakları ve yaşatılan sivil ölümlerinin de henüz bir sorumlusu yok ortada. Bu ülkeyi yöneten sorumluluk mevkilerindeki insanlar kentlerimize yaşatılan bunca zulmü görmezden geliyor ve yaşatılan bunca sivil ölümü yok sayıyor ancak sivil ölümler ortaya çıktığı ve ölenlerin sivil olduğu anlaşıldığı halde kendilerinde hiçbir sorumluluk ve suçluluk hissetmiyor, bu ölümlerin sorumluları, ölümlerde ihmalleri olanlarla ilgili bir süreç başlatılmıyor. Bunca insan hakkı ihlaline rağmen bir tek kişi görevden alınmıyor. Şırnak’ta insanlık yerlerde süründürülüyor, Haci Lokman Birlik 2 uzak atış ile vurulduktan sonra yaralı bir şekilde yakalanabilecekken, 26 adet yakın atış yapılarak katlediliyor ve bu da yetmiyor cesedi karakolun önüne getirildikten sonra boynuna ip geçirilerek araca bağlanıp yerlerde süründürülüyor ve olmadık hakaretler ediliyor ancak bunun da bir sorumlusu bununda bir faili yok ortada.”