Tuşba Belediye Başkanı Fevzi Özgökçe İlaç FM’e konuk oldu. Referandumdan, belediye çalışmalarına ve projelere kadar birçok konuyu ele alan Özgökçe önemli açıklamalar yaptı. Öncellikle referandumu değerlendiren Özgökçe, Kılıçdaroğlu için “Yenilen pehlivan güreşe doymazmış” yorumunda bulundu. Referandum sonuçlarına saygı duyulması gerektiğini söyleyen Özgökçe, referandumdan Tuşba’da evetin az olmasının da sebebini açıkladı. Özgökçe referandum dışında belediyenin yaptığı ve yapacağı projeler hakkında da konuştu. İşte o canlı yayın ve konuşulanlar...
İlk olarak anayasayı değerlendiren Tuşba Belediye Başkanı Fevzi Ögökçe, “Hakikatten Türkiye ve Dünyanın son 3 içinde en önemli gündem maddesi oldu anayasa değişikliği. Bir ülkeyi ilgilendiren bir konuydu. Özellikle Almanya ve Hollanda’nın gündem maddesi haline gelmişse bu önemini açık bir şekilde ortaya koymuştur. Hamdolsun 17 Nisan bir milat oldu. Vesayet yok, artık bu ülkede darbelere yer olmadığı ve halkın tercihleri hangisiyse onu seçilmesinin garantisi ortaya çıktı. Halk yüzde 51 ile evet dedi ve Türkiye’nin bölünmeyeceğini ve parçalanmayacağını, birlik beraberliği gösterdi. Biz bunu 15 Temmuz’da göstermiştik. Halk 17 Nisan yeni bir hükümet sistemi ile Türkiye’de daha adil, daha iyi büyüyüp gelişmesi için önemli bir gün oldu.” İfadelerini kullandı.
Halk oylamasına yönelik yapılan itirazlar hakkında da konuşan Özgökçe şöyle devam etti: “Bir yerde seçim ve halk oylaması oluyorsa herkes buna saygı duymalıdır. Doğu ve Güneydoğu, Van’ımız ve Tuşba yüksek bir oyla şunu söyledi. Biz kimler tarafından nasıl yönetileceğimize biz karar veririz dedi. Yeni anayasa sistemi ile Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ve ak partinin tüm icraatlarına yeniden destek verdi. Yüzde 60-70’de çıkabilirdi. Ama halk bu oranlar siz üzerinize düşeni yapmasanız bizde gereğini yaparız dedi. Çıkan sonuç çok önemlidir herkes bunu iyi değerlendirmelidir. Ben evet ve hayır diyen herkese saygı duyuyorum. Ancak herkesin de bu sonuca saygı duyması gerekiyor.”
Türkiye’yi bölmek istenlerin halen olduğunu dile getiren Özgökçe, “Halkımız bunun çok iyi farkında ve uyanık. Halkımız bundan sonra bu ülkeyi bölmek isteyenlere fırsat vermeyecek. Biz 17 Nisan’a çok güzel uyandık. Burada Türkiye’nin geneline baktığımız zaman. Bölge olarak değerlendirdiğimizde Karadeniz, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu’da ciddi bir evet çıktı. Egede ve Akdeniz’de ise hayır çıktı. Burada da insanların karşısına çıkan hatipler önemliydi. Evet ya da hayırı nasıl anlattığımız önemliydi. Bölgemizde ve birçok bölgede şununla karşı karşıya kaldık. CHP’nin yalan yanlış, insanların kafasında soru işareti bırakacak beyanları oldu. HDP’li kardeşlerimizde CHP gibi bunu yaptı. Bunlar yeni sistemi oylamaktan çok oylamayı çok farklı yerlere çekmeye çalıştılar. Bunlar halende boş durmuyor. Avrupa bu anlamda halen boş durmuyor. Bunların belli başlı emelleri var. Buna rağmen halkımız çok iyi cevap verdi ve bu cevabı bundan sonrada vermeye devam edecek.” Dedi.
Bölgesel olarak çıkan oyların değişkenliğini yorumlayan Özgökçe şunları kaydetti: “Oyların bazı yerlerde çok düşmesi bize şunu gösteriyor. Hatiplerin anlatma sıkıntısı ve hayır çıkmasını isteyenlerin bu anlamda insanları yanlış yönlendirmelerinden kaynaklanıyor. Lokantalar ve şuralar buralar kapanacak dediler. İnsanlar duydukları yanlış beyanlar ile evete uzak durdular. Çoğu insanda sandığa gitmedi. Ancak evet çıkmasını isteyenler ise anayasayı çok iyi anlattı. Evetin iyi anlatılmasından dolayı halkta gereğini yaptı. İnsanlar iyi kötü yönetiliyoruz dedi. Ancak biz şunu söyledik. Bu memlekette her seferinde darbelerin olmasına artık izin vermemeliyiz. Devletin de yönetiminde memleketin istikrarın ve güçlü bir iradenin olması gerektiğini söyledik. Buna karşılık olarak bu Erdoğan içindir dediler. Başbakanımız ise buna Herdoğan içindir dedi.”
Tuşba’daki oy düşüklüğüyle ilgili de konuşan Özgökçe, “Tuşba bu seçimde oyunu hiç düşürmedi. Tuşba’da Bulunan ceza evleri ne yazık ki bizim sınırlarımızda. Buda bizim evet oylarımızı çok düşürdü. Gerek FETÖ, gerek KCK ve gerekse diğer terör örgütlerinden tutuklu olanlar burada hayır oyu kullandılar. Buda ilçemizde çok etkili oldu. Bizde bunu biliyorduk ve buna göre çalıştık. Biz bunu çalışmayı yapmasaydık daha da düşük alabilirdik. Birkaç yerde bu sandıklarda 10 evet çıkarken 200 üzerinde ise hayır çıktı. Vanlı olamayan ve dışarda getirilen kardeşlerimiz oy kullandılar. Bunları çıkardığımız zaman biz oy oranımız yüzde 50-55 oranındaydı. Ne yazık ki böyle bir dezavantaj yaşadık. Bunun dışında üniversitede bu konuda bizi biraz yanılttı. Daha önce Ak Parti’nin iyi olduğu sandıklarda hayır çıktı. Öğrenci kardeşlerimizin sandıklarda çok fazla hayır çıktı. Bizim bu konuda da çalışmamız gerekiyor.” Şeklinde konuştu.
Yapılan seçimlere rağmen sandıktan “Ne çıkarsa çıksın biz hizmet götürmeye devam edeceğiz” diyen Özgökçe şöyle devam etti: “Biz halkımız için varız. Biz halkımıza kararınızı verdiğiniz zaman ülkenizi ve memleketinizi düşünerek karar verin diyoruz. Mahallelere baktığımız zaman halkımız çalışmalara rağmen ciddi anlamda yönleri değişebiliyor. İdeolojiye oy verdiği zaman kayıp olur. Biz tüm bunlara rağmen yine vatandaşımıza dokunmaya devam edeceğiz. Referandumun ne olduğunu da bilmemiz gerekiyor. İnsanlar neden hayır diyeceksiniz dediğimizde. Demirtaş’ı idam edecekler bu yüzden hayır diyeceğiz diyordu. Biz bunun olmadığı söyledik. Şunu iyi bilmemiz gerekiyor. İdam FETÖ için düşünülüyor. Biz bunu söylediğimiz zaman insanlar demek ki bizi yanlış yönlendirdiler demeye başladılar. Bunu söyleyen hayırcılar insanları yanlış yönlendirdiler. Bizim bölgemizdeki insanlar gerçeği gördükten sonra, bu hayır cephesinin ve dış ülkelerin ülkemizi karıştırmak istediğini çok açık bir şekilde gördü.”
Sonuçların kabullenilmediği söyleyen Özgökçe, “Şimdi bu kararı kabullenemiyorlar ve itiraz ediyorlar. Buda şunu gösteriyor. Yenilen pehlivan yenilgiye doymuyor. Bunların burada halkın iradesine saygı duyması gerekiyor. İnsanların bu iradesine ve tercihine saygı duyulması gerekiyor. Halk bunların gerçek yüzünü gördü. Mesele burada referandumda değilmiş. Bunu da çok iyi gördük. Buradaki asıl meseleleri memleketi karıştırmakmış. İyi ki bu seçimden evet çıktı ve ülke üzerinden vesayet kalktı. Eyalet sistemi gibi bir cümlenin kullanılmaması gerektiği herkes biliyordu. Son 2 günde böyle bir cümlenin kullanılması doğru değildi. Son 2 günde bu cümlenin kullanılması milliyetçi cephede belki etkili olmuş olabilir. Halkın sokağa dökülebileceği cumhurbaşkanı, başbakan ve bahçeli bunu çok iyi biliyordu. Bu yüzden de hemen hemen tüm illerde miting yapıldı. Herkes adil bir şekilde seçmenleri ile bir araya geldi. Halk Avrupa’nın ne olduğunu çok iyi gördü ve Avrupa ülkelerinde halkımız gerekli cevabı sandıkta verdi. İnsanlar cevabını verdikten sonra yeniden işine bakmaya başladı.” İfade etti.
Çıkan sonuçlara halkın saygı duyduğun halk gibi herkesin saygı duyması gerektiğini ifade eden Özgökçe şunları kaydetti: “7 kez yenilen bir lider. Ben buraya kadar getirdim ve başarılı olamadım deyip gider. Bizde bunu bekliyoruz. Biz liderlerden başarısız olduktan sonra bırakıp gitmesini bekliyoruz. Artık başarılı olamayanlar bırakıp gidecekler. Artık bu anayasa ile birlikte bir boşluk olmayacaklarını gördüler. Bu yüzden de insanları meydanlara çağırıyorlar. İnsanlarda onları dinlemeden sadece sandığa gitti. Ve çıkan sonuca halkımız saygı duydu. Van deyimiyle başımız gözümüz üstüne diyor insanlar. Maç bitmiş gitmiş defter kapanmış bir şeyi yeniden açmak doğru mudur? Biten maçın sonucunu nasıl değiştireceksiniz.”
Yapılan seçimde bir sorun gözlemlemediğini söyleyen Özgökçe, “Biz seçimde sandıkları gezdik. Siz sandığa gittiğinizde size verilen kağıtlar ve zarfa baktığınız zaman sizin burada bir kusurunuz olabilir mi? YSK zarfların arkasına mührünüzü basacaksınız diyor. Burada partilerin bir sorumluluğu yok. YSK bunu çok iyi bir şekilde takip etti. 7 Haziran ve kasımda yine bu tür olaylar oldu. YSK o tarihte de HDP ve CHP’nin oylarını yine kabul etti. Ayrıca tüm partilerin müşahitleri o sandıklarda yer alıyordu. Madem öyle, bu üyeler oylar sayılırken kaç evet ve kaç hayır çıktığında parti üyeleri oralardaydı. Oylar sayılırken örnek olarak 240 evet, 60 hayır çıkıyor. Bura sizin bunu değiştirme gibi bir durumunuz var. Tabi ki de yapamaz. İllerde yapılan seçimlerde zaten değişiklik yapmak gibi bir şey olamaz. Burada sadece kafa karışıklığı yapılmaya çalışılıyor. Ben burada çok net ve şeffaf bir şekilde seçimin yapılmasından dolayı emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Oylarınız kaybolduğuna ya da başka bir durum varsa o zaman onu kendi üyelerine bakacaksınız.” Dedi.
Mühürsüz zarflarla ilgili de bir değerlendirmede bulunan Özgökçe şöyle konuştu: “Van’da çok rahat bir seçim oldu. Burada bir yanlış oyun olması mümkün değil. Çok güzel bir seçim yapıldı ve ben burada bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Her hangi bir sandıkta sorun var gelip buna itiraz edin. Ancak böyle bir şey yok. Ya da şöyle bir örnek vereyim acaba bir seçim olsaydı ve bu mühürsüz olanların hepsi hayır olsaydı acaba o zaman ne diyeceklerdi? Yarın böyle bir çalışma bir daha yapılırsa ve arkasında mühür olmayan zarfların arkasında çoğu hayır çıkarsa o zaman ne diyecekler? Örnek olarak 1941 nolu sandıktan mühürsüz olan oyların hepsi hayır ise bu sefer buna nasıl bir cevap verecekler. Bizim buna saygı duymamız ve baş göz üstüne dememiz gerekiyor. Bunu uzatmanın bir anlamı yok.”
Yeni sistem ile birlikte başbakan ne olacak sorusunu da cevaplayan Özgökçe, “Ne olacağını bizde zamanla göreceğiz. Parti temsilcileri Ankara’ya gittiler ve orada neler olacağını biliyor. İl Başkanımız Zahir Beyin konuk ederseniz bunu da iyi bir şekilde öğrenmiş oluruz. Biz bu konuda henüz bir bilgi almadık. Bizim insanlarımızın özellikle Türkiye’nin istemiş olduğunu huzuru verdi. Türkiye’de bugün artık bir huzur var. Ben burada emeği olanlara teşekkür ediyorum. Hayır çıksaydı belki biz burada yayın yapamazdık. Evet çıkmasına rağmen halen ülkeyi kurcalamaya çalışıyor. Acaba hayır çıksaydı bu insanlar ülkede neler yapacaklardı? Bu anlamda evetin çıkması ülkemiz ve insanlar için güzel sonuçlara vesile olmuştur.” Şeklinde konuştu.
Van’ın artık yüzünü Vangölü’ne döneceğini söyleyen Özgökçe bunun içinde çalıştıklarını ifade etti. Özgökçe şöyle devam etti: “Bugüne kadar sırtını Van denizine dönen Vanlı kardeşlerimiz artık yüzünü denize dönecek. İnsanlarımız iskeleden, üniversiteye kadar sahil bandı ile yürüyecek. Orada var olan çöplerde temizlenecek ve Türkiye’de birçok ilde bulunan sahiller gibi olacak. Mavi bayrağımız var. Bu mavi bayrağın olduğu yerde de güzel bir çalışma yapıyoruz. İnsanlar plaj olmadığı için denize giremiyorlar. Biz belediye olarak mavi bayrağın bulunduğu yerde inşaat çalışmalarına başladık. 27’sinde önemli misafirlerimiz olacak. Biz o tarihte bayrağımız dikeceğiz ve inanlar artık göle girmeye geldiklerin çok rahat bir şekilde göle kavuşacaklar. İnsanlar dinlenebilecekleri eğlenebilecekler.”
Çarpanak ve Adır Adalarını da önemli mekanlar haline getireceklerini söyleyen Özgökçe, “450 kilometrelik bir göl sınırı var. Bunun 100 kilometresi Tuşba’ya bağlı. Biz bu anlamda bu 100 kilometrede çok önemli alanlar var. Biz bu alanları insanlar ile buluşturuyoruz. Yatan tarihi yerlerimiz var. Bunlardan bir tanesi Çarpanak. Van’da ada dediğiniz zaman akla Akdamar geliyor. Ancak bundan sonra akla Çarpanak gelecek. Çarpanak hem karayolu hem de denizden çok daha yakın. Bundan sonra insanlara ada dediğiniz zaman insanların aklına direk Çarpanak gelecek. Ayanis Kalesi, Adır Adası gibi önemli eserlerimiz var. Biz bunları da hayata geçireceğiz. Burada mavi turlarda başlatacağız. İnsanlar Erciş, Tatvan ve buna benzer diğer ilçelere gidebilecek. Denizimi gerçek anlamda kullanabileceğiz. Van denizi derken inci kefalini unutmamız gerekiyor. 3 aylık bir yasak başladı. Ben herkesin bu konuda korumaya davet ediyor. Üreme döneminin olduğu bu dönemde avlanma olmasın.” İfadelerine yer verdi.
İskele’de yapılan çok amaçlı salonla ilgili de konuşan Özgökçe şöyle devam etti: “Deniz kenarında bir Haliç Kongre Merkezi’ni aratmayan bir projeyi hayata geçiriyoruz. Kış sezonu dolayısıyla inşaatı durmuştu. Ancak şimdiden çalışmalarımıza başladık. 2-3 ay içerisinde bu çok amaçlı salonumuzu açacağız. Otoparkı, girişi ve sahilleri çok iyi bir şekilde düzenledik. Bu çok güzel bir salon olacak ve halka hizmet verecek. Biz iskeleyi cazibe merkezi haline getireceğiz. İnsanlar iskeleye uğramadan evine gitmeyecek. Tüm bu çalışmalara halkımız layıktır. İnşallah bu çalışmalarımız ve projelerimizde artacaktır. Bizim iskele mahallemiz kot altında olduğu zaman orada çivi çakılmıyordu. Kot 1652 altına düştüğü zaman bir hocamız neden düşürdünüz demiş. Kotun düşmesi bilimsel bir durumu var. 1995 yılında orada bir kot çıkarılmış.”
Göl kenarındaki yapılaşmalarla ilgili de konuşan Özgökçe, “Su kenarı olan yerlerde medeniyet gelişir. Ne yazık ki bugüne kadar belli bir tedbir alınmadan yapılaşma olmuş. Biz bundan sonra bu tedbirleri alarak çalışacağız. Bizler belediyeler olarak bu sahillerden çok iyi bir şekilde yararlanmamız gerekiyor. Birçok yere baktığımı zaman bazı alanlarda kot çok yüksek. Örnek olarak Van Kalesi’nde kot bugüne kadar 1652’yi geçmemiş. Biz halkımız bu sahillere çekebilir şekilde çalışmalar yapmamız gerekiyor. En kıymetli yerlere suya yakın olan yerlerdir. Bizde buna göre çalışmalar yapacağız. Bundan sonra bu kotlara dikkat ederek bu anlamda çalışmalar yapacağız. İnsanlarda mutlu ve huzurlu bir şekilde çalışmalarını yapacaklar.” Dedi.
Yapımı devam eden sahil yolu çalışmasıyla ilgili de konuşan Özgökçe şöyle devam etti: “Çok önemli bir sahil yolu çalışmamız var. Burada da büyükşehir ile birlikte çalışarak Van’a ikinci bir Edremit kazandırıyoruz. Burada gerek yol, gerekse de altyapı yaparak insanlarımız bu tarafa çekmeye çalışıyoruz. Memlekette yöneticiler, seçilenler bir birlerine küs olamaz. Ancak ne yazık ki 3 yıl geçmesine rağmen sadece sayın valimiz ve genel sekreter geldikten sonra çalışma yapabildik. Ondan önce bir araya gelemiyorduk. Yapılan toplantılara sürekli ideolojik yaklaşıyorlardı. Buda yanlıştı. Biz kazandıktan sonra ben ilk olarak artıma tesisi sorunu ifade ettim. Ben bu sorunu dile getirdim ve gelin bunu çözelim dedim. Ama beraber çözemedik. Bundan sonra hep birlikte bunu yapacağız.”
Sanayi sitesi esnafının sorunlarıyla ilgili de konuşan Özgökçe, “Sanayi de arkadaşlarımızın tüm sorunlarını biliyoruz. Kendilerini ziyaret ediyor ve bir araya geliyoruz. Ancak arkadaşların biraz adilane davranması gerekiyor. Orada çok fazla ruhsatsız yapılar var. Bu birçok mahallede de var. Biz orada konuştuğumuz zaman adaletli olması gerektiğini söyledik. Biz onların şikayetleri üzerine harekete geçtik. Orada birçok yapıda dışa doğru çıkıntılar vardı. Bizde buna el attık. Siz bir site yaptığınız zaman bir mimari proje olması gerekiyor. Asma katları, çıkma katları şu bu olacak deniliyor. Sanayi sitesinde 5-7 metre yapılması gerekirken, sizin gördüğünüz o kapalı yapıların hepsi açık olması gerekiyor. Ancak oradaki esnaf bunların hepsini kapatmış. Bizde dedik ki sizin kapalı alanınız sizindir ancak diğer ortak kullanım alanıdır. Tapunuz dahi olsa var olan mimariye göre davranılması gerekiyor. Kanunlar olmadığı takdirde burada bunu yapamıyorsunuz.” İfade etti.
Uzun zamandır yapımı tamamlanması beklenen çevreyoluyla ilgili de konuşan Özgökçe şunları kaydetti: “Bizim Tuşba Ziraat Meslek Lisesin olduğu yerde çevre yolu başlıyor. Özalp yoluna ulaşması için 1-2 kilometrelik bir mesafe kalmış. Tuşba’da bu yol açıldığından dolayı artık burada vatandaşlar ile anlaşma yoluna gidilecek. Bu anlamıyla çevreyolunun Tuşba’da sorun oluşturacağını düşünmüyorum. Çünkü Tuşba’nın genelinde mera alanları var. Bu anlamda bize bakanlıklar tarafından destekler verilecektir. 18 madde ile çalışmalar başlandı ve Tuşba sınırlarında bir sorun yok. Vatandaşı soruna koyacak bir şey yok. Dediğim gibi sadece Özalp yoluna yetişmesine 1-2 kilometre kala bir yol var. Buda aşılacak ve yapılabilecek bir yoldur. Ancak İpekyolu’nda bu anlamda ne var bunu bilmiyorum. Bunu onlarına sormak gerekiyor. Bize bu anlamda bir şikayet gelmiyor.”
Otogarın yeriyle ilgili de bir tavsiyede bulunan Özgökçe, “15 gün önce valimiz ve genel sekreterimiz, 3 ilçe belediye başkanları ile bir görüşme oldu. Otogar, stadyum ve buna benzer birkaç proje nerede olabilir konularını masaya yatırdık. Otogar şu anda Tuşba’da yer alıyor. İnsanlarda buna böyle alışmışlar. Bende şunu söyledim. üniversite Tuşba’da yer alıyor. Çevreyolunun da olduğu bir bölgede otogarın olması daha sağlıklı olur. Projenin Edremit’te uygulanamayacağınız söyledik. Çevreyolunun başladığı alanda bir otogar yapılabilir dedik. Bunu yapılması durumunda Tuşba cazibe merkezi olur. Havaalanı da bildiği gibi Edremit tarafından yer alıyor. Siz otogarı da oraya götürürseniz bu safer trafikten çıkılamaz. Biz Tuşba’daki bu yeri kendilerine söyledik. Bununla ilgilide çalışmalar devam ediyor.” Dedi.
Et ve Süt Kurumuyla ilgili de konuşan Özgökçe şöyle devam etti: “Et ve süt kurumu bizim kardeş kurumumuzdur. Deprem sonra mevcut binalarının hepsi yıkıldı. Hayvancılık bölgesi olan ve küçükbaşta lider olan Van’da bir et süt kurumu olması gerekiyordu. Yapılması planlana yerinde tüm çalışmaları yapıldı. İhalesi de tamamlandı ve yakın zamanda temelleri yapılacak. Et süt kurumu eski yeri de bizim belediye hizmet binası, kaymakamlık ve DAKA gibi kurumların yer aldığı kurumlar ile burada bir kampüs kuracağız. Van’da bir yerel televizyon olması gerekiyor. Bununla ilgili bir çalışma yapılır sizin de verdiğiniz destekler ile bu televizyon açılır.”
İlçenin bir spor kulübünün olduğunu söyleyen Özgökçe, spor kulübünün bir yere gelmesi için bütçeye ihtiyaç olduğunu söyledi. Özgökçe, “Bizim Tuşba’da bir spor kulübümüz var. Bununla ilgilenen kardeşlerimiz var. Spor için belediyelerde ciddi bir bütçe gerekiyor. Biz kulüp kurup her defasında yenilmekte istemiyoruz. Kılıçdaroğlu’nun durumuna düşmek istemiyoruz. Bu anlamda Van’ın üst liglere taşımak istiyoruz. Biz belediyeler olarak futbol kulüpleri kurmak istiyoruz. Bu anlamda da sadece Tuşba olarak değil diğer ilçe belediyeleri olarak da çalışmalar var. Altyapı çalışmalarımız bittiği zaman biz o zaman sportif anlamda çalışmalar yapacağız. Bu anlamda gençlerimize el atacağız. Yakın zamanda bir spor kulübü kurarak gençlerimizi spora daha çok yönlendireceğiz.” Şeklinde konuştu.
Tuşba Zabıra Biriminin Van’daki en iyi zabıta birimi olduğunu söyleyen Özgökçe şunları dile getirdi: “Bizi ziyarete gelenlerde bunu söylüyorlar. Karayollarından üniversiteye kadar çok fazla dilenci yok. Ancak bizim sınırlarımız olmayan yerlerde bunu görürsünüz. Dilenci olduğu zaman zabıtalarımız bu anlamda gereken tüm çalışmaları yapıyor. Siz şu anda Tuşba sınırlarında dilenci göremezsiniz. Gördüğünüz zaman bize şikayet edebilirsiniz. Bizde bu konuda üzerimize düşen çalışmayı en iyi şekilde yaparız. Sınırlarımız içinde Suriyeli aileleri ziyaret ettik. Bu insanlar içinde belediye olarak bir çalışma yapıyoruz. Biz bir kaçını bir yere götürdük ancak geri geldiler. Biz gerekli desteği veriyor ve sahip çıkıyoruz. Türkiye’de bunu yapıyor. Bu insanlar Van’a geldiği zaman bazı insanla bunu kullanıyorlar. Biz bundan sonra Suriyeli vatandaşları aldığınız zamana göç iradesine götürün dedik. Çünkü bu insanların bizim şehrimizde yaşama şartları çok fazla yok.”
Özgökçe konuşmasında son olarak, “Ramazan ayı geliyor. Biz Ramazan ayında da ciddi çalışmalar yapıyoruz. Geçtiğimiz yıllarda Tuşba’da 3 ayrı mahalle de iftar çadırı kurduk. Bu yılda bu çalışmalarımız devam edecek. Bu yaz Tuşba daha güzel olacak. Ve bu yaz Tuşba tamamen inşaat alanlarına dönecek. Van’da bu anlamda çok kıt imkanlar ile önemli eserler kazandırıyoruz. Bazı belediyelerde personelin paraları veremezken biz hem paralarını veriyoruz hem de hizmet yapıyoruz. İnsanlarımız her şeyin en güzel hizmetlere layıklar. Bizde belediye olarak bu hizmetleri her zaman vereceğiz.” İfadelerine yer verdi.