CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara basın temsilcileriyle ile bir araya geldi. Kılıçdaroğlu anayasa değişikliğini "AKP anayasa değişikliklerini dayatma ile yapmayı sürdürüyor." sözleriyle değerlendirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, önceki akşam gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle akşam yemeğinde bir araya geldi. Kılıçdaroğlu anayasa değişikliğini, OHAL koşullarını ve Suriye’deki son durumu değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliği ile ilgili olarak, “Bir veya iki partinin tekelinde rejim değiştirmeye kalkışmak demokrasiye ihanettir. El kaldırıp indirerek rejimi değiştiremezsiniz.” dedi.
AYNI SORUNLAR SÜRÜYOR
Evrensel Gazetesi’nden Cem Gurbetoğlu’nun haberine göre, “Kılıçdaroğlu ‘Gazetecilerin hapishanelerde olmadığı bir yıl’ dileyerek sözlerine başladı. Türkiye’nin beş temel sorununu “Darbe hukukundan kurtulmak, dış politika, ekonomi, eğitim ve Kürt sorunu” diyerek tarif eden Kılıçdaroğlu, önceki akşam da aynı beş soruna dikkat çekti. Kılıçdaroğlu, şimdi de “istikrar” adına Başkanlık sisteminin dayatıldığına dikkat çekti. Bundan önceki Anayasa değişikliklerinin dayatma kültürünün eseri olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, AKP-MHP’nin teklifinin de aynı şekilde bir dayatma kültürünün eseri olduğunu söyledi. “Amaç demokrasiyse teklifte yok. Kuvvet ayrılığı getiriyorsa o da yok zaten. Amaç ne?” diyen Kılıçdaroğlu, 14 yıldır her istediği yasayı itirazlara rağmen Meclisten geçiren AKP’nin şimdi “bir kişinin arzusu” üzerine rejimi değiştirmek istediğini dile getirdi. Benzer bir dayatmayla getirilen 12 Eylül Anayasası’nın referandumda yüzde 92 oy ile kabul edildiğini, ancak kısa süre içerisinde pek çok maddesinin değiştirilmek zorunda kaldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, “iki partinin mutfağında hazırlanan” bu teklifin kabulünün Türkiye’yi daha karanlık bir tabloya sürükleyeceği uyarısında bulundu.
‘MECLİS İTİBARINI KORUMAK ZORUNDA’
Kılıçdaroğlu, teklifin Meclisten geçmeyeceğini düşündüğünü söyledi. “Demokrasiden vazgeçmek dünyanın hiçbir yerinde oylanmaz” diyen Kılıçdaroğlu, sağduyunun galip geleceğini, AKP ve MHP’li vekillerin de bu teklife hayır diyeceğini düşündüğü dile getirdi. Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal’e bile verilmeyen Meclisi feshetme yetkisinin şimdi de bir kişiye verilmeyeceğini ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bu Meclis, ben gazi Meclisim diyorsa, darbe girişimini püskürtmüşse, buna onay vermez. Parlamento itibarını korumak zorundadır. Anayasa değişikliğini bir veya iki partinin tekeline alıp rejim değişikliğine soyunmak demokrasiye ihanettir” diye konuştu. Kılıçdaroğlu, referanduma gidilse bile özgür bir seçim ortamının olmayacağını vurgulayarak şunları dile getirdi: “Referanduma silahlar eşit koşulda gitmiyoruz. 12 Eylül’de de anayasa değişikliğine karşı çıkmak yasaktı. 100 küsur üniversite var, biri bile bu teklife ilişkin görüş belirtemiyor. Devletin bütün koşullarıyla sahaya inecek, sonra ‘eşit koşullarda referandum’ denecek. Cumhurbaşkanı bizimle beraber seçim meydanına inecek, aleyhimize bir sürü şey söyleyecek, sonra Meclise gelip tarafsızlık yemini edecek. Günün 24 saati televizyonlardan propaganda yapılacak, 5 dakika da biz konuşacağız. Halkın doğru karar verebilmesi için o (Erdoğan) 10 dakika konuşsun, ben 5 dakika konuşayım. Ama o 2.5 saat, ben 5 dakika.”
‘GÖRÜNTÜLERE İLİŞKİN YANIT BEKLİYORUZ’
Türkiye’nin Suriye politikasında geldiği noktayı, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kötü dış politika yenilgisi” diye tanımlayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, IŞİD’in yayımladığı videolara ilişkin “Ortadoğu’da oyun kurucuyduk. Bizden habersiz kuş uçamazdı. E, erlerimizi vurdular. Kim vurdu? Bilmiyoruz. Görüntüleri izlerken içimiz acıyor. Hele Türk bayrağının IŞİD’in postalıyla ezilmesi, ağırıma gidiyor. E, işin sorumlusu kim? Cevap bekliyoruz, dedik. 7 gün geçti yanıt yok. Bu nasıl devlet. Ben böyle yönetim görmedim, tanık olmadım” değerlendirmesi yaptı.
‘IŞİD’E DEĞİL PYD’YE KARŞI’
Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin Suriye’ye IŞİD’i vurmak için değil, PYD’nin hat oluşturmasına engel olmak için girdiğini herkesin bildiğini söyledi. El Bab operasyonunu eleştiren Kılıçdaroğlu, “Sizin aşağılarda işiniz ne? Rakka’ya gidecekmişsiniz. Sizi herkes yalnız bıraktı. ABD, Rusya hangi gerekçeyle bize yardım etmiyor? Hem anlaşma imzalayıp hem yalnız kalıyorsunuz? Niye oradasınız? Şehitlerin hesabını kim verecek? Kendi çocukları askere gitti mi? Ortadoğu bataklığı içinden Türkiye’nin çıkması en erken 9-10 yıldır. Suriye demek Rusya, ABD, İran demektir. Destek alırsanız kayıp az olur. Her gün şehit gelir diyorsanız, eyvallah” dedi.
‘HSYK’NIN YAPISINI BAŞTAN DEĞİŞTİRDİLER’
Cumhuriyet Gazetesi’nden Erdem Gül’ün haberine göre ise, Kılıçdaroğlu, Meclis’teki başkanlık teklifiyle Türkiye’nin 12 Eylül koşullarına benzer hatta daha da ağır koşullarda rejim değişikliği yapmakta olduğunu, aynı anda tarihin en büyük dış politika yenilgisinin yaşandığını söyledi. Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları Gül’ün haberine söyle yansıdı; “Bir kişinin arzusu: AKP anayasa değişikliklerini dayatma ile yapmayı sürdürüyor. En son 2010 yılında yapılan değişikliğe bakalım. Çok uyardık, böyle yapmayın dedik. Dinletemedik. HSYK’nin yapısını baştan aşağı değiştirdiler. Sonuç ortada. Şimdi de bu değişikliklerle her şeyin çözüleceği söylüyorlar. Ama emin olun çok daha kötü günler bizi bekliyor. Kim istiyor bu rejim değişikliğini. Bir kişi istiyor. Bir kişinin arzusuyla anayasa değişmez. İki partinin mutfağında hazırlandı, Meclis’e geldi. Ben bundan daha ayıp bir metin görmedim. Türkiye’yi daha karanlık bir tablonun içine çekecekler.
‘FETÖ İLE BİR BEN GÖRÜŞMEDİM’
CHP içinde FETÖ yapılanmasının sızdığına ilişkin çokça propaganda yapıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu “Şunu açıkça ifade edebilirim ki CHP iklimi FETÖ’nün yeşereceği bir yer değildir. O iklimi başka yerde buldular, yeşerdiler. Üniversitedeki görevlerinden alınan PM üyelerimiz konusu. Ben Başbakan Yıldırım’a üç isim verdim. İkisi PM üyesi üç arkadaşımızla ilgili iddiaları aktardım ve soruşturması için isim verdim. Notunu aldı. Ama bugünü kadar bir dönüş olmadı.Fethullah Gülen’le herhalde görüşmeyen tek lider benim. Gülen ameliyat olduğunda geçmiş olsun diyenlerin yayınlandığı o uzun listede de benim adım yok. Öteden beri bizim en büyük kavgamız bu örgütle değil miydi?”
HDP’lilerin tutuklanmasını doğru bulmadığını söyleyen CHP’li lider “HDP’li vekillerin tutuklanmasını doğur bulmadığımızı, bunun çözüme katkı sunmadığını defalarca ifade ettik. Ben milletvekillerinin mahkeme sonuçlanıncaya kadar yani suçlu oldukları mahkemece onaylanıncaya kadar tutuklanmamaları gerektiğini savundum. Aynı noktada duruyorum. Türkiye’nin tüm temel meselelerinde olduğu gibi çözümün tam demokrasi de olduğunu düşünüyorum. Gazetecilerin hapiste olduğu bir ülkede basın özgür değildir 148 gazetecinin hapiste olduğu bir ülkede basın özgürlüğünden söz edemeyiz. İktidar diyor ki bunların çoğu gazeteci değil. İktidarın, siyasetçilerin gazetecileri nasıl gördüğü hiç önemli değildir. Önemli olan gazetecilerin gazetecileri nasıl gördüğüdür. Bu kadar gazetecinin hapiste olduğu bir gerçek. İktidar eğer onlar gazeteci değil diyorsa bunu kamuoyuna değil gitsin gazeteci örgütlerine anlatsın. Bir gazetecinin bile hapse atılmasına karşıyız. Gazetecinin ruhunda muhaliflik vardır. Özgürce haberini, yayınını yapmalıdır. Gazetecilerin üzerindeki baskıya derhal son verilmelidir.”
Kaynak: Gazeteduvar