ŞEHRİVAN ÖZEL: SERCAN CANSIZ-NECMETTİN DURSUN
Dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında her geçen gün şiddetini arttıran aşırı sıcaklar ve beraberinde gelen kuraklık, birçok sektörü olumsuz etkilerken, arıcılık sektörünü de kötü etkilemeye devam ediyor. Van ve çevresi, yüksek rakımlı yaylalar ve zengin bitki örtüsüyle arı yetiştiriciler için önemli bölgeler içerisinde yer alırken, yaşanan kuraklıktan payını alan yaylalar, arı yetiştiricilerini de endişelendiriyor. Geçtiğimiz yıllarda büyük bal hasatlarının yapıldığı kentte bal sektörü de büyük kayıp yaşarken arıcılık da pandeminin en çok etkilediği sektörlerin başında geliyor. Kayıplar sürmeye ve verim düşmeye devam ederken konuyla ilgili Şehrivan'a açıklamalar da bulunan Van Arıcılar Birliği Başkanı Halil Tandoğan, kuraklığın bir doğa olayı olduğunun altını çizerek son 20 ve 30 yıl baz alındığında böylesi bir sorunla karşılaşmadıklarını ifade etti.
BAL ÜRETİMİ DİBE VURDU!
Yaşanan kuraklık ve iklim değişikliklerinin rekolteyi ciddi anlamda düşüreceğini dile getiren Van Arıcılar Birliği Başkanı Halil Tandoğan şunları ifade etti: “Kuraklık biliyorsunuz doğa ile alakalı bir durum. Çiçeğin, otun yeşermediği, kuru olduğu bölgelerde arılar da doğal olarak etkileniyor. Otun olmadığı yerde çiçek olmaz, çiçeğin olamadığı yerde bal da olmaz. Bu anlamda bal üretiminde verimin ne derece olduğu, kaybın ne kadar olduğunu tam olarak rakam veremeyiz, ama böyle bir kuraklık son yaşadığımız yıllara göre son 20-30 yıl baz alındığında böylesi bir durum ile karşılaşmadık.”
TANDOĞAN: BAL OLMAZSA ARI OLMAZ!
Cümlelerini sürdüren Tandoğan, “Bal olmayınca arı da olmaz, doğa olmaz, meyve de olmaz. Endişelendiğimiz konu şu; bal olmadığı zaman arı önümüzdeki kışı atlatamaz. Çünkü arı, sağlık beslenemediği zaman, yeterince beslenemediği zaman kışı atlatamaz hastalıklara karsı direnç gösteremez ve bu durum arı kayıplarını da beraberin de getirir.” Dedi.
“KURAKLIKTAN YAYLAR DA OLUMSUZ ETKİLENİYOR”
Yaylalar için de aynı sıkıntının devam ettiğine değinen Tandoğan şunları söyledi: “Sonuçta otun yeşerdiği dönemde yağış almadığından dolayı yaylarda olumsuz etkileniyor. Yaşanan kuraklıktan dolayı rekolte dediğimiz verim şu anda yok gibi. Geçtiğimiz yıllardan yüzdelik olarak bahsedeceksek şu an ki rekolte yüzde 20 civarında. Bu durum tamamen üreticinin, çiftçinin zarar edeceğini gösteriyor bize. Bu sezon bal üreticileri akıntıya karşı kürek çekmesi gibidir. Doğada nektar akışı, çiçek akışı, bal akışı yoksa buna yapılabilecek bir müdahale yok. Tahminimizce verim yüzde 20 olacağını bekliyoruz. Bu da ne demektir, fiyatlara az da olsa yansıyacaktır.”
ARI KAYIPLARI ÇOK FAZLA SAYIDA OLACAK!
Tandoğan, “Kuraklıktan korunmak için hangi yolları deniyoruz doğaya karşı koyma gibi bir gücümüz yok. Yapabileceğimiz tek şey daha fazla yağış alan yerler varsa, kuraklığın az olduğu bölgelere gidilebilir. Bu sene arıcıların işi gerçekten çok zor. Bal olmamakla beraber ekonomik sıkıntı ve arı kayıpları çok fazla sayıda olacaktır.” diye ekledi.
“DOĞANIN DENGESİNİ BOZABİLECEK EYLEMLERDEN KAÇINMAMIZ GEREKİR”
Küresel ısınmanın yıllardır konuşulduğuna dikkat çeken Tandoğan, şöyle devam etti: “Bu sene tam anlamıyla hissettiğimiz bir yılda oluyor. Doğanın, mevsimlerin değiştiğini, yağışların olmadığını görüyoruz. Bu küresel ısınmayla beraber herkesin üzerine düşeni yapması gerektiğini, doğayı katletmemiz gerektiğini, ağaç ekimine gereken önem vermemiz lazım bununla beraber doğada ki su kaynaklarının özenle kullanılması gerekir. Doğayla ilgili, doğanın dengesini bozabilecek eylemlerden kaçınmamız gerekir. Bunun için tüm insanlığın ve ülkemizin seferber olması lazım yoksa bu durumun daha kötü sonuçları doğuracağından kimsenin şüphesi olmasın.” Şeklinde konuştu.