Yüzüncü Yıl Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından desteklenen ‘Van şehrinin Marka Kimliği ve Marka İmajının Belirlenmesi’ çalışması Van TSO’da düzenlenen bir panelde Van üzerinde çalışan önemli isimler tarafından konuşuldu. YYÜ’lü akademisyenler tarafından hazırlanan çalışmada Van’ın kimliği üzerine yapılan çalışmalarda elde edilen sonuçlar dile getirilirken Van’ın markalaşması ve bir kimlik kazanması ile ilgili konular enine boyuna tartışıldı. Birbirinden önemli isimlerin Van konusunda yaptığı araştırma, tespit ve çalışmalar ile kentin geleceği üzerine çalışmalar paylaşılırken şimdiye kadar bir ilk olarak yapılan çalışmaya ilginin çok az olması dikkat çekti. Van Markasının konuşulduğu toplantıya olan ilgisizlik Van markası, Van kimliği, Vanlılık bilinci konusundaki farkındalığın da bulunduğu durumu ortaya koyarken yapılan çalışma ve başarılı tespitler ise gelecek adına umut verdi. Dünyanın önemli marka kentlerinin örneklenerek verildiği panelde Yrd. Doç. Dr. Sanem Şehribanoğlu Van’da büyük bir kesim ile yaptığı araştırmadan çıkan ilginç Van detaylarını katılımcılar ile paylaştı.
Van’da Yüzüncü Yıl Üniversitesi akademisyenleri tarafından hazırlanan “Van Şehrinde Yaşayanların Van Markasına ve Kimliğine Bakış Açıları” paneli düzenlendi. Düzenlenen panelde marka şehir olma ve marka kentin önemi hakkında yapılan araştırmaların değerlendirildiği sunumlar yapıldı. Panelde ayrıca Van için yapılan ankette sunum olarak sunuldu. Yrd. Doç. Dr. Sanem Şehribanoğlu, Prof. Dr. Reha Saydan, Yrd. Doç. Dr. Emine Cihangir, Araç. Gör. M. Fuat Levendoğlunun düzenleme kurulunda yer aldığı projede Van TSO Başkanı Necdet Takva, Prof. Dr. Reha Saydan, Doç. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Doç. Dr. Menaf Turan da panelist olarak katıldı. Öte yandan düzenlenen panele Kültür ve Turizm Müdürü Muzaffer Aktuğ, TÜİK Van Bölge Müdürü Özer Coşğun, OSB başkanı Şemsettin Bozkurt, Van TSO Kadın Girişimciler İcra Kurulu Başkanı Semra Odabaşı ve YYÜ’den öğrenciler ve iş dünyasından bazı isimler katıldı.
BİN 634 KİŞİYLE ANKET YAPILDI
Panelde bir sunum yapan Yardımcı Doç. Dr. Emine Cihangir şu ifadeler yer verdi: “Yüzüncü Yıl Üniversitesi Bilimsel Araştırma Proje Koordinasyon Birimi tarafından desteklenen “Van Şehrinin Marka Kimliği ve Marka İmajının Belirlenmesi” başlıklı 2015-FEN- B156 BAP Projesi kapsamında il genelinde yürütülen araştırmamıza ait bilgiler yer almaktadır. Bu proje ilimizin 13 ilçesinde (İpekyolu, Erciş, Tuşba, Edremit, Özalp, Çaldıran, Başkale, Muradiye, Gürpınar, Gevaş, Saray, Çatak ve Bahçesaray) gerçekleştirilmiştir. Toplamda bin 634 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen anketlere katılanlardan 55’i (901 kişi) erkek ve 45'i (733 kişi) kadındır.”
VAN’IN CİNSİYETİ “ERKEK”
Ankette sorulan soruların yer aldığı sunumda sorulan soruların cevabı şöyle oldu:
“Birinci soru: Van bir insan olsaydı cinsiyeti ne olurdu? Neden? Sorusunun yanıtları incelendiğinde, katılımcılar bu soruya 46’lık bir oranda erkek ve 33’lük bir oranda ise kadın olurdu yanıtını vermiştir. Neden? Sorusuna verilen yanıtların başında, bu soruya 11'lik oranda İklim özelliği (Sert-Soğuk) ve 11'lik bir oranda ise şehrin estetik görüntüsü yer almıştır.
VANLILARIN YÜZDE 43’Ü GELECEKTE VAN’DA KALMAK İSTİYOR
İkinci soru: Gelecek on yılda Van'da yaşamayı düşünür müsünüz? Sorusuna katılımcılardan 52 kişi yanıt vermemiştir. Yanıt veren bin 582 kişi arasından 43'ü evet, 29'u hayır yanıtını verirken, 28'inin de kararsız olduğu görülmektedir. Bu konuda çarpıcı noktalardan biri ise Van’da en çok kalmak isteyen kesimin emekliler olduğu görüldü. En yüksek oranın emekli kesiminde olduğu sonuçlarda Van’da kalmak istemeyen kesimin ise öğretmenler olduğu sonucuna ulaşıldı.
VANLILAR ÖZ ÖZÜNÜ SEVİYOR!
Üçüncü soru: Van bir insan olsaydı, nasıl bir kişiliğe sahip olurdu? Sorusuna katılımcılardan 4'lük oranda (200 Kişi) misafirperver yanıtı alınırken, 4'lük oranda (187 kişi) ise dürüst-sözünün eri yanıtlanmıştır. Dördüncü soru: Van kenti, günümüzde hangi özellikleri ile öne çıkmaktadır? Sorusunun yanıtları incelendiğinde; katılımcıların yanıtlarının sıralamasına göre Van Gölü öne çıkan özellik olarak 558 katılımcının ortak yanıtı olmuş ve toplamda 19’luk bir oranı yakalamıştır.”
VAN’I VAN KAHVALTISI SİMGELER
Van Gölü’nün büyük bir öneme sahip olduğu ankette ortaya çıkarken, Van’ın tanıtımında en önemli materyalin Van Kahvaltısı olduğu ankette çıkan sonuç. Ankette şu soru ve cevaplar alındı: “Beşinci soru: Van insanının genel kişilik özellikleri hakkında neler söyleyebilirsiniz? Sorusunu, katılımcıların en çoğu (521 kişi) “Van insanı misafirperverdir şeklinde yanıtlamıştır ve bu yanıt 14’lük bir orana karşılık gelmektedir. Altıncı soru: Van sizce hangi rengi çağrıştırıyor? Neden? Sorusunun yanıtları incelendiğinde, katılımcılardan 900 kişi (53) mavi yanıtını vermiştir.
VAN’I VAN KAHVALTISI SİMGELİYOR
Yedinci soru: Van’ın Türkiye’ye sunduğu benzersiz bir değer/fayda var mıdır? Sorusuna 438 kişi (29) Van Gölü yanıtını vermiştir. İkinci sırada eşsiz fayda/değer olarak görülen Van kahvaltısı yanıtını verenlerin sayısı 120 kişidir (8). Sekizinci soru: Van'ın diğer şehirlere göre avantajları nelerdir? Sorusunun yanıtları incelendiğinde ise 391 kişi (22) tarafından Van Gölü’nün şehrin en önemli avantajı olarak ifade edildiği görülmüştür. Dokuzuncu soru: Van'ın diğer şehirlere göre dezavantajları nelerdir? Sorusunun yanıtları incelendiğinde, bu soruyu 195 kişi (12) soğuk kış şartları şeklinde yanıtlamıştır. İkinci sırada ise 11 oranı ile terör ve güvenlik sorunu yanıtının geldiği görülmektedir. Onuncu soru: Sizce Van aşağıdakilerden hangisi ile simgelenmesi ya da hangi özelliği ile dışarıya tanıtılması gerekir? Sorusuna ise en yüksek değerde (12) Van Kahvaltısı yanıtı verilmiştir.”
“ŞEHİRLER ÜLKELERDEN DAHA POPÜLER OLUYOR”
Toplantıda konuşan İİBF Dekanı Prof. Dr. Reha Saydan bazı ülkelerde şehirlerin ülkelerden daha fazla ön planda olduğunu söyledi. Saydan şunları söyledi: “Bugün bazı büyük şehirler ülkelerden daha önemli ve daha popüler durumdadır. Venedik, Floransa ve Roma gibi şehirler İtalya’dan, Viyana Avusturya’dan, daha ünlüdür. Dünya sadece küreselleşmiyor, aynı zamanda kentleşiyor. Bugün dünya nüfusunun yarısından fazlası kentlerde yaşıyor. İlk kez 2008 yılında dünya nüfusunun yarısı şehirlerde yaşamaya başladı. 2050 yılında bu oranın yüzde 70’lere ulaşılacağı tahmin ediliyor. Dünyada her gün 180 bin kişi şehirli oluyor. Başlıca yüz şehir dünya ekonomisinin yüzde 30’unu oluşturuyor. Yeni ekonomi de bir ülkenin kaç tane marka şehri olduğu hayati bir konu haline geldi.”
SAYDAN: MARKA ŞEHİR SAYISINI ARTTIRMALIYIZ
Marka kentin neden gerekli olduğuyla ilgili de konuşan Saydan, “Bir ülkenin marka şehirleri yoksa elit sınıfı kendisine çekmesi mümkün gözükmüyor. İnsanlar tatil için Fransa’ya gitmiyorlar. Paris’e, Viyana’ya, Dubai’ye gidiyorlar. Ülkelere burada düşen en büyük görev şehirlerin markalaşmasının önünü açmaktır. Peki, marka kent neden gereklidir? Marka kent veya marka şehir canlanıyor. Markalaşan şehir ekonomisinin büyümesine katkı sunuyor. Markalaşma istihdamı sağlıyor. Şehrin alt yapısını, üst yapısını, gelişmesini sağlıyor. Şehrin beşeri ve beyin gücünün gitmesinin önüne geçmiş oluyor. Şehir daha modern, kamu alanlarına sahip oluyor. Nihai amacı ise şehrin kalkınmasını sağlamak, şehirde yaşayanlara daha iyi hayatlar sunmaktır. Bir şehri marka yaparsanız en büyük yatırım o olur. Türkiye’de muhakkak marka şehirlerimizin sayısını arttırmalıyız.” Dedi.
ALAEDDİNOĞLU: FARKLILAŞMA MARKALAŞTIRIR
YYÜ TOİYO Müdürü Doç. Dr. Faruk Alaeddinoğlu toplantıda yaptığı konuşmada marka haline elen ülkeler ile ilgili örnekler verdi. Alaeddinoğlu şunları söyledi: “Dünyada 1 milyarın üzerinden insan seyahat ediyor. Bu seyahatler kentlerin marka değerini de yükseltiyor. Bunun içinde elbette ki sanayi da bulunmaktadır. Markalaşan kentlerde farklılaşma ön planda yer almaktadır. Tüketicinin gözünde daha güzel bir şey sunmak için farklı olmak önemli bir yere sahiptir. Kentlerin pazarlanması için farklılaşma önemli bir noktadadır. Buna en güzel örnekte hocamızın dediği gibi Dubai’dir. Dubai bu anlamda yapmış olduğu farklılıklar ile markalaşmada önemli adımlar atmıştır. Dubai 10 farklılık ile markalaşmada çok önemli bir yere gelmiştir. Bunun dışında İsviçre’de önemli farklılaşma ile iyi bir şekilde markalaşmıştır. Paris aşk ve romantizm anlamında önemli bir yerdedir. Bunun dışında Eyfel Kulesi de markalaşmada önemlidir.”
“VAN, TÜKETİCİ TERCİHİYLE MARKALAŞIR”
Van’ın farklılaşması için tüketici tercihlerine göre davranması gerektiğini söyleyen Alaeddinoğlu, “Bu kapsamda Van kentinin markalaşmasını anlamak için farklılaşma adına hangi ürünü kullanacağına bakmak gerekir. Örnek olarak ürünler ile bir şekilde markalaşan iller vardır. Temel sorun sadece farklılaşma adına kullanılan ürün değildir. Bu anlamda coğrafi konumda önemli bir yere sahiptir. Örnek olarak bazı kentler farklılaşmayı küçük değişiklikler üzerinden yapabilmektedir. Özetle ifade edersek farklı olanın kazandığı bir Pazarda Van kentinin farklılaşmayı nasıl yapacağı konusun önemli bir şekilde önümüzdedir. Dolayısıyla Van kenti farklılaşmayı kendiliğinden değil, tüketim tercihlerine göre yapmalıdır. Modeller bir tarafa atılmalı ve belli sorunlar ile en iyi şekilde başa çıkması önemlidir.” Şeklinde konuştu.
TURAN: BU SÜRECİ VAN İÇİN FIRSATA ÇEVİRELİM
Alaeddinoğlu’ndan sonra söz alan YYÜ İİBF Kamu Yönetim Bölüm Başkanı Menaf Turan ise bu Van’ın geçmişi ve geleceği ile ilgili kısa bir değerlendirmenin ardından Van’da tarihi bir süreçten geçildiğini belirterek hem yerel yönetimin hem Vali ve kaymakamların aynı isimler olduğu bir süreçte Van adına bir platform oluşturup Van’ın önemli konularını bu süreçte fırsat çerçevesinde çözülmesi gerektiği önerisinde bulundu. Bu fırsatla Van’a büyük kazanımlar sağlayabileceklerini söyleyen Turan, bunun için üniversite ile bu işin sekreteryasını yürütebileceklerini söyledi.
TAKVA: KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÖNEMLİ
Gerçekleştirilen toplantıda konuşan Van Ticaret ve Sanayi Odası (Van TSO) Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Takva, kurumsallığın bireyler üzerinden yapılamayacağını söyledi. Takva şu ifadelere yer verdi: “Kurumsal sürdürülebirliği tartışmamız gerekiyor. Kişiler üzerinde bunun yapılması doğru değil. Vanlı olmayan Vanlılar üzerinden marka şehir yapılabileceği konusunda çok fazla ümit var değil. Ben sizlere katılıyorum ancak endişelerimde var.” Bu konuşmasının ardından bazı istatistikler paylaşan Takva: “Dünya’da 193 tanınan ülke var ancak tanınmayan ülkeler ile birlikte 206 ülke var. Dünya da 2 milyon 469 bin 501 tane şehir var. Marka şehir yaratmak ya da marka şehir olmak dolayısıyla bu kentlerin hepsinde konuşuluyor. Van’ı markalaştırmak istediğimizde 2 milyon 469 bin 500 şehir daha kendini var etmek ve bu anlamda farkındalık yaratmak çabası içindeler.” Dedi.
“MARKA ŞEHİR OLMAK İÇİN 2 ÖLÇÜT ÖNEMLİDİR”
Marka şehirler için 2 ölçütün ön plana çıktığını söyleyen Takva şunları söyledi: “2 milyon 469 bin 500 şehir arasında bizim yarışmamız için bizim bir üstünlüğümüzü ortaya koymamız gerekiyor. Bütün bunların insanların ilgisi çekebilmesi için çalışmamız gerekiyor. Bu anlamda önemli olan iki ölçüt var. Bunlardan bir tanesi kenti ziyaret eden insanların sayısıdır diğeri ise o ziyareti yapan insanların kente bıraktıkları paradır. Siz bir kenti altınla da yapsanız kimse gelmezse bu bir marka şehir olmaz. Hocalar ölçüyü iki seçenekte verdi. Bunlarda çok önemlidir ve göz ardı etmememiz gerekiyor. Bizim de Van için bunu yapmamız gerekiyor. Van’a elen ziyaretçileri arttırmamız gerekiyor. Bu artış ile birlikte ziyaretçilerin alışveriş yapmaları için farkındalık yaratmamız gerekiyor.”
TAKVA: VAN İÇİN FARKINDALIK OLUŞTURULMALI
Türkiye’deki kentlerin markalaşmasıyla ilgili de konuşan Takva, “Türkiye’de ise İstanbul’un farklı bir durumu var. İki kıtayı bir birine bağlıyor, denizin içinde bir kent olma gibi gibi özellikleri var. Bütün bunlar arasında biz Van’ı marka şehir yapabilir miyiz? Elbette ki yapabiliriz ancak bunun içinde biraz zaman gerekiyor. Ancak bu anlamda mutlaka bir farkındalık oluşturma gibi bir anlayışımızın olması gerekiyor. Kendimizi sıradan insanlar gibi tanımlamadan çalışmamız gerekiyor. Bu anlamda farkındalık içerisinde olmamız gerekiyor. Biz oda ve yönetimsel anlamda bunun çok iyi farkındayız. Bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz.” Şeklinde konuştu.
“STRATEJİK MANTIKLA KONU ELE ALINMALI”
Marka şehir olmak için 50-100 yıllık bir sürece ihtiyaç olduğunu söyleyen Takva, “Biz bu anlamda neler yapıyoruz? Bizim öncelikle farklı olduğumuz kendi içimizden çıkarmamız gerekiyor. İçimizde farklı olduğumuzu dışarıya çıkarmamız gerekiyor. Bunu yaparsak coğrafyamızı değiştirebiliriz. Dolayısıyla Van’ı marka kent yapmak da o kadar kolay değildir. Bu bizim 50-100 yıllık zamanımızı alabilecek bir durumdur. Bunun içinde işbirliğine büyük anlamda ihtiyaç vardır. Stratejik mantıkla bu konu ele alınmalıdır. Havayolu şirketinden tutun bilmem nelere kadar tüm anlamda marka kent olması adın herkesin bir arada olması gerekiyor. Biz bu konuyu ilk olarak ortaya attığımızda farkındalık adına yapılması gerekenleri söyledik. Akademik olarak bu konu ele alınsa dahi Van TSO’nun bu konudaki çalışmaları da ortaya koyulmalıdır.” İfade etti.
TAKVA: KAMUOYUNDA CİDDİ BİR İSTEK VAR
Van TSO olarak yaptıkları çalışmaların olduğunu ifade eden Takva, bu çalışmaları marka kente hizmet etmesi adına yaptıkları söyledi. Takva şöyle devam etti: “Biz dahi tüm kesimlerin konu hakkında ciddi anlamda bilgi sahibi olmadığını gördük. İlimizin ve bölgemizin ekonomik düzeyinin düşük olması bizler için bir dezavantajdır. Bu çok belirleyici bir mesele değildir. Eğitim düzeyi, işbirliği kültürünün yaygın olmaması bunun gibi birçok dezavantajımız vardı. Ancak buna rağmen kamuoyunda ciddi bir isteğin olduğunun da farkındayız. Marka kentin anlamını bilmiyor olabiliriz ancak bu ilimizin marka kent olması için katkı sunmayacağımız anlamına gelmiyor. Marka kent kavramı bu anlamda ciddi şekilde tartışılmaya başlandı. Bizim de bu anlamda yaptıklarımızın buna bir amacı vardı. Bizde bunu bilinçli bir şekilde yaptık.”
“MARK DEĞER İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Van’ın marka şehir olması için yaptıkları kahvaltı rekoru ve alışveriş günleriyle ilgili de konuşan Takva son olarak, “Birkaç festival ve sınırlar fuarlar ile kentlerin marka kentler olma yolunda önemli adımlar olduğunu bildik. Marka kent olması için insanların o kentlere gelmesi gerektiğini bildik ve bu anlamda çalıştık. Yapılan fuarlar, festivaller ile bunun küçük küçük adımlarını atmaya başladık. Kamuoyunda pozitif etkisi yaratacak bu çalışmaları yaptık. 2014 yılında daha önce ABD’de olan Dünyanın en kalabalık kahvaltısını Van’a getirdik. Bunu sizlerin katkısı ile yaptık. Bu önemli bir farkındalıktı. Burada tüm kesimlerin buna destek verdiklerini görmüş olduk. Bu çerçevede İstanbul’da ve Ankara’da yapılan alışveriş günlerini Van’da yaptık. Van’da yaptığımız alışveriş günleri ile çok güzel bir çalışmaya daha imza atmış olduk. İstanbul’da ve Ankara’da alınamayan verimi Van’da almış olduk. Buda çok önemliydi. İlkin 400 firma bu festivalde yer alırken, bu sene bin firma bu festivale katılım sağladı. Bunun dışında yabancı turistlerin Van’a gelişinde de büyük artışlar oldu.” Dedi.
ŞEHRİVAN : ÖNDER ALTINAL