Van Gölü havzasındaki kuraklık tehlikesi sürüyor. Havzadaki kuraklık, son olarak Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Havacılık ve Uzay Ajansı'nın (NASA) Landsat uydu görüntülerine yansıdı.
Van Gölü havzası ve çevresini gösteren son dört yılın ocak ayına ait görüntülere göre, havzanın aldığı kar yağışı oranı her geçen yıl azalıyor.
bianet'e konuşan Van Çevre Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği (VAN ÇEVDER) Başkan Yardımcısı Arzu Dinçer, "deniz" olarak bahsettiği gölün şu anki halini "Yıllardır Van'da yaşayan ve denizin eski halini bilen biri de olarak, bu hâlini görmek bana acı veriyor. Çocukluğumuzda hayranlıkla izlediğimiz o güzelim Van Gölü şu an yok maalesef," diye anlattı.
Sulak alanlar da tehlikede
Dinçer, göldeki kuraklığın en önemli nedeninin iklim krizi ve yanlış su politikaları olduğunu söyleyerek şöyle dedi:
"Yağış miktarı azlığından dolayı Van'da ciddi bir kuraklık sorunuyla karşı karşıyayız. Gölün bulunduğu havzada ise kuraklık nedeniyle tarım ve hayvancılık neredeyse bitme noktasına geldi.
"Göl, bizim için deniz, 800 bin yıl öncesine dayandığı tahmin edilen tarihiyle doğusunda Akdamar, Çarpanak, Adır ve Kuş adaları ve sodalı suyu sayesinde turkuaza çalan rengiyle özel bir öneme sahip. Gölde bilinen 103 tür fitoplankton, 36 tür zooplankton ve endemik bir balık türü olan inci kefali yaşıyor.
"Şu an kuraklık nedeniyle göl etrafındaki kot farkı 1655 metreden 1653 metreye kadar düştü. Gölün yanı sıra önemli sulak alanlarımız var, buralarda da ciddi çekilmeler yaşanıyor. Su kaynaklarımız günbegün azalıyor.
"Van denizine yüze yakın derenin suyu akıyor. Bunlardan 19'u büyük akarsular ve bunların suyu yerleşim yerlerinden geçiyor, bu sular beraberinde evsel atıkları ve kanalizasyon sularını getiriyor. Dolayısıyla deniz birçok koldan kirletiliyor. Yağmur sularının doğru yönetimiyle denizin kirlenmesine neden olan faktörlerin önüne geçilmesi mümkünken hiçbir önlem alınmıyor."
Flamingo yolu
Van Gölü'nün özgül özelliklerine dikkat çeken Dinçer, Erciş-Çelebibağ flamingo yolunun da kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Akgöl, Değirmigöl, Tuzgölü, Zernek Barajı, Sıhke Gölü, Karasu Sarımehmet Barajı gibi özellikle üzerine HES (hidroelektrik enerji santrali) yapılan akarsularımızda yağış yetersizliğinden, yanlış su politikalarından, küresel ısınmadan, buharlaşmadan, tarımsal sulamadan dolayı dere yataklarındaki flora ve fauna yok oluyor. Erciş-Çelebibağ flamingo yolu kurumak üzere. Kuraklık nedeniyle şu an Van Gölü'nde pek çok adacık oluştu ve mikrobiyalitler ortaya çıktı.
"Nisan-temmuz ayları, Van gölü ile özdeşleşen ve Van Gölü kadar önemli olan, bizim 'uçan balık' dediğimiz inci kefali balığının üreme dönemiydi. Bu tarihte bile çevreye, dere yataklarına ve balığa özen gösterilmedi. Yanlış uygulamalardan dolayı binlerce balığın öldüğünü gördük burada. Bu ve diğer tüm nedenlerden dolayı Van Gölü için Koruma Kanunu çıkarılması gerekiyor."
Yanlış politikalar
Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı'nın koordinasyonunda bir yılı aşkındır sürdürülen göl temizlik çalışmalarına da değinen Dinçer, dip çamuru çıkarılmasının doğru yöntemlerle yapılması gerektiğini söyleyerek "Aralık ayında Van gölünün zemininden 320 bin metreküp dip çamuru çıkarıldı. Dip çamuru temizlenmesi acil bir ihtiyaç ama bu, ilkel yöntemlerle yapılamaz. Denizin iç kısmından karaya doğru gemilerle, iş makinesine bağlı bilgisayarla nerede ne kadar dip çamuru olduğunun tespit edilerek çıkarılması gerekiyor," dedi.
Van Gölü havzasında içme sularının dahi azalmasının endişelerini arttırdığını söyleyen Dinçer, Van Gölü'ndeki kuraklık tehlikesinin Türkiye'deki çevre örgütlerinin en önemli gündemlerinden biri olması gerektiğine değinerek konuşmasını sonlandırdı:
"Biz VAN ÇEVDER olarak Van Gölü'nde yaşanan çevre sorununu kamuoyuna duyurmaya çalışıyoruz. Burası tarihi bir alan aynı zamanda ve tüm dünyanın ortak mirası. Kontrollü Kullanım Alanı ilân edilmesi kararına Van Barosu'yla birlikte itiraz ettik. Çünkü göle tam bir koruma sağlanması ve 'Hassas Alan' ilân edilmesi gerekiyor.
"Yıllardır Van'da yaşayan ve denizin eski halini bilen biri de olarak, şu an bu hâlini görmek bana acı veriyor. Yani inanır mısınız? Çocukluğumuzda hayranlıkla izlediğimiz o güzelim Van Gölü şu an yok maalesef."
Van Gölü hakkında
Van ve Bitlis illeri sınırları içerisinde bulunan Nemrut volkanik dağının patlaması sonucu, bölgedeki tektonik çöküntü alanının önünün kapanmasıyla oluşmuş bir volkanik set gölü.
Çok sayıda koyu bulunan gölün yüzölçümü 3.713 km2.
Hem tatlı su hem de deniz ekosistemlerinden farklı bir sucul ekosistem sahip gölün suyu tuzlu ve sodalıdır. Gölün tuzlu-sodalı suları, biyolojik çeşitliliği sınırlar. Gölde bilinen 103 tür fitoplankton, 36 tür zooplankton ve iki tür balık yaşıyor.
Göl suyu tuzluluk oranı yüzde 19, pH'ı ise 9.8. Bu yüzden Van Gölü yüksek rakıma ve sert kışlara rağmen donmuyor.
Gölün tabanında "su altı peribacaları" olarak da bilinen ve uzunlukları 23 metreyi bulan dikitler (mikrobiyalit) bulunuyor.
BİA Haber Merkezi