Dilekçi ve Özgökçe'den Merkür TV'ye Önemli Açıklamalar

Dilekçi ve Özgökçe'den Merkür TV'ye Önemli Açıklamalar
20 Ekim 2015

Her hafta farklı konu ve konukları ile bölgede seçim nabzını tutan Gazeteci Osman Nuri Yıldız’ın sunduğu ve Merkür Tv,Esra FM ve İlaç FM’de ortak yayınlanan“Seçime Doğru” programına Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Eş Başkanı Veysi Dilekçi ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van 6. Sıra Milletvekili Adayı Bedia Özgökçe konuk oldu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Eş Başkanı Veysi Dilekçi ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van 6. Sıra Milletvekili Adayı Bedia Özgökçe, Gazeteci Osman Nuri Yıldız’ın sunduğu ve Merkür Tv,Esra FM ve İlaç FM'de ortak yayınlanan “Seçime Doğru” programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Dilekçi ve Özgökçe, Ankara’da gerçekleşen katliamdan Beşir Atalay’ın Van’da olmasına kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu. Ankara’daki katliam ile konuşmalarına başlayan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van İl Eş Başkanı Veysi Dilekçi ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Van 6. Sıra Milletvekili Adayı Bedia Özgökçe, alınmayan tedbirlerden yakındı. Dilekçi, bu işin gerçek faillerinin peşine düşülmesi gerekirken, kamuoyu bir açıklama beklerken maalesef ülkenin algısını değiştiren yeni bir süreç başlatıldığını belirtti. Saldırının daha önce planlandığını iddia eden Dilekçi, “Aslında bu ülkede barış isteyenlere, özgürlük isteyenlere dönük gösterilen yaklaşımdır. Bir fail tartışması yürütülüyor ama önemli olan bu değildir, asıl mesele Diyarbakır mitinginde yaşanan katliam daha sonra Suruç’ta yaşanan katliam ve en sonunda da Ankara’da yaşanan katliamın failleri gün yüzüne çıkarılıp yargıya teslim edilmemişse, bu anlamda kamuoyuna tatmin edici bir açıklama yapılmamışsa elbette bu olayların failleri kim olduğu çok önemli değildir.” şeklinde konuştu.

ÖZGÖKÇE: “ANKARA’DAKİ KATLİAMIN SORUMLUSU HÜKÜMETTİR”

Vatandaşı adalete olan güveni böyle durumlarda ortaya çıktığını ifade eden Özgökçe de “Hükümetin ve devletin de meşruiyeti aslında bunlarla ilintilidir. Ankara’daki katliamın sorumlusu hükümettir. Bunu tartışılacak hiçbir tarafı yoktur. Olay olduğundan beri, tanıkların anlatımı, görüntüler güvenlik zafiyeti açık. Sadece güvenlik zafiyetinden bahsetmiyoruz. Ankara’nın göbeğinde kuş uçsa herkesin haberinin olacağı bir yerde günler öncesinde izni alınmış, güzergâhı belli ayrıca kimlerin olacağı belli. Böylesi bir ortamda orada bir önlemin alınmamış olması, istihbarat faaliyetlerin değerlendirilmemiş olması ya da değerlendirilmişse bile biliniyor olsa bile önlem alınmamış olması çok açıktır ki devletin sorumluluğunu gösteriyor.” diye konuştu.

ÖZGÖKÇE: "BAKANLARIN SERGİLEDİKLERİ DAVRANIŞLARI İBRETLİK"

Hükümetin her şekilde katliamdan sorumlu olduğunu söyleyen Özgökçe, şunları söyledi; “Miting alanının içine olmaması onların sorumluluğunu kaldıramaz. Çünkü Ankara gibi Ankara’nın göbeğinde, büyükşehir belediyeye 20 metre, adliyeye 50 metre. Bakanları, yetkililerin televizyon karşısına çıkıp sergiledikleri davranışlar ibretlik. Başka bir ülkede olsaydı hakikaten istifa etmeleri gerekirdi. Fakat pişkince, yüzsüzce sırıtabiliyor. Akıl karı değil. Bütün topluma yapılmış bir saygısızlık.”

DİLEKÇİ: TÜRKİYE’DE UZUN YILLARDIR SÜREGELEN SİYASİ SOYKIRIM OPERASYONUNA BİR YENİSİNİ DAHA GÖRMÜŞ OLDUK

Veysi Dilekçi, Van başta olmak üzere Türkiye’nin birçok ilinde DBP’li belediye yöneticilerine karşın başlatılan operasyonlar hakkında hükümeti sert bir dille eleştirdi. Bir siyasi soykırıma uğradıklarını söyleyen, “Erciş’te belediye eş başkanımız aynı zamanda halkların demokratik partisi ilçe eş başkanımız ve bazı yönetici arkadaşlarımız hukuksuz bir şekilde gözaltına alındı. Türkiye’de uzun yıllardır süregelen siyasi soykırım operasyonuna ne yazık ki bir yenisini daha görmüş olduk. Erciş halkının büyük bir tercihi ile seçilmiş bir belediye başkanının bu şekilde gözaltına alınmış olması oradaki seçmene bir hakaret olarak nitelendirmemiz yerinde olacaktır.” şeklinde konuştu. Dilekçi, ayrıca “Türkiye 7 Haziran öncesinde farklı bir süreci yaşıyordu, 7 Haziran sonrasında ise farklı bir süreç. Yaşıyor. Özellikle 7 Haziran öncesinde ülkemizde yürüyen bir çözüm süreci vardı. Bu anlamda karışlıklı diyaloglar vardı. Her ne kadar bu süreç müzakere sürecine dönüşmemiş olsa da daha çok diyalog temelinde günlük sorunlarına da müdahale eden bir süreci yaşıyorduk bu da doğal olarak toplum yaşamında ciddi bir rahatlamayı beraberinde getirmişti. Elbette o günde sorunlar vardı ama bugünkü kadar ağır değildi. En azından ölümler yoktu, can kayıpları yoktu. Ciddi anlamda bir kayıp söz konusu. 7 Haziranda özellikle 13 yıllık iktidarını kaybeden AKP’nin başlatmış olduğu bir süreç söz konusudur. Yani tek başına iktidar olamamanın vermiş olduğu bir durumla karşı karşıyayız.” ifadelerini kullandı.

BÖLGEDE YAŞANAN ÇATIŞMALAR

Özgökçe, bölgede yaşanan çatışmalara değinerek çatışmaların tek müsebbibinin “Saray” olduğunu söyledi. HDP üzerinde algı operasyonu oluşturulduğunu söyleyen Özgökçe, “1 Kasım’daki seçime kadar şöyle bir algı oluşturmaya çalışıyorlar; katliamlar yürütülecek, bunu HDP kanadına sayacaklar. Onlar yaptı diyecekler ve bütün illere cenazeler gitmeye başlayacak. Vatan, millet, bayrak gibi oya devşirebilecek değerleri kullanmaya başladılar. Artık eskisi gibi bir dönem bitti. Bu savaşın Saray’ın savaşı olduğunu herkes biliyor. Geçmişte AKP’ye oy vermiş olanlar görüyorlar ve görecekler. Zaten bunu 7 Haziran seçimlerinde gördük. 1 Kasım’da oylarımızı daha da artıracağımızı düşünüyorum.” diye konuştu.

SEÇİMLERİN İPTALİ

Seçimlerin iptal edilebilir mi sorusu üzerine Özgökçe, “Açıkçası seçimin iptal olmasını beklemiyorum. Seçime karşı duruyorlar. Çünkü kaybedecekleri şeyler çok daha fazla. Yani yasama, yürütme, yargı, yandaş basın. Bunlar ellerinden gittikleri vakit işledikleri suçlar ortaya çıkacak. Uluslararası ceza mahkemesi önünde, birleşmiş milletler güvenlik konseyi savcısı savaş suçu kapsamında bir soruşturma başlattı. Savaş suçu işledikleri için –mit tırları için söylüyorum- ve daha başka sebeplerle yargılanacaklar. Hesap verecekler. En nihayetinde ilahi mahkemede yargılanacaklar. Orada ne iktidarı ne de paraları geçmeyecek. Bu süreçte ne yazık ki can kayıpları oluyor.” şeklinde cevap verdi.

ÖZGÖKÇE: HALKLARIN İRADESİNE BİR SAYGISIZLIK VAR

Seçimlerinin yenilenmesinin halkların iradesine saygısızlık olarak değerlendiren Özgökçe, “Halkların her kesiminde tercihler yapıldı. Halkların iradesine bir saygısızlık var. Bu başlı başına hukuka aykırı bir durum. Bu seçimin bir karşılığı yok. Yine halklar en doğru cevabı kendisi verecektir. 7 Haziran öncesinde ciddi anlamda bir umut, bütün halklar açısından bir barış umudu doğmuştu. Artık çözüm konuşulacaktı. Bir arada yaşamanın modelleri tartışılacaktı. Yerinde yönetim talepleri vardı.” dedi.

VAN’DAKİ EKONOMİ SORUNLARI VE BEŞİR ATALAY’N VAN’DA ADAY OLMASI

Van’da gerçekleşen depremin ardından hükümetin özellikle AKP Van Milletvekili Adayı Beşir Atalay’ın kötü bir üne sahip olduğunu söyleyen Özgökçe, o süreçte Beşir Atalay’ın davranışlar için “Halk ikinci depreme kadar yaşadığı onca sorunu içişleri bakanına anlatmaya çalışırken protesto başlıyor. Halk protesto edince ne haliniz varsa görün tavrı aklımızdan hiç çıkmadı. İkinci olarak gaz sıkıldı.” İfadelerini kullandı. Yapılan yardımlar hakkında şüpheler olduğunu ve deprem sürecinde şaibelerin yaşandığını söyleyen Özgökçe, şunları söyledi; “Gelen yardımlar nasıl kullanıldı, ne yapıldı? Bunlarla ilgili birçok şaibe var. Bir sürü soruşturma açıldığını duyduk ama sonucundan haber alamadık. Ve sonra TOKİ süreci. Bir devlet buyurgan olmaması lazım. Hükümet tarafından atanmışlar kendi kafalarına göre bir şeyler yaptılar. TOKİ yaptılar. O TOKİ’lerin arsaları, onlardan elde edilen kârlar ve sonra TOKİ yapım süreci… 45 bine mal olduğu belirlenen TOKİ inşaatları ve bunları bir daha halka sattılar. 90 bin, 100 bin civarında ve taksitlere böldüler. Şu anda geri ödemeler başladı ve ayrıca ortak gider, yakıt vs giderler nedeniyle birçok insanın icra takibine maruz kaldığını duyuyoruz. Burada yatırım yok. En yoksul illerden biriyiz. İşsizlik, yoksulluk çok yüksek. Yatırımcı önünü görmek ister.” Veysi Dilekçi, AKP de özellikle son dönemlerde yapılan birçok seçimde bölgede hep yenilgi ile çıktığını söyleyerek, mumun bir kere erimeye başladığını ve eridikçe sonu geleceğini belirtti.

DİLEKÇİ: “AKP YANLIŞ ATA OYNADI”

AKP’nin Van’da Beşir Atalay’ın aday göstermesine de değinen Dilekçi, “AKP, kaybedilen itibarı kazanır mıyım anlayışı içerisinde olmuştur. Ama burada tabiri caizse yanlış ata oynuyorlar. Çünkü Beşir Atalay Van kamuoyunda çok iyi tanınan, bilinen bir şahıs. Çözüm sürecinin mimarı olması ya da olmaması çok önemli değildir. Önemli sonunun getirmesi gerekiyor. O tamamlaması gereken süreci bitirmesi gerekiyordu. Özellikle çözüm sürecinde partimizi suçlayan, Kürt hareketini suçlayan bir dil kullanıyordu. Şunu belirteyim. Çözüm süreci başlatılırken verilen vaatler yerine getirilmedi. Vaatler ne? 35 yılı aşkındır bu coğrafyada bulunan Kürt hareketinin sınır dışına çıkmasının yasal zemin olması gerekiyordu. Hükümet bu yasayı çıkartmamış, bu yasa sonucunda geri çekilme durumu gelişmemiştir. Bunun 1. Derece sorumlusu Beşir Atalay’dır.” dedi.

DİLEKÇİ: “BEŞİR ATALAY VAN HALKINI KANDIRAMAZ”

Dilekçi, Beşir Atalay’ın yaptığı açıklamaları ve verdiği vaatleri de sert bir şekilde eleştirerek ise, “Bölge geri bırakılmış bir gölgedir. Bu bölgeye bir pozitif ayrımcılık yapılması gerekirken bu bölgeye değil başka bir bölgeye yapıldı. Kayseri’nin AKP dönemindeki gelişmişliğine bakalım bir de Van’a bakalım! Ya da bir Konya’ya bakalım bir de Van’a bakalım, bir Diyarbakır’a bakalım. Devlet nazarında ne tür yatırımlar yapılmış ki bugün bu söylemlerde bulunuyor? Kapıköy Sınır Kapısı’ndan bahsederken, 13 yıllık iktidarda olan AKP, bugün gelip bizzat kendim açacağım diyor. Sorarlar? Ben soruyorum! Kimsin, sıfatın ne? Şu anda AKP’den bir milletvekili adayısın. Bu kentin bir valisi, bakanı yok mu ya da diğer yetkileri yok mu? Onlar niye söylemiyor? Valilerin çok bir işe yaramadığını, kaymakamın çok biri şe yaramadığını, devlet kurumların pek bir işe yaramadığını Beşir Atalay bizzat söylüyor. Sorarlar siz hangi sıfatla kapıyı kendi ellerimle açacağım? Siz bir siyasi parti mensubusunuz. İktidar partisinin bile mensubu değilsiniz. AKP şu anda Türkiye’de iktidar partisi değil. Şu anda bir seçim hükümeti olabilir ama bu hükümetin de sınırları var. Bu anlamda Van halkı bunu görüyor. Yine Beşir Atalay’ın Van depreminde oluşan durumu! Devlet şu anda Van’da barakalarda yaşarken kalkıp topluma biz şunu yaparız vaadi boş vaatlerdir. Kimse kabul etmez. Sayın Beşir Atalay yanındakileri kandırabilir kendisini kandırabilir ama Van halkını kandıramaz.” cümlelerini kullandı.

 

DİĞER HABERLER

Copyright © 2017 İlaç Radyo Her Hakkı Saklıdır İlaç Radyo Bir Altınradyo ve Tv Yayıncılık A.Ş. Kuruluşudur