Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Murat Tunçtürk, Doğu Anadolu Bölgesinde tarımın sınırlı ürünle yapıldığını belirterek, “Bizler bu bölgedeki çiftçimizin farklı alternatif bitkiler yetiştirmesine öncülük etmek istiyoruz” dedi.
Van YYÜ yerleşkesinde yer alan yaklaşık bir dönümlük arazi üzerinde lavanta, melisa, ekinezya, İzmir kekiği ve adaçayı gibi bitkileri yetiştiren Prof. Dr. Murat Tunçtürk, bölge ekolojisine uyum gösteren, adaptasyon kabiliyeti yüksek ve çiftçilere ekonomik getirisi olacak çok yıllık alternatif bitkileri bölge tarımına kazandırmak istediklerini söyledi.
Tunçtürk, yaklaşık 20 yıldır Van YYÜ’de öğretim üyesi olarak çalıştığını belirterek, “YYÜ tarla bitkileri deneme alanlarında bölüm arkadaşlarımızla birlikte hem bilimsel çalışmalar hem de Türkiye’nin farklı bölgelerinde yetiştirilen kültür bitkilerinin bölgemizde adaptasyon kabiliyetlerini belirlemeye yönelik farklı agronomik çalışmalar yapmaktayız. Bunun yanında bölgemizde yetiştirilebilecek yeni bitkilerin tespitini yapmaya çalışıyoruz. Bu bağlamda iki yıldır yaptığımız en önemli çalışma, ülkemizin birçok bölgesinde ekim alanları gittikçe artan; 7 tane önemli tıbbi ve aromatik bitkinin bu bölgede demonstrasyon çalışmalarını yapmak oldu” dedi.
Burada lavanta, melisa, İzmir kekiği, üç adaçayı türü ve ekinezya bitkileri ile ilgili çalışma yaptıklarını anlatan Prof. Dr. Tunçtürk, bu bitkilerin bölgede yetiştirilebilme olanaklarını ve bölge ekolojisinde verim potansiyellerini belirlemeye çalıştıklarını ifade etti.
“Alternatif bitkiler yetiştirmesine öncülük etmek istiyoruz”
Buradaki asıl amaçlarının bölge çiftçisine alternatif seçenekler sunmak olduğunu vurgulayan Tunçtürk, şöyle devam etti: “Bölgede tarım sınırlı ürünle ve dar boğazda yapılıyor. İlimizde tarla tarımında genelde buğday, arpa, yonca, korunga ve şeker pancarı bitkileri yetiştirilmektedir. Bizler bu bölgedeki çiftçimizin farklı ve alternatif bitkiler yetiştirmesine öncülük etmek istiyoruz. Bu bölgelerdeki bitkilerin çiftçiye ek gelir sağlaması için çabalıyoruz.”
“Bu bitkilere ilk iki yıl siz bakıyorsunuz, daha sonra onlar size bakıyor”
Yetiştirdikleri bitkilerin hem ekonomik değerleri olduğunu hem de oldukça avantajlı olduğunu bildiren Tunçtürk, “Üzerinde çalıştığımız bitkilerin hepsi çok yıllık bitkiler, bu bitkilerin yetiştiriciliği ve bakımı diğer tarla bitkilerine göre daha kolay. Sadece ilk iki yıl bakım işlemlerine özen göstermek gerekiyor. Ertesi yıllar çok az bir bakımla bu bölge için yılda iki biçim alıyorsunuz. Tabiri caizse ilk iki yıl siz bakıyorsunuz, daha sonra bitkiler size bakıyor. Bölgelere göre değişmekle birlikte bu bitkilerden melisa otunun yıllık 300-600 kilogram, adaçayı bitkisinin 400-700 kilogram arasında kuru yaprak verimi var. Ekinezya bitkisinin ortalama 100 ile 300 kilogram civarında kuru çiçek verimi var. Bunların türlere göre farklı maddi değerleri var” ifadelerini kullandı.
“Bu bitkilerin Türkiye ve dünyada önemli ticari potansiyeli var”
“Yetiştirdiğimiz bu bitkiler, dünyada ticareti yapılan en önemli tıbbi ve aromatik bitkilerdendir” diye Tunçtürk, şunları kaydetti:
“Adaçayı, kekik ve melisa bitkileri ilaç, kozmetik ve gıda sanayisinde, lavanta ilaç ve kozmetik sanayisinde, ekinezya ise gıda ve ilaç sanayisinde ham madde olarak yoğun olarak kullanılmaktadırlar. Burada yetiştirdiğimiz 7 bitki türünün de Türkiye’de önemli bir ticari potansiyeli var. Kekik ile adaçayı yurt dışına ihraç ettiğimiz, ekinezya ise yurt dışarıdan ithal ettiğimiz bir bitkidir. Burada yetiştirdiğimiz bütün ürünlerinin pazarları ve alıcıları var. En düşük adaçayının bile bir kilogramı 12-20 TL’den satılıyor.”